Sevgili halkım, devlet dairelerinde sizlere yaptırılan işler angaryadır; hiçbirini kabul etmeyin

Nere gidiyorsun hemşerim? Elektirik faturasını yatırmaya. Ya sen? Tapuda işim var. Vergi yatıracağım. Bana ceza gelmiş. Suyumu kesmişler, onu açtıracağım. Çöp vergisi. Kimliğimi kaybettim, nüfus müdürlüğünden çıkaracağım. Bizim oğlanın askerlik işi. Kızım üniversiteye kaydolacak, harç yatırmak için bütün gün bankada bekledim. İşyeri açtım. Dükkânın kapanışını vereceğim. Araba aldım, işlemleri var.

Öncelikle bilmenizi istiyorum ki bu aptalca işlerin 20–30 yıl sonra hiçbiri olmayacak. Peki şimdi niye var? Ticari bir iş yaparsın, bu işten karın olur da külfetine katlanırsın. Elektrik kullanmışım, fatura ödemek için kuyrukta bekleyeceğim. Hassittir lan! Para veriyorum, bir de külfetine mi katlanacağım? Işık saatim orada. Tutarı parası yazıyor. Onca adam çalıştırıyorsun. Bana ne be, nasıl alırsan al. Bulmuşsun saf TC vatandaşını. Adam resmen koyun.

Hele de şu vergi… Parayı alan sensin, adam vergi dairelerinde niye çile çeksin kardeşim. Milyar dolarlarca vergi topluyorsun, milyonlarca insanı vergi dairelerinde süründürüyorsun. Akılsız bu ülkenin insanları, akılsız. Sırtına binsen sesi çıkmıyor. TC beyefendi 10 lira damga vergisi çıkarmış. Bir de şu gün ödeyeceksin diye vade koymuş. İşimi gücümü bırakıp 10 lira da yol parası verip ta anasının dinindeki vergi dairesine gidecek ödeyecekmişim. Benim hayatım yok mu? Senin abuk sabuk işlerin için mi geldim dünyaya?

Türkiye halkı! Kulağını aç ve Kerim Korkut’u dinle! Senin devlet dairelerinde hiçbir işin yok. Devlet 3 milyon memur çalıştırıyor. Her birine 3 bin lira maaş veriyor. Yapsın, yaptırsın. Devlet dairelerine gidersen akılsızsın. Biz iktidara geldiğimizde bunların hepsini kaldıracağız. Dilekçe neymiş ya, dilekçeyi onların ağzına sokacağım!

Zaten alçak kapitalist beni günde 10 saat,12 saat köpek gibi çalıştırıyor; bir de kalkacak yok ışık parasıymış, yok su faturasıymış sürüneceğim! İşlemleri yapmadan mezara bile giremiyoruz! Allah belasını versin bu düzenin! Bebek katili için yürüyüş yapacağına bunun için yap! Yok Silivri’ymiş, Yok Oda TV imiş, Kastamonu dep dep büyük şehir olacakmış sen kendin kölesin, önce kendini kurtar. Vergi dairesi bankolarında beklemekten belin iki büklüm olmuş, senin Silivri’den ne farkın var?

Türkcell, Telsim, Telekom her ne zıkkımsa parayı topluyor, biz eşekliğini yapıyoruz. Gelsin tahsil etsin faturasını. Bankaya, ödeme merkezine falan gidemem! Askerliğim varmış, şubeye gidecekmişim. Milli Savunmanın onca bütçesi var, adam çalıştır, yap işlemlerimi, söyle birliğimi, ben kendim giderim.

Hele de şu vergi ile ilgili görevlerini yapmadı diye ceza kesiliyor ya… Allahım Allahım… Gidip ödüyorsunuz ya bir de bunları. Vergi kanunlarını ben değil o bilecek, o. Ben gelir idaresi başkanı mıyım, mali müşavir miyim? Hata da yaparım, yanlış da. Muhasebeciyle çalışacakmışız biraz da o çarpsın diye. İş yeri açmışım, kaydettirecekmişim. Gel kaydet! Çatır çatır vergi almayı biliyorsun. Devlet yılda 200 milyar dolar para topluyor, biz de eşekler gibi çilesini çekiyoruz.

TV’lerde salyalı ağızlarıyla fetva verenler sizlerin bu sorunlarını niye dile getirmiyorlar? Getirmezler; çünkü her birinin beş bin gayme maaşı cebinde. Yatları katları var. Üstelik nedenini bir türlü anlamıyorum, sizden saygı da görüyorlar. Oysa bu satırları yazan Kerim Korkut’un inan Allah’a sabaha sofraya koymaya ekmeği yok. Yani sizin gibi. Halkım yoksulluk ve acılar içinde kıvranırken bal börek yersem bana zehir zıkkım olsun! 100 trilyon servetli, çocuklarını Amerika’da okutan, oğluna gemi alan sayın başbakanınıza duyurulur!