Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '14

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Türkçe derslerine çok büyük önem vermek lazım...

Türkçe derslerine çok büyük önem vermek lazım...
 

Geçen gün bir yazı okudum ve şunu düşündüm. Bu yazıyı eğer yeni nesiller okusaydı belki çoğu şeyi gerçekten anlayamayacaklardı. Neden mi? Çünkü yazıda geçen kelimelerin çoğunluğu eski Türkçe, Osmanlıca idi. İşte o kelimelerden bir kaçı :
 
 
"Acz, Adeta, Ahali, Ahenk, Aile efradıyla, Akabinde, Akim kaldı, Akran, Alakadar, Alem, Arz-ı hal, Asayiş, Asır, Asli vazifesi, Asliye, Avuntu, Azamet, Azap, Badire, Bahtiyar, Baki, Bani, Bariz, Bedel, Belagat, Bereket, Beşeriyet, Beyan, Beyhude, Beynelmilel, Bilhakkın, Bilhassa, Bilvesile, Bir nevi, Bu cihetle, Bu meyanda, Buna mukabil, Camia, Cazibe, Ceberrut, Cedler, Cehalet, Cemiyet, Cereyan, Cihetle, Cilve, Dahil, Dalalet, Davet, Defaatle, Dehşet, Diyar, Düstur, Ebediyet, Edebi, Edepli, Efkar-ı umumiye, Ehemmiyet, Ekseriyetle, Elzem, Emare, Emsal, Enaniyet, Enkaz, Erkan, Fakru zaruret, Fani, Feci akıbet, Feda, Fedakar, Fena, Ferah, Feraset, Fesad, Fesih, Feveran, Fevkalade, Fıtri, Fiilen, Fikri, Fitne-fesad, Gaflet, Galip, Garaz, Garip, Gasp, Gaye, Gayret, Gayriciddi, Gazap, Gıyaben, Gönül, Gurbet, Güya, Hadise, Hakikat, Halaskar, Hal-i pür melali, Halisane, Hami, Hamilik, Hane, Hararet, Hariç, Hasebiyle, Haset, Hasıl olmak, Hasım, Hasret, Haşin, Hatmetmek, Hayret, Hazan, Hazin, Her halükarda, Hezimet, Hidayet, Hikmet, Hile, Hitap, Hulasa, Husumet, Husus, Huşu ile, Huzur, Hücum, İbare, İbaret, İbret, İcabet, İcap, İcraat, İçtihat, İçtimai, İdrak, İfa etmek, İhdas etmek, İhmal, İhsan, İhtişam, İhtiva, İhtiyat, İhya, İkamet, İkaz, İkrar, İktisad, İlham, İllet, İltifat, İmtiyaz, İnayet, İnkar, İnkişaf, İnsaf, İnsaniyet, İnşa, İntihal, İntikal, İradi, İrfan, İrtibat, İrtifa, İsabet, İstibdat, İstidat, İstifade, İstihdam, İstikamet, İstikbal, İstiklal, İstikrar, İstişare, İştirak, İtaat, İtham, İtibar, İtidal, İtikad, İtimat, İvedi, İzafi, İzah, İzhar, Kadim, Kale almak, Kanaat, Kargaşa, Kasten, Kati, Katip, Kemale ermek, Kesmekeş, Keza, Kıymet, Kumandan, Külli, Küstah, Lügat, Lütuf, Madem, Mağdur, Mağlup, Mahçup, Mahdum, Mahiyet, Mahkum, Mahrum, Mahzur, Maksad, Malum, Mamur, Mana, Manidar, Marifet, Maruz kalmak, Masum, Mazhar, Mazhariyet, Mazide, Mecbur, Mecburi istikamet, Mecburiyet, Medar-ı iftiharı, Medeniyet, Medet, Mehtap, Memleket, Memnuniyet, Menfi, Merci, Merhum, Meşakkat, Meşgul, Meşhur, Meşrep, Meşruiyet, Meşveret, Metanet, Mevta, Mevzubahis, Mihenk noktası, Minval, Miskin, Muamelat, Muazzam, Mucize, Mugalata, Muhafaza, Muhakeme, Muhtaç, Muhtemel, Muhterem, Muhteva, Murakebe, Mutlak, Muvaffakiyet, Muzdarip, Muzır, Mübarek, Müdafaa, Müdahale, Müdavimi, Müddet, Mühim, Müjde, Mükellef, Mülahaza, Münakaşa, Münasebet, Müspet, Müstesna, Müşahede, Müşerref, Müşterek, Mütedeyyin, Mütenasip, Müteşekkil, Müttefik, Müzakere, Nafile, Nakış, Nakil, Nasihat, Nasip, Nass, Nazara almak, Nazarı itibariyle, Nazarıyla, Nesil, Neşriyat, Netice, Nezih, Nice, Nihai, Nihayet, Nişane, Niyet, Nizami, Nüfuz, Nüksetti, Nümayiş, Nüsha, Nüve, Paye, Refik, Rezalet, Riayet, Rivayet, Sadakat, Sahih, Samimi, Sebat, Sefahat, Sene-i devriye, Serüven, Sırf, Sine, Sirayet, Suret, Suretiyle, Sürat, Şad eylemek, Şahsi, Şaibeli, Şanlı, Şehadet, Şeref, Şiar, Şöhret, Şuur, Şükran, Tabi, Tahammül, Tahlil, Tahribat, Tahrik etmek, Tahrip, Tahsil, Takdim, Takdir, Takip, Takriben, Takviye, Tamim, Tanzim, Tasarruf, Tasavvur, Tasdik, Tashih, Tasvip, Tasvir, Tatbik, Taviz, Tavsiye, Taziye, Tebliğ, Tebrik, Tecelli, Tedbir, Tefsir, Teftiş, Tehdit, Teklif, Telakki etmek, Telif, Telkin, Temin, Temkinli, Tenezzül, Tenkit, Tenzih etmek, Terbiye, Tercüme, Tereddüt, Tertipleme, Teselli, Tesir, Tesis, Teskin etmek, Tespit, Teşebbüs, Teşekkül, Teşhis, Teşrik-i mesai, Tevazu, Teveccüh, Tevessül, Teyakkuz, Tezahür, Uhdesinde, Umum, Unsur, Ümitvar, Üslup, Vaad, Vahim, Varis, Vasat, Vasıf, Vasiyet, Vazife, Vaziyet, Veciz, Vefa, Velayet, Velhasıl, Vesaire, Vesile, Veyahut, Vuku, Vuslat, Yad etmek, Zaaf, Zahiren, Zaruri, Zayi, Zerre, Zevat, Zihin, Zinhar, Zulüm"
 
Bence Türkçe derslerinin okullarda çok önemli olması lazım.
 
Bunun için de Türkçe dersleri çok iyi tasarlanmalı. Yani Türkçe dersi bir kaç derse bölünmeli. Çocuklar kendilerini, sözlü ve yazılı bir şekilde ifade edebilmeliler. Bunun için Türkçe dersi bence Dilbilgisi-Gramer,  Okuma, Anlama ve Kelime Bilgisi, Deyim-Atasözü, Tartışma-Münazara vbg. pek çok bölüme ayrılmalı  ve çocukların özellikle kendi dillerinde çok iyi yetişmeleri sağlanmalı. Çocuklar eğer kelimelerin anlamlarını tam olarak anlarlarsa, bir çok şeyin idrakine daha çok varacaklar ve Türkçe'den de çok büyük keyif ve doyum alacaklardır. Bu çaba aynı zamanda geçmiş ile geleceği de çok sağlıklı bir şekilde bütünleştirecektir.
 
 
 
Toplam blog
: 648
: 2341
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1995 ODTU Fizik Lisans, 1998 ODTU Fizik Yüksek Lisans (Biyofizik)  mezunuyum. Özel sektörde kalit..