Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '11

 
Kategori
Seçim
 

Seçim 2011 - LDP (Cem Toker)

Seçim 2011 - LDP (Cem Toker)
 

LDP ve Cem Toker


Değerli blog ziyaretçileri! 

Seçimlere 2 ay gibi bir süre kala, bazı siyasi partilere göz atacağız. Artılarını ve eksilerini dile getireceğiz. Yorumlarımızı olabildiğince tarafsız bir gözle yapmaya, kimseyi de kırmamaya çalışacağız. 

İlk olarak LDP ile başlıyoruz. 

Liberal Demokrat Parti, kurulduğu 1994 yılından bu yana Türk siyasetine önemli katkılar sağladı. 

LDP'yi önemsiyorum, önemsememiz gerekir. Çünkü "liberal politika" kavramının teorisi bu partinin tüzüğünde yer almaktadır. Sorsanız herkes kendine göre bir nevi liberaldir, demokrattır. Halbuki LDP, bu kavramların içinin boşaltılarak sahiplenilmesine karşı yıllardır çizgisini koruyan, temeli sağlam bir anlayışa sahip ve bir bakıma liberalizm için bir şans. 

Artıları: 

* Dünyada ve Türkiye'de gelişmekte olan bir akımın, liberalizmin peşindeler. İktidara gelemeseler, yüksek oy alamasalar bile iktidardakilerin, muhalefettekilerin akıl hocaları, danışmanları bu akımın kıyısından köşesinden geçmiş isimler. 10-15 yıl önce LDP'nin kurucuları tarafından savunulan bir çok eylem günün iktidarı tarafından da savunulmakta ve hatta hayata geçirilmekte. 

* Besim Tibuk gibi efsanevi bir kurucu genel başkanları var. Simge olarak yunusu, "Türkiye'de çözülemeyecek sorunu yok" sloganını, sinemalara ilk reklam veren parti olma hüviyetini, ofsaytı kaldırmayı, TRT'den bankalara tüm KİT'leri özelleştirme vaatlerini, gecekondulara ve vergiye açtığı savaşları, sivri dilliliğini ve sempatikliğini unutmak mümkün mü? 

Besim Tibuk, televizyon programlarında liberalizm, serbest piyasa ekonomisi ve vergi politikalarıyla ilgili görüşlerini halkın anlayacağı bir dilde, espriler yaparak, senaryolar oluşturarak anlatırdı. Bunlar oya dönüşmedi, ama bir akımın filizlenmesine katkı sağladı. Bugün düne göre daha çok söz sahibi olan liberal kesimlerin güçlenmesinde, liberal gençlerin sayısının artmasında Besim Tibuk'un açtığı bu yolun katkısı vardır. 

Besim Tibuk, Tansu Çiller'le birlikte 2001 ekonomik krizini çok önceden fark etmiş ve televizyonlarda halkı defalarca uyarmıştı. Tarih de onu haklı çıkardı. 

* Cem Toker gibi davasına inanan, umutsuzluğa hiç düşmeyen, kararlı, düzgün ve idealist bir genel başkanı var artık LDP'nin. Siyasi alandaki bunca zorluğa, hazine yardımlarındaki adaletsizliğe rağmen bunca yıldır teşkilatlarını diri tutmaya, partisini seçimlere sokmaya çalışan Toker bunda epey başarılı oldu da. 

İnanmak, başarmanın yarısıdır derler ya Toker sayesinde bu kısım halloldu aslında. 

* LDP, 2005'ten sonraki süreçte siyasi partilere hazine yardımlarındaki adaletsizliği Anayasa Mahkemesi'ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürdü. Çok da iyi yaptı. Büyük kitle partileri kadar bu adaletsizliğin hışmına uğrayan küçük partiler de suçluydu sessiz kaldıklarından. LDP cesaret, azim ve kararlılıkla üstüne gitti bunun. Anayasa Mahkemesi bu haksızlığı gider(e)medi. Söz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde. Bildiğim kadarıyla dava sürüyor ve AİHM, bu konuda son sözü söyleyecektir. LDP'yi bu hususta yalnız bırakan diğer partilere ise bir kınama gidiyor bizden. 

Eksileri: 

* Liberal Demokrat Parti, bireyciliği savunuyor. Burda bir sorun yok, çelişki de yok. Ancak bireycilik özellikle başörtüsü konusunda birden devletçilik gömleğini giyiveriyor. Ya da diğer hak ve özgürlükler konusunda sessiz bir politika izliyor LDP. Halbuki adında liberal geçen bir parti salt ekonomik liberalizm üzerine yoğunlaşır, yani vergilerle, kesintilerle, gümrüklerle uğraşır ama sosyal ve siyasi özgürlüklere sıra geldiğinde "Büyüklerimiz ne dediyse o olur" mantığına geçerse burda toplumun geniş kesimleri tarafından şüpheyle yakaşılan bir parti konumunda olur. 

Başörtüsünün siyasi amaçlarla kullanılıyor olmasının sorumluğu bunu siyasi amaçlarla kullanmayan kadına yüklenemez. Ya da siyasi iktidarın yargıyı baskı altında tutacağı endişesi 30 yıldır elit bir grubun ideolojik kaygılarla yargıyı şekillendirdiği gerçeğini görmemizi de engellemez. 

Liberal Demokrat Parti elbette ki iktidarın ya da muhalefetin payandası olmayacak ve elbette ki doğru gördüğünü söyleyecek, yanlış gördüğünü haykıracaktır. Ancak bütün bunları yaparken toplumun gerçeklerine, uygar dünyanın vaat ettiklerine de sırt dönmemek durumundadır. Liberalizmi de salt ekonomik yönüyle ele almamalı, sosyal ve siyasal yönüne de eğilerek bu kulvarda haksızlığa uğrayan toplumun tüm kesimlerini desteklemelidir. Bu konuda ya eksikleri var ya da söylem ve etkinlikleri kamuoyuna tam yansımıyor. 

*** 

Sonuç olarak LDP, Türk siyasetine katkıları olan ve bu katkılarının artarak süreceğine inandığım bir siyasi parti. Liberal Demokrat Parti'ye, genç yunuslara ve Cem Toker'e önümüzdeki seçimlerde başarılar dilerim. 

 
Toplam blog
: 78
: 1198
Kayıt tarihi
: 12.10.10
 
 

Alice'in harikalar diyarındaki cennet bahçesinden sesleniyorum sizlere. Burada önyargı, olur olma..