Sarkozy de gitti...

Dünya durmadan değişiyor. Global ekonomik kriz bedel ödetmeye devam ediyor. Önce ispanya, sonra Yunanistan, sonra İtalya ve en son olarak şimdi de Fransa'da liderler değişti. İspanya'da José Luis Rodríguez Zapatero, Yunanistan'da Yorgo Papendereu, Italya'da Silvio Berlusconi ve Fransa'da dün Nicolas Sarkozy. Sarkozy, rakibi sosyalist Hollande'ye 2. turda %52 ile yenildi ve devlet başkanlığını kaybetti.
 
Bu liderler yakın geçmişte bir dönem Avrupa'ya damga vuran liderlerdi ancak son global ekonomik kriz hepsine demokratik yoldan bir son verdi.
 
Hollande’ın seçim vaatleri arasında; öğretmenlere ve polislere daha fazla kadro sağlamak, 150 bin genç işsize devlet tarafından sübvanse edilmiş iş imkânları yaratmak, yılda 1 milyon eurodan fazla kazananlardan yüzde 75, 150 bin euro ve üzerinde kazananlardan yüzde 45 oranında vergi almak, nükleer enerji kullanımını da 2025’e kadar yüzde 75’ten  yüzde 50’ye indirmek yer alıyormuş. Yani temelde ekonomik ve çevresel problemlere yönelik huzursuzluğu teskin edecek vaadler bunlar.
 
Galiba yakın zamanda dünyada çok büyük değişimlere şahit olacağız. Çünkü nüfus artıyor, iş imkanları ve sermaye adil dağılamıyor. İnsanlarda huzursuzluk artıyor, bu huzursuzluğu dindirmenin tek yolu ise adil ve hakkaniyetli bir paylaşım yaratılmasından geçiyor.
 
Artık çağdaş Avrupa'da insan ve çevre daha çok ön plana geçiyor. Bu demektir ki şirket'lere tanınan geniş alan bundan sonra daha da daralacak.
 
Fransa seçimlerinde Hollande'nin seçimi kazanması hem Fransa hem de Avrupa açısından bence yararlı oldu. Çünkü Avrupa'da uzun süredir ırkçı sağ eğilimler güçleniyordu. Çağdaş Avrupa'nın bunu görmesi kendisi açısından hayırlı oldu.
 
Türkiye açısından da Sarkozy'nin gitmesi çok hayırlı oldu. Sarkozy, Ermeni meselesini kendince seçim malzemesi yapmak istedi ama sonunda söz konusu yasa Fransa Anayasa Mahkemesinden geri döndü.
 
Kanımca Avrupa, iskandinav modeline doğru kayacak. Yani sosyal adalet içinde ekonomik gelişmeyi tercih edecekler. Bütün sistemlerin insanların mutluluğu için olduğunu unutmamak gerekiyor. Devletin küçültülmesinin, devre dışı bırakılmasının devletlere çok daha pahalı geldiği artık yavaş yavaş görülüyor. Çin, Hindistan, Rusya gibi dev ülkeler zamanımızda büyüme rekorları kırarken Batı ülkelerinin bir türlü çıkış yakalayamaması çok anlamlı. Bu nedenle bence Avrupa'da yeni dönemde krizden çıkış için büyük devlet yatırımlarına ağırlık verecekler. Çin gibi devlet kapitalizmine de yönelirlerse hiç şaşırmayacağım.