Sarıgül-Topbaş yarışı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi, CHP’den Mustafa Sarıgül ve AKP’den mevcut başkan Kadir Topbaş arasında kıyasıya bir şekilde geçiyor.

Kadir Topbaş da Mustafa Sarıgül de seçimde çok iddialı.  “İstanbulu alan, Türkiye’yi alır” diye bir söz vardır. Bu söz de çoğu zaman doğrulanmıştır. O nedenle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine, hem AKP hem de CHP büyük önem veriyor.

Bu seneki seçimlerde yasa değiştiği için Büyükşehir Belediye başkanlığına verilen oylar, direk ülke barajı gibi işlem görcek. Bu nedenle, partilerin gösterdiği adayların aldıkları oylar, büyükşehir belediye meclis üyelerini belirleyecek. Yani Büyükşehir Belediye Meclisi için ayrı bir oylama olmayacak. O nedenle bu seçim biraz da partiler arasında "genel seçim" gibi geçiyor. Parti Genel Başkanları da sık sık vatandaşa partilerinin genel vaadlerinden bahsediyor.

Daha önce Kadir Topbaş açıklamıştı. Dar gelirliye, cüzzi ücretlerle geri ödemeli konut üreteceğiz demişti. Şimdi de Mustafa Sarıgül’ün bu konuyla ilgili yeni bir vaadi var. O da; kendisinin öğretmen kökenli olduğunu söyleyerek, “Ben öğretmen kökenliyim ve birinci önceliğim öğretmenler olacak” diyor. Dün “GÖSTER ve GEÇ” adında bir kartın tanıtımını yaptı. Bu kartı tüm öğretmenlere dağıtarak öğretmenlerin toplu taşımadan yararlanmalarını sağlayacağını, yine öğretmenlere 3 yıl içinde taksitle 100 metrekarelik avantajlı konutlar edinmelerini sağlayacağını söylüyor. Öğretmenlerin yanı sıra, üniversite dâhil olmak üzere tüm öğrencilere; okulların açık olduğu dokuz ay boyunca ve engelliler ile 65 yaş üstüne de sürekli olarak, toplu taşımadan ücretsiz yararlanma sözü veriyor.

Sarıgül, hiçbir demokratik ülkede gece toplu taşım hizmetinin durmadığını ama 15 dakikalık periyodun geceleri yarım saate çıktığını, akşam 20:30’dan sabah 06:30’a dek yarım saatte bir seferlerin yapılacağını ve bunun ücretinin de yüzde 50 indirimli olacağını söylüyor. Yine Sarıgül, kendi dönemlerinde İstanbul'daki tüm okulların yıkılıp, depreme dayanıklı şekilde yeniden yapılacağını, velilerden de okul aidatının alınmayacağını,  İBB bütçesinden kaynak sağlayarak okullarımızın olanaklarını en iyi noktalara taşıyacağını ve temizlik hizmetlerini üstleneceklerini vaad ediyor. Yine metro konusunda ilk beş yıl içinde 200 km'lik metro yapmazsam bir daha da aday olmayacağım diyor. AKP de ayrıca metro yapımında bu dönemde çok hızlanacağının vaadini veriyor.

Gerçekten bu seçimlerde ilk defa toplumun mevcut sorunlarının böylesine tespit edilip bu kadar somut proje önerileri yapıldığını ilk defa duyuyoruz. Ayrıca, CHP’den de böyle somut önerilerin geldiğini duymak insanı biraz daha şaşırtıyor.

Bu yarışın güzel bir sonucu tabii. Keşke bir de her belediye seçiminden önce halka hesap verebilse veya halkımız bunu talep edebilse. Örneğin belediye başkanlığını şu kadar artı ile veya şu kadar borçla devrediyoruz diye halka açık açık hesap verebilseler. Böyle bir gelenek ülkeye yerleşse. Kamu malı, milletin malı daha sağlıklı korunur ve bu konuda belediyeler arasında adil bir durum da oluşmuş olur. Örneğin bazı belediyeler şimdi seçimi kazandığında önlerine belediyenin borçları gelecek. Sonra da etkili iş yapamayınca dert yanacaklar. Çünkü bazı belediyeler gelecek yılların kaynaklarını da kullanarak halkı yanıltıyorlar. Umarım bir gün hesap işleri düzene girer.

Tekrar konumuza dönersek. Gerçekten de büyükşehirlerde ulaşım hem maddi hem de manevi olarak büyük bir sorun, okullarımız anayasaya göre ücretsiz ama aidat alınmazsa okullar çalışamaz durumda. Büyükşehirlerde çalışan öğretmenlerimiz hep ikinci bir iş yaparak geçinirler, büyükşehirde ev sahibi olmak öğretmenler için imkansıza yakın bir şeydir. Sarıgül bu noktaları da çok iyi yakalamış. Eğer seçilirse ulaşım ve eğitimde verdiği bu basit ama gerçekçi vaadler seçilmesinde etkili olacaktır.

Istanbul, ülkeyi derinden etkileyen bir kentimiz. Dilerim böyle somut, halkın, milletin sorunlarına çözüm getirici öneriler daha çok kamuoyunun gündemine gelir ve önemlisi hayata geçer. Bence hem Sarıgül hem de Topbaş “Öğrenci Yemek Evi” gibi vaatleri da seslendirmeli ve öğrencilerin yemek problemine de destek sözü vermelidir. Anadolu'da bazı belediyelerin böyle uygulamaları başladı. Bu büyükşehirlerde de mutlaka hayata geçmeli.

Istanbul’daki seçim gerçekten çok çetin geçecek. AKP iktidarının son yerel seçim düzenlemesi, Büyükşehir Belediye seçimini kentlerde adeta Amerikan vari “yerel başkanlık seçimi” gibi büyük bir olaya dönüştürdü. Şimdi büyükşehirler adeta bağımsız bir eyalet gibi oldular. Çünkü Büyükşehir Belediyelerin hizmet alanları il sınırları olmuş oldu. Bu da tabii yarışı partiler arasında daha da etkili bir hale soktu.

Ülkemizin bu seçimleri, huzur ve bir demokrasi şöleni içerisinde geçirmesini diliyorum.