- Kategori
- Gündelik Yaşam
Ses tonu bu kadar önemliyse ne söylediğimizin anlamı yok, sesimizi yükseltelim isteğimizi anlasınlar
Ne söylersen söyle ses tonun önemli. Bu nedenle de kötü bir şey söylemedikleri/yapmadıkları/kastetmedikleri halde insanlar o anki ses tonu nedeniyle gereksiz ve haksız muamelelere maruz kalıyorlar. Tabi tersi de olabiliyor; adam yumuşak bir dille kibarca ve sessizce aslında sana küfrediyor, anlamıyorsun.
Napalım? İnsanlar söyleyeceklerini yazarak söylesinler. Ah keşke uygulaması kolay olsaydı… Kimin gerçekte ne dediğini/ne demek istediğini bağırmadan kızmadan anlardık. Şimdi işimiz zor; zira insanların konuşurken çıkardıkları ses tonları çoğunlukla ellerinde olmuyor. Yaratılış, sağlık nedeniyle, eğitim, yaşadığı çevre ve o an içindeki birikim yüzünden herkes değişik ses tonunda konuşuyor.
Tabii ki biz de yanlış anlıyoruz. Ne dediğine bakmıyoruz. Ses tonu yüksekse bizi sevdiğini söylese bile dövecek sanıyoruz. Oysa adam belki bağırarak sevmek istiyor. Ya da sevgisi yüreğine sığmıyor. Bize eskiden hep bağırmışlar ardından da dövmüşler öldürmüşler ya korkuyoruz. Biz de bağırmışız. Alışkanlık da var, bağırana kızıyoruz “Sesini yükseltme” Sesini yükseltmek her zaman terbiyesizlik değil ki, o anki durumuna bakmak lazım.
Elbette bağırmak normal bir insan davranışı değil. Ama bazılarımız çeşitli nedenlerle yüksek sesle konuşuyoruz. Terbiyesizlerin bağırması ile bizim gibi elde olmayan nedenlerle ( yaratılış, sağlık nedeniyle, eğitim ve yaşadığı çevre, birikim) bağıranların (sesi yüksek çıkanların) bağırması karıştırılıyor ve hepsi birden terbiyesizlik olarak algılanıyor. Adam durup dururken sesini niye yükseltsin! Onu o hale getiren bir şey var demek ki...