Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '11

 
Kategori
Deneme
 

Sana, bana, bize

Sana, bana, bize
 

Farz et ki iki küçük uçurtmayız.

Öyle çıtalı, renkli, görkemli olanlarından değil.

Hani defter yaprağından yapılmış alelade uçurtmayız işte.

Kumdan inşa ettiğimiz kalenin surlarından

Yükselip, süzülsek semada narin, coşkulu

Seyre dalsak gün batımını, mehtabı kızıla boyayan güneşin son ışık yağmurunda

Yıkanıp arınsak, dünyanın kirinden, pasından

Güneşi görsek doğum sancıları arasında seher yelinin terkisinde uzansak

Okşasak bir yetimin başını, yeni doğan bir bebeğin nefesini çeksek içimize,

Âşıklara yol gösteren melekler eşliğinde aşk çeşmesinden yudumlasak

Buz gibi yaşam iksiri.

En saf halimize bürünüp mavi giysek,

Mavinin envai çeşidinde, başlasa doyumsuz yolculuk,

Dolambaç misali yürek atışlarında, en ücralara ulaşıp, karanlıkları aydınlatsak. İç dünyalarında

meltem estirip, keman nağmeleri eşliğinde, beyaz dost karanfille umut,

Kırmızı gül goncasıyla aşk eksek yüreklere.

Bu esnada kendimize de vakit ayırsak, özgürce kendimizi seyretsek fena mı?

Yıkılmadan kumdan kale gezinsek yüreklerimizde,

Umut dolu, sevda yüklü kocaman ölçüsü yok yüreklerimizle sarılsak birbirimize

Yol gösterdiğimiz âşıkların sofrasından nasiplensek.

Sarılsak aşka

Bırakmamacasına kenetlensek, kenetlense insanlık,

Kinden, nefretten uzak sevgiyle, sevgiliyle

Şu üç günlük denen dünya’nın tadını pamuk şekerine çevirsek

Lafı uzatma hadi gökkuşağının altından geçelim.

Farz et ki iki küçük uçurtmayız

Ve istikamet insana, yaşama, doğaya

Sana, bana, bize...

 
Toplam blog
: 74
: 832
Kayıt tarihi
: 26.12.06
 
 

Şiir yazmaya çalışan, müzik dinlemeyi seven, Fotoğraf çekmeyi seven, Doğayı ve içinde barındırdık..