Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Seni seviyorum mucizesi !

Seni seviyorum mucizesi !
 

Alıntı.


Birbirinize tutkuyla bakmayalı ne kadar zaman oldu? Ya iki kişilik koltukta tek yürek olmayalı?

Başınızı omzuna yaslayarak yada dizine uzanıp elleri saçlarınızın arasında, sevgiyle, şefkatle dolaşırken, birbirinize sevgi sözcükleri fısıldamayı, yada sadece televizyon izlemeyi özlediniz değil mi?

O ilk günlerde ki utangaç kadın, şimdilerde artık her santimetre karesini ezberlediğiniz, alıştığınız, yeniden keşfedeceğiniz bir varlık olmaktan çook uzakta. Ya erkek? Heyecandan terleyen, ne yapması gerektiğini bilemeyen, özür dileyen, dokunurken ürkek, inciteceğim diye üzerinize titreyen, "ben sensiz uyuyamam" diyen erkek, şimdilerde ya "vazifelerini" yerine getiriyor yada koltukta sızıyor. Artık dünyada sadece ikiniz yoksunuz. Alışkanlıkların adı sevgi. Aşksa dizilerde, romanlarda yada "iyi ki yaşamışım " denilen geçmiş zamanlara ait, anılarımızın arasında sakladığımız, özlediğimiz bir duygu şimdilerde.

Oysa ki herşey ne güzel başlamıştır. Kadın hassastır, zariftir, gözlerinin içi güler, tüm uzuvları ile sever erkeğini. Yumuşaktır, sevgi doludur. Erkekte öyle. Doğanın ona verdiği gücü ile sevgisini besler, korur, değer verir.. Sorunlar birlikte paylaşılır. Her gün bir eksiği tamamlanır özlenen yuvanın. Birlikte özenle seçilir herşey. Çocukça kaprisler renk katar hayata. Bazen bir çay simit paylaşılır, bazen bir sigara. Gidilen lokantada, birbirine hissettirmeden mönüde ki en ucuz şeyler sipariş verilir. Masraf olmasın, sıkıntı çekilmesin diye. Ama mutludur her iki tarafta. Biri diğeri için bir fedakârlıkta bulunmuştur. Bunun hazzını yaşar. Her özel güne hazırlanışın gecesinde bir gizem, bir heyecan vardır. Erkek traş olur saat kaç olursa olsun. Kadın kendine yeni gecelikler alır. Dişlerini fırçalar. Kokularını sürer. Birlikte olmak, onunla olmak yetiyordur. Sevgidir, paylaşımdır yaşadıkları.

"Seni seviyorum" sözünü duymayı bekler olmuşlardır bir süre sonra. Daha sonra da özler olacaklardır bu sihirli sözcüğü.. Çünkü zamana yayarak, sindirerek yaşanmamıştır hiçbir şey. Herşey bir anda olup bitmiştir. Birbirlerinin "herşeyi" olurken, bir sabah yanında uyuyan insanın "hiçbirşeyi" olmadığını anlar. Horlayan, saçı başı dağınık, uyurken gaz çıkartan, tabanları nasırlı, dokunmak isteseniz arkasını dönen yabancılaşmış bir insan...Duyguların erozyonudur yaşanan. Eşi yada partneri fark etmez. Yaşanan onca şey esnasında, hep zaman ayırılamayan sevgi dolu anlar olmuştur. Küçük kaçamaklar, yalnız kalma çabası, romantik bir müzik eşliğinde salonun ortasında hatta çocuklar uyuduktan sonra başbaşa kalmak için en küçük bir gayret gösterilmemiştir. İki tarafta birbirinden bekler. Mutlu olmayı bilen insan, karşısındakine de mutluluk verir oysa ki...
Anne, baba çocuklara olunurken, birden bire eşler birbirine anne, baba rolü oynamaya kalkar.

Devam eden uzun soluklu evliliklerin bir çoğu saygıdan ve zorunluluklardan devam eder. Alışkanlıklar beraberinde vazgeçememeyi getirir.

19 yıldır evli bir arkadaşıma sordum. "Halâ seviyor musun?" Ne bilim ben iyi bir insan, dövmüyor, sövmüyor, kadınla kızla işi yok, evden işe işten eve. Çocuklarına da düşkün. Allahtan daha ne isteyebilirim ki? Ama dersen ki eskisi gibi seviyor musun? Bilmiyorum. Bir şeyler eksik sanki...

Monotonlaşan yaşam tarzları, sevgiyi yok ediyor. Sorumlulukların paylaşılmaması, sürekli ve tek taraflı beklenti içinde olunması da...

Önümüzde bir sevgililer günü var. Ticari de olsa özünde sevgi olan, kıvılcımla başlayan beraberlikler için halâ yapılacak birşeyler olduğuna inanıyor ve işte fırsat diyorum. Mutlu olmak için sevmek kadar sevilmeye de ihtiyacımız var. Sorunlarla dolu yaşamlarımızda, her gün yüreğimize ekili sevgi tohumlarını sulamak bizim elimizde. Cinsiyetlerimiz ne olursa olsun... Çorak bir kalp, verimsiz toprağa benzer.

Açın radyoda nostaljik bir kanalı, yada takın bir CD, kalp şeklinde ki kek kalıplarınızla güzel bir pasta yapın. Yada güzel bir sofra hazırlayın. Birer duble alkol eşliğinde gözlerinin içine bakın. Sorgulamadan, geçmişten bir şeyler arayarak değil, ilk kez tanışıyormuş gibi.Herşeyi ekonomiye bağlamadan hattâ ödenmemiş faturaları, gelecek icraları , taksitleri, kredi borçlarını bir geceliğine düşünmeyin, düşündürtmeyin... Soluk alın... Yaşamak için gerekli olan o havayı ciğerlerinize doldurun.

Mutluluk ve sevgi ikiz kardeşler bana göre. Biri kapıdan çıktığında diğerini durduramayız. Çok geç olmadan o sihirli sözcüğü söyleyelim.

SENİ SEVİYORUM.


Nur Zeynep Çelik.
9.Şubat.2009
 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..