Şak tak; 700'ncü blog...

Sayıyorum da tam tamına 14 ay ve 700. Blog tamamlandı. Bir rekor peşinde miyim? İmkanı yok o rekorları kıranlar kırmış. Ben “Varolma” peşindeyim. Dünya güzel, buralarda; bağlarda, bahçelerde oyalanmak güzel… Yarın bir gün götürüp atacaklar o selviliklere, ondan sonra bekle babam, bekle dur…

Neymiş, kıyamet günü gelecekmiş, “hadi herkes ayağa ,” diyeceklermiş… Bir kavga bir kıyamet ; önce “Arasat” da toplanacak mışız ( Ne diyor…Kıyâmette herkes Arasât meydanında elli mevkıfte (yerde) durdurulur. ... Arasât meydanında meşakkat (zorluk) ve sıkıntıda olanlar, kâfirler ile fâsıklardır); sonra tekrar tekrar ifadelerimiz alınacakmış. Neyse ben bu arada yırtarım. Çünkü o fıkrayı biliyorum.

Soruyorlarmış Sırat köprüsünün önünde : “Senin dünyada ne marka araban vardı?” , “Ford ” deyince .. “Hadi Cehenneme…” ; “Renaut” deyince … “Hadi Cehenneme…” . Adamın birisi de (O ben olurum) “Benim Skoda’m vardı…” deyince . “Haaa o zaman , sen Cennete… Çünkü sen o arabayla dünyada çok çekmişsindir; bir de sana burada çektirmeyiz…” deyip azad ederler. (bu hikayeyi unutmayın; benden size kıyak…)

Yani demem o’ki 700 Blog bir kuş gibi geldi geçti, arşivlere girdi (bir de Editörlere sorun, o kadar kolay mı oldu!)

Eller işte görsün desinler. Hanım seslenir ,
“Bey gel şu patatesleri soy…”
“Hayır..nolamaz…”
“Niye n’olamaz ..?”
“Çünkü ben şimdi meşgulüm . Çok önemli bir yazı yazıyorum…”
“Haa. O zaman haklısın. Seni rahatsız etmemeyim…”

Böyle böyle diye diye, nice gıcık işlerden yırtmadık ki…
Böylece adımız da evde “Yazıcı”ya çıktı… O yazar… Görenler de derki , “O roman mı yazar ; dizi senaryolar mı… Yani ne yazar?”

Ne bilsinler beni , boş gezenin boş yazanı olduğumu … Yani arkadaşlardan biri diyordu ya , “Şu bizim duayenlere maaş bağlanması işini bir oturup konuşsak nasıl olur diye?”

Vallahi hiç de fena olmaz . Parça başı 1 lira alsak (Ben razıyım!) Yeni Yılda elime 700 TL para geçecekti. Hiç de fena sayılmaz. Neyse söylemeyeyim bazı emekliler kıskanırlar. Ondan sonra Maliyeciler de tepemize biner; “Sen bu kazandığın paranın vergisini verdin mi?” diye sorarlar. Ondan sonra emekli maaşını keserler…” Olur mu olur… Böyle bir memleket bu Turfanya !

700 Blog haa… Arka arkaya koysan, şöyle böyle 1000 sayfa yapar. O kadar yazıyı da şimdi oku desen, kim okur ?

Bunun 350 tanesi Şiir (yani şişirme !) merak ediyorum; Şekspir o kadar şiir yazmış mıdır ? (Sen ne diyorsun be..! Seni bir güzel katlar… Senin gibi Tembel miydi o ?) dediğinizi duyar gibiyim…

Kendimle gurur duyuyor muyum? Evet… Bir iş yaptım… Herkesin bir iş demediği bir iş. Bu arada çok kalpleri kırdım mı … Aman Allah esirgesin. Çok korkarım. Kötü söz söylemekten, bir ; kalp kırmaktan , iki… Çok korkarım… Dostların kalbi kırılacağına varsın benim kalbim kırılsın…

Yazılarımı ne zaman yazıyorum. Genellikle sabaha karşı. Benim hanımın konuşma saati gelmeden önce. Çünkü uyandığı hemen şakımasından belli olur; ondan sonra uyuyana kadar evin içinde bir bülbül şakıması … deme gitsin… Bir de şimdi evde Kaynanam var… Oldu mu evde iki bülbül. Kayınvalidemin, kulakları duymuyor… Anlatıyor anlatıyor… Ondan sonra , “Ben şimdi sana ne anlattım…” diye bir de tercüme ettiriyor… Sen bu işe bayılmaz mısın… ben de ona çeşitli mimiklerle , takla makla atarak, arada ortada oynayarak, ne söylediğini anlatmaya çalışıyorum. Bu arada da bir bülbül şarkısı patlatıyorum… Ne kadar acıklı olursa, o kadar çok gülüyor Sevgili kayınvalidem (kaynana demeyi eşim yasakladı…!)

“Ötme bülbül ötme bülbül
Derdi derde katma bülbül
Benim derdim bana yeter
Bir dert de sen etme bülbül

Bilirem aşıksan güle
Gülün halından kim bile
Bizim bahçadaki güle
Dolaşıp söz atma bülbül

Bülbüllerin aslı mısan
Kafeslerde besli misen
Benim gibi yaslı mısan
Niçin giydin kara bülbül” (Anonim)

İşte böyle 14 ay dizi biçiminde, Blog yazarak geçti… Biz de avara kasnak gibi gevezelik ettik… Dostlar alış verişte görsünler.

Kahveye çıkıyorum. “Ne iş yaparsın?” diye soruyorlar… “Blog yazarıyım…” diyorum.
“Nasıl iyi para getiriyor mu ?” diye soruyorlar. (Hemen üzerine atlayacaklar ya..)
“Zengin oldum be .. Zengin…” deyince… Gözleri faltaşı gibi açılıyor.

Evet, bu kadar değerli okuyucu, bu kadar eş dost edinmek kolay mı ? Bu zenginlik…
Siz isterseniz kıskanın , isterseniz 700 olmuşsa ne olmuş diye, dudak bükün… Ben işte yapacağımı yaptım… Gerisi… Gerisini Allah bilir. Ama en kısa zamanda arabamı değiştireceğim. Bilin bakalım ne marka araba alacağım ?