Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '09

 
Kategori
Haber
 

Sağlıkta neler oluyor

Sağlıkta neler oluyor
 

Uzundere'de Sonbahar / ezgi umut


18 Ekim Pazar günü İstanbul Kadıköy’de Sağlık Yasası’nı protesto mitingi yapılacak ve bu mitingi buharlaştırılan sağlık haklarım nedeniyle destekliyorum. Neden mi? Okuyun lütfen. .

Eczaneye uğradım.Hastanede yazılan ilaçlarımızı almak için. Eczacı hanım kan ter içinde kalmıştı, yaşlı bir emekliye bir şeyler anlatmaya çalışıyordu:

"Katkı payı bizim cebimize girmiyor amca" deyince anladım.

Yaşlı amca ise hiç oralı değil. Anlamazdan mı geliyor, yoksa gerçekten anlayamıyor mu belli değil.

"Ben emniyetten emekli devlet memuruyum. Ben SSK'lı değilim ki..." diye ısrar etmeye devam ediyor.

Neyse sonunda benim de amcayı ikna edici katkılarda bulunmamla amcanın devlete olan borcunu tahsil etmeyi başardık. 2 TL.

Sağlık ocağında hasta muayenesinde kaytkı payı olan 2 TL, hastanın ilacını almaya gittiği eczanece kesiliyor. Kural bu. Tebliğ ile belirlenmiş. Bunu biz hastalara anlatmak ise eczacılar için deveye hendek atlatmaktan beter bir durum.

Sosyal güvenlik ve sağlıkta dönüşüm çerçevesinde her geçen gün yapılan yeni yeni düzenlemelerle, hem hastaların hem de eczacıların adeta başları dönüyor desem yeridir.

Her gün ilaç bazında yapılan değişikliklerle, listeden çıkarılan ilaçlarla, sağlık haklarımız budanıp duruyor.

Örneğin antibiyotik X yazıldı size, içinde 14 tablet var. Günde 2 tane 500mg lık tablet almanız gerekli. Ama bilgisayardan girildiğinde devlet size günde 1 tane içme hakkı veriyor. Bu da günde bir tablet demek. Peki günde bir tablet ile bu hastalık iyileşir mi? İyileşmez.. İki tane içmeniz gerekir.sağaltım dozu günde 2 tane. Şimdi o ilaçtan yani X ilacından, günde tek taneden hesapla 14 günlük süre içinde bir başka kutu yazdıramazsınız. Varsayalım ki siz günde 2 tane içtiniz. Ağır bir rahatsızlıktı ve geçmedi. Bir hatfada ilacınız bitti. İkinci kutuyu doktora yazdırsanız bile eczanedeki bilgisayardan girildiğinde X ilacının bitmesine daha bir hafta olduğu için alamayacaksınız sağlık hakkınızdan.

Bunun anlamı ikinci kutuyu para verip almanız demektir. Bunu anlamı hakkınız olan sağlık hizmetinin yok edilmesi ve piyasalaştırılması demektir.

Ha şunu da söyleyelim. Çoğu hasta bu durumu farketmez. Genelde bir kutu X ilacı ile tedavisini tamamlar ve ikinci bir kutuya gerek olmdığı için devletin kendisine o, X ilacı için günde tedavi dozunun yarısı olan 1 tableti verdiğinin farkında da değildir.
Bunu anlamak için eczanenin ilaçla birlikte vereceği üzerinde tarihler yazan bilgisayar çıktısı kağıtlara bakmak gerekir.

Şimdi de katkı payına dönelim.

Geçen yıl Sağlıkta Katkı Payı adı altında bir uygulama başlatıldı. Hastanelerde yapılan muayenelerden ücret alınmasına karar verildi. Sağlık ocaklarındaki muayeneler ve aile hekimliği sistemi olan yerlerdeki muayenelerde ise ücret alınmayacaktı. Bir yıldır uygulama bu idi.

Hastaneye giden hastalar kurnazlık yapıp orada, hastanede yazılan reçeteleri sağlık ocağında bir daha yazdırınca hastane katkı payını ödemeyeceklermiş gibi hesapların peşine bile düştüler. Oysa hastanın kimlik numarası yazıldığında, eczanedeki bilgisayardan hastane ücreti çıkıyordu şak diye ortaya.

Eczacılar bir süre bu hesabın yanlışlığını hastalarına anlatabilmek için ter döktüler. "Siz hastaneye gitmişsiniz burada görünüyor onun için katkı payını ödemeniz gerekir" diye diye dillerinde tüy bitti eczacıların...

Şimdi 18 Eylül 2009 da yapılan yeni bir düzenleme Resmi Gazetede iki tebliğ halinde yayınlanmış.
Yapılan yeni düzenlemelerle sağlık hakları ve üstelik onca yıl prim ödeyerek kazanılmış haklar yavaş yavaş vatandaşın elinden çekilip alınıyor.

Sağlık hizmetleri tam gaz özelleştirilme ve piyasalaştırılma yolunda ilerliyor.

Bu AKP hükümeti o derece kurnaz uygulamalar yapıyor ki sanki bu katkı payları hükümetin icraatı değil de eczacılar odasının, ya da tabipler odasının filan yaptığı keyfi bir uygulama gibisinden lanse ediliyor halka. Katkı payını vermek istemeyen eczacı ile kavgaya tutuşuyor.

İşte beş kuruşluk ilaç satacak eczacı da bir tarftan ısrarla KATKI PAYINI anlamamakta direnen kimisi kurnaz ve işini bilir , kimisi hepten cahil, kimisi bunamanın eşiğindeki ve kimisi de ilgisiz vatandaşlara laf anlatabilmek için canından beziyor.

Sağlık hakkımızı elimizden yavaş yavaş alacaksın ve bu işin sorumlusu eczacılarmış gibi eczacı ile vatandaşı karşı karşıya getireceksin.

"Neden katkı payı isteniyor " sorusunu şimdilik bir yana bırakıyorum. Bunu da sormak gerekiyor ama bu yazıda aşağılarda biraz değineceğim. Bunun protestosunu 18 Ekim'deki Kadıköy mitingine bırakıyorum..

Neden katkı payını hastanende kesmiyorsun, hazır veznelerin muhaseben, kasan herşeyin var oralarda yani hastanelerde..

Kesemez, katklı payını hastanede kesemez demişti bir arkadaşım. Çünkü seçimler yakın.
Hastanede kestiği zaman, seçimlerde bunun bir tepkisel karşılığı olacağını biliyormuş hükümet.


Bu nedenle zaten uzun zamandan beri kendilerinden kurtulmak için bir iyilik planladığı eczacıları mesleklerinden bezdirmek için eline geçen fırsatı da değerlendiriyor.

Hani nasıl denir, bir taşla iki kuş.

Hem eczacıyı yıprat, hem de bu kararı çıkaran değilmişçesine kenara çekil, bi tarftan da bol bol yeşil kart tahsisatına devam et, hem de prim ödemiş ve ödemekte olan vatandaşın kazanılmış sağlık hakkını yavaş yavaş çaktırmadan elinden al.

Ben şunca yıl prim ödedim. Çıkarılan hele de hiç hak etmeyenlere çıkartılan yeşil kartların yükü de benim alacağım sağlık hizmetini buharlaştırıyorsa, kolunda bileğinden dirseğine kilolarca altın bilezik takan insanlar hastanelere yeşil kartla tedavi için, özel arabalarla geliyorsa, haksız uygulamaya hayır demek hakkımdır. O zaman o primi o kadar yıl özel sağlık sigortasına mı ödeseydim.

Düzenlemeler, sağlık hakkının piyasalastırılmasını pekiştiriyor ne yazık ki. Alın teriyle kazanılmış hak diye bir şey kalmamacasına.

18 Eylül’de yayınlanan tebliğlerle katkı payları artırıldı. İlgili tebliğe göre, sigorta kapsamındaki kişilerin sağlık kurum
ve kuruluşlarındaki ayakta tedavilerine ilişkin hekim ve diş hekimi muayenelerinden birinci basamak sağlık kurulusları ve
aile hekimliği muayenelerinde 2 TL, ikinci ve üçüncü basamak resmi sağlık kurumlarında 8 TL, özel sağlık kurumlarında ise 15 TL katılım payı alınacak.

Ancak sağlık hizmeti veren kurumlarda yapılan muayene sonrasında kisilerin muayeneye iliskin reçete ile eczanelere müracaat etmemesi durumunda, birinci basamak sağlık kurulusları ile aile hekimliği muayenelerinde katılım payı alınmayacak, ikinci ve üçüncü basamak resmi sağlık kurumları ile özel sağlık kurumlarındaki muayenelerde ise 3 TL indirim yapılacak.

Birinci basamak sağlık kurulusları ve aile hekimliği muayenelerine iliskin 2 TL tutarındaki katılım payı, kişilerin muayeneye iliskin reçete ile eczanelere müracaat aşamasında eczaneden tahsil edilecek.

Önceki düzenlemede birinci basamak resmi sağlık kuruluslarında yapılan muayene ile aile hekimliği uygulamasına geçilen illerde aile hekimi muayenelerinden katılım payı alınmıyordu.

Muayene katılım payları ise ikinci basamak resmi sağlık kurumlarında 3 TL, eğitim ve arastırma hastanelerinde 4 TL, üniversite hastanelerinde 6 TL, özel sağlık kurum ve kuruluslarında ise 10 TL olarak uygulanıyordu.

Şimdi katkı payında en belirgin artış ikinci basamak sağlık kurumları olan resmi hastanelerde 4 TL den 8 TL ye çıkarılmış.
Görüldüğü gibi yapılan zam % 100.

Oysa özel sağlık kurumlarıunda 10 TL den 15 TL'ye çıkarılarak % 50 zam yapılmış oluyor.


Özel sağlık kuruluşlarına göz kırpsa da hükümetin politikalarındaki sürekli değişim büyük yatırımlar gerektiren böyle sektörde yakın zamanda krize neden olacak gibi. Sonuçta açılan pek çok özel kurum da kapanabilir. Bu durumda devlet hastanelerinin yükü iyice artacaktır.

Peki İstanbul kentine üçüncü boğaz köprüsünü gerekli gören zihniyet , hastanelerde devlet hastanelerinde gerekli olan yaşamsal araç gereci temin etmede neden bu denli kayıtsız? Bari hasta kayıtları için gerekli bir fotokopi cihazını alıp hastane binası içine koysunlar da bizler zavallı hastalar, hele de yalnız gittiysek, yağmurda , çamurda, rüzgarda , o hasta halimizle oradan oraya , kantinde bahçe köşelerinde koşuşup durmayalım bürokratik bir kağıt parçası için. ya hiç boşamayacak durumda olan yürüme özürlü, yaşlı ve kimsesiz hastalar için nerede sosyal devlet...

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=109833

Ağla Sevgili Yurdum Ağla,...

http://blog.milliyet.com.tr/Blogum.aspx?BlogNo=152911

 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..