Sayın Başbakan'ımıza da demerler mi ki?..

Ülkemizin gündemi o denli süratle değişiyor ki, inanın bilgisayarın başından kalkamayacak hale gelebilir insan. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başı olarak, Sayın Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet SEZER bey, mutlaka bizlerin bilmediği bazı konuların değerlenmesi sonucunda, Nisan 2006 ayında seçimin yapılmasının iyi olacağını ifade etmişlerdir.

Ancak, gelin görün ki, Sayın Başbakanımız, kendilerine hemen, "HANİ ANAYASAYA SADIKTINIZ?" şeklinde bir soru yöneltiverdi.
Hadi buyrun bakalım. Ne vardı ki bu açıklamada. Sayın Cumhurbaşkanımız, görüş belirtemez mi?
Sayın Başbakanımız, Cumhurbaşkanımızın görüşüne niye hemen tepki göstererek, sorgulama cihetine gitti, inanın anlamak mümkün değil.

İyi niyetle söylendiğinden, bugüne kadar ki çalışmaları nedeniyle kuşku duyamayacağımız bir insan olan Sayın Cumhurbaşkanımızın sözlerinde ne vardı ki bu denli alınacak.

Başbakanlık gibi, halka hizmetin verilebileceği en güzel makama halkın oylarıyla gelen Sayın Başbanımızın, sanki, seçimlerden kaçınır gibi, bir hava oluşturacak şekilde, tepkili olması, acaba, yapılacak olan seçimde, AKP'nin bugünkü durumunu muhafaza edemeyeceği endişesinden mi ileri geliyordu?

Bence, AKP olarak endişe duymanıza gerek yok. Halkın, mevcut sistem içerisinde ki sağ duyusuna inanın.

Eğer ki, başında bulunduğunuz AKP'nin, Halkla bütünleştiğine, Halkın ihtiyaçlarını giderdiğine, memurunuzu, emeklinizi, çiftçinizi mağdur etmediğine, 2002 seçim öncesi ve sonrası verilmiş olan sözlerinizden, örneğin, yolsuzlukla yeterince mücadele edildiğine, yolsuzluğa bulaşılmadığına, Milletvekili dokunulmazlığı konusunda gerekli çalışmaların yapıldığına ve bunun çıkartılacağına inanıyorsanız, seçimden, yani Halktan çekinmenize, sonuçlardan endişe duymanıza gerek yok.

Ancak, son olarak, bugünkü Vatan gazetesinde, "KOŞ TUNCAY KOŞ!" başlıklı yazı içeriği itibariyle, Halkımızı düşündüren bir olay olarak patlayıverdi.

Evet, kimdi bu koşturan TUNCAY KARARTI?

Söz konusu habere göre, hakkında verilen gensorular, partisinin yani AKP'li Milletvekillerinin oyları ile reddedilen, Sayın Maliye Bakanımız, Devlette hiç çalışmamış bu zat-ı muhteremi 28 yaşında iken, yanına önce, BAKAN DANIŞMANI yapmış, geçen yıl ise Sayın KARARTI, ÖZELLEŞTİRME İDARESİNE MÜŞAVİR olarak atanmıştı.

ERDEMİR'in, DİTAŞ'ın, TDİ'nin yönetim kurullarına giren KARARTI'nın, huzur haklarıyla da maaşını ikiye üçe katlamış.

Sayın Maliye Bakanımız, kendilerini de, 20 gün önce, DEMİR ÇELİK İŞLETMELERİNE GENEL MÜDÜR yapmış, ancak, TDÇİ Yönetim Kurulu Başkanı, "4 yıllık memur Genel Müdür olamaz, yasaya aykırı" deyince de, MAALESEF GÖREVDEN ALINMIŞ ve Sayın KARARTI bu kez, sadece tabelası kalan KARADENİZ BAKIR İŞLETMELERİ'NİN BAŞINA ATANMIŞ.

ÖNCELİKLE, TDÇİ YÖNETİM KURULU BAŞKANINA GEÇMİŞ OLSUN DİLEKLERİMLE BERABER, TEBRİKLERİMİ DE İLETMEK İSTERİM. ÇÜNKÜ, SAYIN YÖNETİM KURULU BAŞKANI GİBİLERE BU ÜLKENİN İNANIN İHTİYACI ÇOK.

Evet, bu ve önceki yazılarımda da değinmiş olduğum benzeri olaylar, muhtemelen, Başbakanımızı yapılabilecek bir erken seçimde ki sonuçlar açısından endişeye sevketmiş olabilir.

ÇÜNKÜ, HALKIMIZ DA İPOTEK KONULAMAYAN SERBEST İRADESİ İLE, HAKLI OLARAK BAŞBAKANIMIZA SORABİLECEKTİR, "VERDİĞİNİZ SÖZLER VE KARŞILIĞINDA YAPTIKLARINIZ BUNLAR MI?" diye.

Bekleyelim ve görelim.

Sağlıcakla kalın...