Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Şeffaflık güzel ama, çok ürkütücü

Şeffaflık güzel ama, çok ürkütücü
 

“Şeffaf olmak lazım” şeklinde bugüne kadar kim bilir kaç cümle kurmuşuzdur. Peki kolay mı şeffaf olmak?

Aslında yalanla dolanla işi olmayan, düşündüğünü açıkça söyleyen, samimi, saf, dürüst ve açık sözlü insanlar oldukça şeffaf sayılır.

Ama böylelerini biz ya “kırıcı oluyorlar” diye sevmeyiz, ya da “salaklar” diye dalga geçeriz.

Sadece bu konuda değil, hemen her konuda yaşadığımız problemlerin temelinde yatan şey şudur: Yaptıklarımızla söylediklerimiz, düşündüklerimizle eylemlerimiz birbiriyle uyumsuzdur. Ve ne yazık ki çoğu kez biz bunun farkında değilizdir.

Çifte standart dediğimiz şey bu sebeple ortaya çıkar. Kendimize yapılan hareketle bizim yaptığımız hareketin başı, sonu, ortası, amacı, etkisi, tepkisi, yorumu hep farklıdır.

Neden? Çünkü şeffaf olamıyoruz da ondan…

Başkalarından hep dürüstlük bekleriz de biz bir türlü dürüst olamayız. Hatta bahanemiz de hazırdır. Doğru her yerde söylenmez, tedbirli olmak, ağırdan almak lazım falan filan.

Mevlânâ’nın meşhur sözünü hepimiz biliriz: “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!”


Müthiş bir söz. Ancak söylemesi kolay, yapması zor.


*****

Beynimizde oluşan düşüncelerin şeffaf olduğunu varsayalım. Ne düşünsek karşımızdaki insan hemen görüyor, fark ediyor, anlıyor.

Anlaşmak daha kolay olmaz mıydı?

En büyük sorunlarımızdan biri birbirimizi anlayamamak değil mi?

O zaman böyle bir problemimiz olmazdı. Karşımızdaki şıp diye bizi anlardı, biz de onu. Ne güzel olurdu değil mi?

Olmaz mıydı yoksa?

Hiç dost edinemezdik belki de… Yanındayken dalkavukluk yaptığımız, arkasından demediğimizi bırakmadığımız insanlar, bizim samimiyetsiz olduğumuzu, iki yüzlü davrandığımızı anlayıp kapıları yüzümüze kaparlardı değil mi?

Hakkında ne düşündüğümüzü bilenler, belki insan yerine koyup suratımıza bile bakmazlardı, kim bilir?

Zor dostum zor, gerçekten şeffaf olmak zor.

Biz belki de şeffaf olmaktan korkuyoruz. Belkisi fazla, gerçekten korkuyoruz. Sözü, sesi ve görüntüyü geçirmeyen mat duvarlar, bize çelikten bir kale kadar güçlü gibi görünüyor.

İnternette yazışırken kendimizi zengin, yakışıklı, güzel, becerikli, güçlü, heybetli, karizmatik göstermemizin temelinde yatan psikolojik bozukluk da buradan kaynaklanmıyor mu?.

Nasıl olsa bizi bilmiyorlar, görmüyorlar ya, at atabildiğin kadar…

Oysa biz neysek oyuz. Doğru söylesek de, yalan söylesek de, ne boyumuz uzuyor, ne kilomuz azalıyor, ne de cinsel gücümüz artıyor.

Yani bir anlamda şeffafız da, şeffaf olduğumuzun farkında mı değiliz ne?

Üf, ne sıkıcı şeyler bunlar ya…

*****

Sıcak bir yaz akşamının serinliğini hissetmek için balkonda Blog yazmaya çalışırken bunlar geçti aklımdan…

22 yıldır aynı balkondayım. Hepinizin bildiği cinsten klasik 2 metrekarelik bir balkon. Her tarafı tuğlayla örülmüş, dışarıdan bakıldığında beton gibi sağlam görünüyor.

Ayrıca korunaklı da… Hele böyle sıcak zamanlarda bir şortla bile oturduğum oluyor. Kimse beni görmüyor ya, eminim ve rahatım.

Hiç aklıma gelip de kendime sormadım bile... Kaç kilo yüke dayanıklıdır bu balkon, ne kadar ağırlık kaldırır, beni taşır mı, taşımaz mı…

*****

Sanırım çoğunuz bugünkü internet sayfalarında resimdeki şeffaf balkonu görmüşsünüzdür.

5 ton ağırlığı taşıyacak kapasitede 5 santim kalınlığındaki camdan yapılan Chicago gökdelenindeki balkon, şeffaf olması yüzünden insanı korkutuyor.

Sağlamlığı konusunda “sağlam” bilgi bulunmasına rağmen, bırakın o balkona çıkmayı, resmine bakarken bile insan bir tuhaf oluyor.

Oysa 100 kiloyu bile zor taşıyan tahtadan bir balkona çıkmak bizi hiç ürkütmez. Çünkü orada tehlike görünmüyor.

Sağlam da olsa bir balkonun şeffaflığı bile bizi korkutuyor dostlar… Zayıf bir kişiliğin şeffaf olmasına dayanabilir miyiz? Elbette Hayır!

İşte onun için dürüst değiliz!

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..