Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '09

 
Kategori
Güncel
 

Şah mat

Şah mat
 

(Taşlar yerinden oynamalıdır)

Yaratanımız dahi kral gibi değil. Koltuğuna kurulup”Ey kullarım önümde diz çökün” demiyor. Muhammed kimi önünde diz çöktürdü? Ne zaman ki hilafet ilahi ellerden biz insancıklara geçti, işte o zaman kim olduğumuzu unutarak hâşâ kendimizi Allahın temsilcisi sanıp onun adına hüküm vermeye kalktık. Gerçekten peygamberin övgüsünü hak ettik biz canım! İslam Türkler tarafından payidar oldu(!) Hangi millet sayemizde Müslüman oldu? Hem nasıl olabilirdi ki? Herhalde üç kıtayı bize bir demet gül karşılığında vermediler. Muhammed davet etti, biz kestik. Gerçek bir Türkiye evladı geçmişinin zaferleriyle beraber utançlarını da kabul etmelidir. Biz tarihimizle ve kendimizle yüzleşmedikçe insanlığın huzuruna çıkmaya yüzümüz olamaz. Ben atalarının gücüyle gurur duyan ama hedef ve yöntemlerini onaylamayan bir Türkiye insanıyım.

Bence elbette doğru değil ama öyle olsa dahi beni Yunan’ın zalimliği ilgilendirmiyor. Ermeni’nin kalleşliği, Rum’un hainliği ve Yahudi’nin düşmanlığı ilgilendirmiyor. Bu takıntılar, bu paranoyak düşünceler yüzünden atalarım çağlar boyu kıtadan kıtaya sürüklendi durdu. Üç kıta bizimdi de ne oldu? Viyana kapılarına dayandık ta ne oldu? Şimdi aynı viyana kapılarında dilencilik yapıyoruz. Türk ulusu tarih boyunca aklıyla gücünü asla birlikte kullanamadı. Dünyanın kılıçla fethedilemeyeceğini Yunan, Ankara’ya dayanınca anladı.

Yaşayan nesil üç seçenekle karşı karşıya bulunuyor. Ya tarihi reddedecek; ya sorgulayacak, ya da kabul edecek. Kerim Korkut koca tarihin, sadece Türk’ün gücünü gösteren anıtını, Anadolu’nun bağrına dikmek şartıyla, atalarının mezarları dışında, tarihi reddetmek yanlısıdır. Biz başka bir tarih yazacağız, söz veriyorum.

Sen Tiryaki Hasan Paşa’yı okurken el astronot eğitiminde. Onların da var paşası. Sokakta heykeli, müzede resmi, o kadar. 70 milyon Türkiyeli “Tiryaki Hasan Paşa’yı heceleyerek toplamda belki bir koca yıl zaman kaybediyor. Sokak isimlerine bakarmısınız lütfen! Merzifonlu Kara Mustafa Paşa. Türkiye’de on binlerce sokak var. Gülmekten kasık fıtığı oldum. Adam şirket kurmuş.”Sahil Kayalar Tekstil İnşaat Kimyevi Maddeler Mobilya Turizm Taşımacılık Sanayi Ticaret Limitet Şirketi” Ve araştırıyorsun üstelik naylon şirket. Yani yok böyle bir yer. Türkiye’de iki milyon memur işte bu kemikleri toprak olmuş paşa adları ile deli saçması şirket isimlerini okumak için maaş alıyor.

İki milyon memura senede beklide elli milyar dolar para veriliyor.

*****Memur ne iş yapıyor? Tapu işleri. Senin evin var. Peki, tapun var mı? İki milyon memur çalışıyor. Niye yok senin evinin tapusu ya, niye yok?

*****Memur ne iş yapıyor? Nüfus işleri. Adam Alevi insanlarımızın sayısını anketle belirliyor. Aladağ’da üç kartal, Balkar’da beş, Köroğlu Dağları’nda yedi, dört kartal da Amanoslar’da etti on dokuz kartal. Türkiye nüfusunu sayamıyor; dünya bize gülüyor.

*****Memur ne iş yapıyor? Çocukları yetiştiriyor. Elli bini ÖSS’de sıfır çekiyor. Deli İbrahim’in karılarını mı işaretleyecek? Ne öğrendi ki ne yazsın? On bini elinde kaleşinkof dağlarda terörist. Dörtte biri işsiz. Boğaziçi Üniversitesi mezunu üç yıldır işsiz. Sokakta limon satıyor. Allah bilir ya belki de müsteşar olacağım diye okudu.

*****Memur ne iş yapıyor? Vergi topluyor. Ben bu ülkenin vergisini bin kişiyle toplarım.

*****On milyon tüccar, esnaf, satıcı ne yapıyor? Üretilmiş hazır ürünü buradan alıp oraya götürüyor. Bir de yolda, belde, dükkânda, tezgâhta bozup çürüterek, fiyatını da ikiye katlayarak sana veriyor. Ticaret peygamber mesleğiymiş. O zamanlar ne vardı ki ne yapsınlar? Ya deve güdeceksin, ya kervan süreceksin.%100 kar, tabi ki peygamber mesleği dersiniz. Hâşâ Allah mesleği demediğinize şaşıyorum.

Ticaret diye bir iş bir meslek olamaz. Ticaret insanları kandırma sanatıdır.

“Ya Korkut sen iyice kafayı sıyırdın. Binlerce yıllık insanlık uğraşı hiç değişir mi?

” Be insanoğluyum. Bu âlem bana ait. Mantığıma uymuyorsa kenarından köşesinden keserek dünyanın şeklini bile değiştiririm. Ne verdilerse eyvallah demişiz. Ne o öyle, top gibi dünya mı olurmuş. Kare şeklinde olsaydı Güneş her tarafı eşit aydınlatacaktı.

Sen insan gücünden yararlanmayı bilmiyorsun. Tüccarlık, esnaflık, satıcılık ülkeye faydası olmayan bir sektördür. Aksine üretilen ürünlerin fiyatlarını artırarak hayatı pahalı hale getirir. Bu gerçekle yüzleşecek, bu insanları daimi gelir sağlayacakları alanlara yönelteceksin. Ama sen çözümü bulmuşsun. Yabancılara dev marketler zinciri kurduruyorsun. Bu, acımasız, on milyon esnaf, sanatkâr, tüccar ve satıcı insanımızın geleceğini yok eden bir yol. Bakkal amca, simitçi, pazarcı, sokak satıcısı şimdilik tehlikenin farkında değil. Hatta ekmeğimizle oynuyorsun diye belki de Korkut’a kızıyorlar. Ben diyorum ki ülkemizdeki sayıları on milyonu aşan esnaf, tüccar ve satıcı insanlarımız en geç 20–30 yıl sonra tasfiye olup işsiz güçsüz kalacaklar.

Korkut uyarıyor. Bu sektörün geleceği yoktur. Tıpkı yeraltı treni sistemleriyle taksi, dolmuş nasıl bittiyse küresel sermaye de sizi bitirecektir.

Savaş yorgunu Türkiye’de savaş yorgunu Mustafa Kemal elden geldiğince ülkeyi değiştirmeye çalışmıştır. Ancak görünen o ki devrimler yarım kalmış gerçek anlamda bir modern Türkiye devleti kurulamamıştır. Günümüz Türkiyesi sanki Osmanlı’nın devamıdır. Ve Türkiye 71 yıl önce Atatürk’ün bıraktığı yerde bile değildir. Daha geriye gitmiştir.

Satürn Çağına adım atarken artık Ankara’nın tasfiyesini konuşmalıyız. Kurtuluş Savaşı’nda İstanbul Hükümeti’nin durumu neyse bugün de başkentin hali aynıdır. Cumhurbaşkanının halk tarafından protesto edilip havuç yağmuruna tutulduğu bir Türkiye’yi düşünebiliyor musunuz? Çünkü halk sisteme inanmıyor. Ülkeyi yönetenler ve diğerleri sadece temsil ettikleri görüşlerin fanatik taraftarlarınca destekleniyorlar. Halk bu partilerin ülkeyi kurtaracağına kesinlikle inanmıyor.

AKP oyunun yarısını “dindar” etiketiyle, MHP milliyetçilik, CHP laiklik sloganıyla alıyor. AKP’ye oy verenler ”Din elden gider”, MHP’ye oy verenler ”vatanı satarlar” ve CHP’ye oy verenler ”Laiklik elden gider” şeklinde korkular taşıyorlar. Ve en önemlisi Ankara Feribotu “su alırsak yani bölünürsek batarız” şeklinde halka verilen korkuyla 80 yıldır batmadan yol alıyor.

Üniversite sınavları nedeniyle YÖK protesto ediliyor. Protesto edenler sınavlar kaldırılsın, diyorlar. Aslında burada karşı çıkılan şey ”Niye biz böyle bir sürece mahkûmuz” itirazıdır. Bu itiraz kahrolası düzeninizin yavaş yavaş çatırdamasıdır beyler. Dikkatinizi çekiyorum; bu bir şekil ve usule karşı çıkış değil, bizzat kanunlarınıza, anayasanıza karşı çıkıştır beyler. Çünkü devletin ÖSS’yi kazanan 300–500 bin genci okuturken kazanamayan bir milyondan fazla gence ”sizin için yapabileceğim bir şey yok” demesi mümkün değildir. Bu, anayasamızı tartışılır hale getirir; hatta yok eder.

Ve sen Türkiye halkı! Her şeyi önce Allah’tan, sonra devletten bekleme huyundan artık vazgeç. Yeniçağ düzenini kurduğumuzda alnı terlemeyenin karnı aç kalacaktır, bilesin. Bugün insanlarımızın neredeyse yarısı hiçbir uğraş vermeden hayatını sürdürüyor, beleş yaşıyor. Çalışma çağındaki insanların yarısı üretime katılmıyor. Aynı şekilde ülkenin yarısı da kullanılmadan atıl duruyor.

Abu Dabi ve Dubai şeyhleri İstanbul Maslak’ta 5 milyar dolar harcayıp “Dubai Towers” ikiz kule yapacaklarmış. Bize ne? Yani bize ne faydası var? Küresel sermayenin Türkiye uzantısı. Seni sömürmek için geliyor. 5 milyar dolara yüz binlerce işçimizin çalışacağı fabrikalar kursun. Ne sen ve çocuğun oralarda işe girebilirsiniz ne de devlet onlardan vergi alabilir.

İşsiz şapkalı amcam gezdi, dolaştı iş bulamadı; geldi Dubai Towers’ın gölgesine oturdu. Başka hiçbir şeye yaramaz. Seni oraya merdivenleri silmek için belki kapıcı alırlar. Eğer bu kafayı değiştirmezsen, tıpkı senin gibi yıllar yıllar sonra oğlun belki torunun da işsiz kalıp başka bir Dubai şeyhinin gökdeleninin gölgesinde serinleyecek. Be Allahın adamı, böyle olacağımıza Korkut’a katılsan da kendi gökdelenlerimizin balkonunda sefa sürsek daha iyi değil mi? Ne kadar çok seviyorsun sürünmeyi! Yoksa yılanlarla akrabalığın mı var. Bir kere de şahin olmayı, atmaca olmayı denesen.

Bugün ülkemizde kurulu sömürü düzeninin daha yüzyıllar boyu devam edeceğini, bu ülkeye daha nice nice Tayyipler, Baykallar geleceğini, Korkut gibilerin kendileri için sinek vızıltısı olduğunu söyleyen insanlar var. Diyorlar ki “Biz halkı uyutan çok güzel masallar yazdık”

*****Din elden gider dedik, üç türbanlı beş sakallıyı, aralarına vitrin olsun diye bir iki medeniyet traşlıyı da katarak Türkiye’nin başına devlet yaptık. Amerika’dan silah, IMF’den para desteği verdik.

*****Türk halkı atışmayı, vuruşmayı çok sever. Bu nedenle Tayibin karşısına Baykal’ı koyduk. Önce tereddüt ettik. Çünkü Baykal değil laikleri kendini bile temsil edemiyordu. Fakat sonradan bir şeyi fark ettik. Laik kesim sakallıların karşısına Atatürk’le çıkıyordu.

*****Bir de bunlara uzaktan bağıran, esip gürleyen bir delikanlı lazımdı.

Ayrı bir masalla uyuttuğumuz Kürt halkından Urfalı Apo’yu daha önce Kandil’e yollamıştık. Binlerce işsiz Kürt gencini PKK adı altında örgütledik. Onları yalancı bir hedefe inandırarak Anadolu topraklarına saldık. PKK’ya Zengin destekçilerinin çil çil dolarları karşılığı silah, eroin, erzak verdik. Türkiye’de halk meydanlarda şehit cenazelerinde ağlarken küpümüzü doldurmaya devam ettik. Ama yalandan ağlamayı en iyi becerenimiz cenazelerde hem de en ön safta mutlaka bulundu.

İşte bu süreçte Apo’yu Sam Amca’ya yakalattık. Otuz bin kişinin katiliydi ve asılması gündeme geldi. Bu ülkenin yöneticilerine güven olmazdı. Çünkü başbakan bile asmışlardı. Apo menfaatimiz gereği yaşamalıydı. Avrupalı dostlarımızı devreye soktuk. Sular durulmamalı, ülkede kaos devam etmeliydi. Yoksa Türk halkı ne yaptığımızı görürdü.

Türkiye’de seçim kazanmak için mutlaka bir kahramanlık göstermeniz gerekir. Tayyip ata bindi. Baykal Anıtkabir’de ağladı. Bahçeli İp attı.

Her şey istediğimiz gibi. Tayyip’in din masalı ülkenin yarısını Baykal’a küfrettiriyor. Baykal’ın Atatürk’ün partisiyiz masalı laik kesimi ayağa kaldırdı. Cumhuriyetçiler ülkeyi bir baştan bir başa mitinglerle doldurdular.

PKK bombacıları, sağ ve sol örgütler, Taksim, Kızılay, Çağlayan, Gazi, Ümraniye, Mersin… Hepsi bize çalışıyor. Çünkü halkın dikkatini belli noktalar üzerinde toplamamız lazım.

Ülkede insanların %90’ı suçu birbirlerine atan bir anlayışa sahip. Atsınlar da nere atarlarsa atsınlar. Ülkede Amerikan aleyhtarlığı yarattık. Ermeni meselesi uydurduk. Tam istediğimiz gibi. Laik sakallıya küfrediyor, sakallı laike.

Biz bu masallarla bu ülkeyi daha çok uyuturuz. Çok safmış canım bu memleketin insanları. Tayyip TV’den konuşurken torunum dalga geçiyor ve gülüyor. Ordinaryüs Profesör “Allah seni başımızdan eksik etmesin” diye iki göz iki çeşme ağlıyor.

Ve ilk defa Türkiye’de farklı bir ses konuşmaya başladı. Ülkenin tamamı üzerine tutulacak bir şemsiyeden bahsediyor. Meydan konuşmalarıyla derin halk kitlelerini etkilemeyi başarırsa ne sömürü çarkımız kalır ne de tezgâhımız.

Allahtan ne adı, sanı, şöhreti ne de mevki var. Zengin de değil. Kıytırık biri. Allah göstermesin; dediklerini bir yapmış olsa değil biz Türkiye hırsızları, dünya sömürü platformu bile yerle bir olur. Korkmaya gerek yok. Tarihte örnekleri var. Bolu beyinin düzeni devam etti; Köroğlu masal oldu. Say ki Kerim Korku’da Köroğlu. Halk onu varsın kahraman yapsın. Biz işimize bakalım.

Türk halkı inanma özürlü. Zengin, mevki sahibi, şöhretliysen; malın mülkün paran varsa beş kuruşluk adam olsan bile peşinden gelirler. Peygamber İslam’ı ilk Türkler arasında yaysaydı başarılı olamazdı. Bir çoban, tüccar yanaşması kalkacak ben Allahın elçisiyim diyecek de Türk inanacak ha! Güldürmeyin beni! Keramet gösterir dağları yürütürsen ayrı tabi. O zaman bırak inanmayı hâşâ Allah der.

Türkiye’de insanları doğruları söyleyerek asla ikna edemezsin.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..