- Kategori
- Psikoloji
Sevgiyi tükettik, tüketildik
Toplumda yaşıyoruz. İnsan olarak birçoğumuz sevdik, aşık olduk, ayrıldık, vurgunlar yedik, unutulduğumuzu sandık, pişman olduk, üzüldük, karşı tarafı da üzdük. Sonra da hepbirlikte yalnızlık denizine pupa yelken açıldık. Bir de üstüne, utanmadan memnun olduğumuzu söyledik, çok kimse inanmasa da bunu savunmaya çalıştık.
Ayrıldık, üzgündük ama her zaman cesur ve güçlü görünmeye çalıştık. Güvelir olmaya çalıştık.
Aşkları, sevgileri pamuk ipliğine bağladık. Türlü türlü mazeretler bulduk. Bunlar araba oldu, ev oldu. Sonunda olan oldu.
Her zaman daha güzelini aradık, kimse dört dörtlük değil dedik, o kusursuz insanı bulamayacağımızı bile bile aramaktan yorulmadık.
Kimimiz hayatını, geleceğini garanti altına almak uğruna çok çalıştı, hayatını yaşayamadı, dolayı ile hayatı ıskaladı. Kimimiz ise hayatı ıskalamamak için savaşırken, hayat onu ıskaladı.
Büyüdükçe kirlenmeyi, kirletmeyi öğrendik. Çocuklarımıza reklamlar da bile “kirlenmek güzeldir” lafını öğretmeye çalıştık. Kirletmeyi iyi sandık, fakat sevmeyi bilemedik, beceremedik. Sevgiyi tükettik, tüketildik. En sonunda kapılarımızı da kapattık. Kapıları açmaya çalıştığımızda, açılmasın diye arkasından destekledik. Bekledik ki, karşı taraf da üzülsün. O da bırakıp, gitsin istedik. Biraz sabır göstermedik. Bize yapılanı yapmaya çalıştık.
Hayallerimiz de vardı. Bizi hayata bizi bağlayan hayallerimiz vardır. Hepsi bitti.
Şimdi ben üzgünüm, o da üzgün.
Herkes yaralı, herkes vazgeçmiş ve herkes yalnız kaldı.