Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '22

 
Kategori
Anılar
 

SAMİM KOCAGÖZ'DEN ANILAR

Tanınmış yazarlarımızdan Samim Kocagöz bugün 106 yaşındadır. 13 Şubat 1916 yılında Söke’de doğdu. 05 Eylül 1993 yılında 77 yaşında iken aramızdan ayrıldı. Yazı hayatında birçok hikâye, roman, deneme, oyun yazıları yazdı. Söke Hacı Halil Paşa Halk Kütüphanesinde O’ nün için bir anma töreni yapıldı. 

Değerli roman ve öykü yazarımız Samim Kocagöz’ün anılarından (  Bu da Geçti Ya Hu ) adlı eserini severek okudum bu anılardan ben de söz etmek istiyorum:

Yazar Samim Kocagöz, Söke’nin adını yurt yurtiçinden yurtdışına taşıdı. İçinde yaşadığı ilçenin adını, milli mücadeledeki yerini onurlu bir şekilde Türk Edebiyatı coğrafyasında övgülerle taçlandırdı. Bugün Hikâye ve romancı Samim Kocagöz yaşasaydı 106 yaşında olurdu. Ölümünün 106. yılında rahmetle ve saygıyla anıyorum.

Ben Samim Kocagöz’ü yıllar önce (1963-64) yılları arasında Diyarbakır Erkek İlköğretmen Okulu’nda öğrenci olduğum yıllarda özellikle Varlık dergisinde yayınlanan öyküleriyle tanıma fırsatını buldum. O yıllarda okulumuzun kütüphanesine ayda bir gelen VARLIK dergisini zevkle izliyor ve okuyordum. Aradan yarım asır bir zaman geçti, onun çok sevdiği yaşayıp büyüdüğü Söke’ye

 

gelmek kısmet oldu. Söke’ye geldikten sonra Samim Kocagöz’ün birçok eserini okudum. Hiç unutmuyorum o yıllarda izlediğim ve okuduğum VARLIK dergisinin hemen hemen her sayısında S. Kocagöz’ün öyküleri çıkıyor ve büyük puntolarla dergi sayfalarında yer alıyordu. Zaten Varlık dergisi eni boyu bakımında çok büyük bir yayın organı idi.

Romancı Samim Kocagöz, Söke’nin ileri gelen ailelerinden geliyor. Aynı zamanda şair ve yazar Halil Kocagöz ve öykücü Ferzan Gürel’in de kardeşidir. ( Halil Kocagöz, 1930- 1984) , Ferzan Gürel ( 1919-24 Mart 2009) Yılları arasında yaşamışlardır.

Samim Kocagöz 1940 kuşağının başarılı öykücülerindendir. “^Bu da Geçti Yahu” anılar kitabında açık ve objektif olarak anılarını yazar. Samim Kocagöz İzmir / Karşıyaka’da oturuyor. Gazi M. Kemal Atatürk’ün doğumunun 100. yılında her yerde törenler yapıldığı gibi Söke’de de törenler yapılıyor. Zamanın kaymakamı Doğan Ulusoy ve Belediye Başkanı İbrahim Hakkı Tez’le birlikte imzaladıkları bir davetiye alıyor. Samim Kocagöz aldığı bu davetiyede:

 

 Sayın Samim Kocagöz,

Ulu Önder Atatürk’ün doğumunun 100. Yıldönümü nedeniyle Cumhuriyetimizin kurucusu ve dahi komutanı Söke’ye gelişinin 57. Yıldönümü ( 4 Şubat 1981)  İlçemizde ilk olarak bir program yapılacaktır. Ulusal ve evrensel sanat kişiliğiniz nedeniyle katılmanız bizleri ayrıca mutlu kılacaktır. Teşriflerinizi ilgili haberlerinizi bekler, esenlik ve mutluluk dileklerimizi saygılarımızı sunarız”. 

Söke’ye geldik, yeğenim Ziya Gürel’in evlerinde kaldık. Akşam törenin yapılacağı Dicle Sinemasına gittik. Kapıda, içeride bizimle kimsecikler ilgilenmedi. Konuklar arasında Aydın Valisi, Söke Kaymakamı, Garnizon Komutanı, Eniştem Hilmi Fırat da vardı. Bir ara ilçenin sınırlarını aşmayan şiirlerde okundu. Zeybekler oynadı. Şiltler verildi. Şarkılar ve türküler söylendi.  İlçenin Kaymakamı bana evrensel diye davetiye gönderişti,  sıcak ilgi görmediğim için üzüldüğümü ifade etmek isterim.  Edebiyatçılar görülen lüzum üzerine devre dışı bırakılmışlardı, “BU DA GEÇTİ YAHU”  ( 2. Basım 2004) anılar kitabında yazıyor.

Yazar Samim Kocagöz aradan birkaç yıl geçtikten sonra (1987)’de bu kez Söke Belediyesi Samim Kocagöz’ün adını bir sokağa verdiğini öğreniyor. Bu kez de Söke Belediyesine teşekkür ediyor. Ünlü doktorlarımızdan Dr. Periklesin de Eczanesinden de anılarında yer veriyor. Eczanenin bitişiğindeki oyuncakçı dükkânını hiç unutmam ve Söke Kemal Paşadaki Rum Mahallesinden de söz ediyor. Rum Eşrafından Benlioğlu’nun büyük evi vardı. Yunanlılar Kurtuluş Savaşı’nda kaçarken, bu evi de yaktılar. Dedem Ahmet Ağa, olduğu gibi bu evi yeniden yaptılar’ diyerek anılarında yer veriyor.  ( Bu da Geçti Yahu) adlı kitabında. Samim Kocagöz anılarında ayrıca mayan kökünden söz ederken Evliya Çelebi hakkında da şunları yazıyor’ “  Evliya Çelebiyi okurken gördüm ki meyankökü 17.yüz yılda önemli bir bitkiymiş, Çelebi Meyankökünden bilmem kaç çeşit şerbet yapıldığını, bu şerbetlerden bilmem kaç çeşit hastalığa şifalı geldiğini yazar ( s.27) ‘de. 

 

Yine bu anıları arasında Annesinden söz ederken şunları dile getiriyor:

1922 ‘de Yunanlılar Söke’yi işgal etmişlerdi. İtalyanlardan kaçmadık, Yunanlılardan kaçtık. Altı ay Muğla’da kaldık. Yunanlılar evi karargâh olarak kullanmışlardı. Ne var ki içinde ne var, ne yok götürmüşler. Evi tam takır bırakmışlardı. Annemin eserinden birini bodrumda buluştuk. Bu resim değildi, Atlas üzerine siyah ipekle işlenmiş, Sülüs bir yazıyla yazılmış bir beyit. Bu beyit olduğu gibi aklımdadır. Aynen şöyledir:

HAK PERESTİM ARZI İHLAS ETTİĞİM, DERGÂH BİR

BİR TEVHİDDEN NEFES AYRILMADIM ALLAH BİR.  

Çocukluğunu İzmir’de geçirdiğini, İzmir’de Erkek lisesini 1930’lar da okuduğunu yazıyor. Anılarını yazarken öğretmenlerin adlarını ve tanınmış yazarlarla birlikte olduğunu bir vefa borcu bağlamında yazıyor:  Öğretmenlerinden:

Nuri Tozkoparan, Nazmi İlker, İzzet Soner, Hilmi Erdim, Said Odyak, Kemal Özerdim, Ziya Yamanlar, Kemal koç.    Ayrıca  anıları sırasında Yakup Kadri, Sait Faik, Sabahattin Ali, Vedat Nedim Tör, Mehmet Fuat, Orhan Veli, Peride Celal, Fakir Baykurt, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Halide Edip Adıvar, Salah Birsel, Rıfat Ilgaz, Cahit Irgat,  Vedat Günyol, Cahit Sıkı Tarancı, Cahit Külebi, Kemal Bilbaşar, Kemal Tahir, Hüsamettin Bozok, Şükran Kurdakul,  Halikarnas Balıkçısı  ( Cevat Şakir Kabaağaçlı)   Şükran Kurdakul Necati Cumalı gibi tanınmış yazarları da tanıdığı ve onların eserlerini okuduğunu belirtiyor. 

Yine anıların birinde ( Bu Da Geçti Yahu )  kitabında bir gün ünlü yazar Fakir Baykurt’u Söke / Bağarası Akçakaya Köyüne davet ediyor.   Fakir Baykurt ile hoş, beşten sonra tarlalarına gidiyorlar. Tarlada 14 Traktör tarlayı bir baştan bir başa sürüyorlar.  Fakir Baykurt hayret ediyor. Bu tarla ve bu traktörler sizin mi?  Tarla bizimdir, ancak traktörlerin bir kısmı bizim değildir.  Fakir Baykurt yarı şaka, yarı ciddi: Samim Bey, siz yazılarınızda hep toplumsal yazılar yazıyorsunuz, sosyalist bir yazarsınız. Demek ki siz de bir ağasınız.  Samim Kocagöz: Evet ben bir ağa çocuğuyum, ancak ben ağalardan yana değilim. Aslında babam da tarlalarımızın yarısından daha fazlasını devlete verdi. Devlet de bunu çevre halkına toprak reformu münasebetiyle dağıttılar “ diyerek F. Baykurt’a cevap veriyor…

      Bir de benimle bir anısı vardır onu da son olarak anlatmadan geçmeyeceğim:

Söke İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde görevli olduğum günlerde kimi zaman Sökeli şair, yazarlarla şiir günlerini hazırlıyorduk. Arkadaşların arzusu üzerine bu şair ve yazarların eserlerini bir kitapta toplamak istedim. Konu ile ilgili çalışmamı yaparken bir ara Sökeli yazar Samim Kocagöze’de bir mektup gönderdim.  Bana şiirleri varsa göndermesini rica ettim. Roman ve öykü yazarı Samim Kocagöz bana bir mektup yazdılar.

Adı geçen mektubu aynen aslına sadık kalarak aynen buraya alıyorum:

       SAMİM KOCAGÖZ

        1780 Sokak No:2

        Karşıyaka  / İZMİR

                                                                                                                           9 Aralık 1989

     Sayın Abdülkadir Güler,

Mektubunuzu aldım. Göstermiş olduğunuz ilgiye çok teşekkürler. Söke’ye pek sık gelemiyorum. Geçen yıl hafif bir felç geçirdim. Tek parmakla makinede yazmaya başladım. Daha iyiyim.” BEŞPARMAK” dergisini bana gönderiyorlar. Oğlum Fadıl, Söke’ye gelip gidiyor. Ona söylemişler, benimle bir konuşma yaptı. Getirecek. Ben de daha iyileşince yazarım.

Benim şiirlerim yoktur. Dileyim altmış yıl öncesi ortaokul sıralarında kaldı, yitti, gitti. Sonra da hiç şiir yazmadım. Şiiri severim. Güldestenize başarılar… Sökeli Şair, öğretmen Ahmet Altümseği unutmayın. Sağ mı bilmiyorum. Yıllar önce Balıkesir Maarif Müdürü idi. Sonra müsteşar oldu galiba. Pekiyi bilemiyorum. Ama benim Söke’de ilkokulda arkadaşımdı. En iyisi siz, Şükran Kurdakul’un Şairler ve Yazarlar Sözlüğüne bir bakınız. Orada gözüme ilişti. Son baskısında olacak.

Ben de kalan kitaplarımdan, Söke Hacı Halil Paşa kitaplığı için göndereceğim. Hepsini bulamadım. Yarım yüz yıldır, otuz oldu yazdığım,  kitaplarım.

Selamlar, esenlikler.

                                                 Samim Kocagöz      

                                                          (İmza)

Yaptığım inceleme ve araştırmalar sonunda 1998 de Cumhuriyetimizin 75.yılı anısına Sökeli Şairler ve Yazarlar – Güldeste adlı kitabımı Söke Sarıkemer Belediyesinin katkılarıyla Ankara’da yayınlandı. Sökeli roman ve öykü yazarı yazar Samim Kocagöz, Halil Kocagöz, Ferzan Gürel ve Ahmet Altümsek’i de unutmadım. Ahmet Altümsek’in özgeçmişi ve şiirlerine de yer verdim. Kitap 206 sayfadır. Ayrıca Söke’de İz Bırakanlar  (2017), kitabımda bu değerli yazarlarımızı unutmadım.  Bunlar bizim değerlerimizdir.  Ben anılarında sadece birkaçını anlatmaya çalıştım. Yazıda adı geçenlerin başta Sami Kocagöz olmak üzere cümlesini rahmetle anıyorum. Laf güzaf ettim ise af ola…

 

“ Bu da Geçer Ya Hu” sözünün kısaca anlamı:  

Sultan 2. Mahmut bir gün tüm vezirlerini toplayıp, bana bir yüzük yaptırın ve üzerine öyle bir şey yazdırın ki ona baktığımda, hüzünlensem, neşeleneyim, neşeliysem hüzünleneyim, diye buyurmuş.

Vezirler toplanmışlar dört bir yana haber salmışlar.  Sonunda bir gün yüzükle Sultanın huzuruna çıkmışlar, yüzüğü vermişler. Sultan Mahmut işte bu demiş.  Yüzüğün üzerine “ Bu da Geçer Ya Hu “ yazıyormuş. ( YA HU ) Ya Allah anlamındadır…  Ondan sonra Sultan 2. Mahmut ne zaman dara düşse veya neşelenip dünyaya dalsa bu sözü okur kendine çeki düzen verirmiş… Bu söz Selçuklular zamanında Farsça iken Osmanlılar zamanda Türkçeleşir…  

Kaynak:

1-Bu da Geçti Yahu / Samim Kocagöz 2. Baskı, Dünya yayınları 2004,

2- Sökeli Şairler ve Yazarlar - Güldeste / Abdülkadir Güler 1998- Ankara

3-Samim Kocagöz Ölümünün 23. Yılında Mezarı başında anıldı,

Abdülkadir Güler,Akpınar, sayı: 70, Temmuz –Ağustos 2017

4- Söke’de İz Bırakanlar / Abdülkadir Güler, Söke Cumhuriyet Matbaası 2017       

 

 

                                                                                     

 

 

 

       Abdülkadir GÜLER 

       11 Eylül 2022-  SÖKE

 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..