Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '17

 
Kategori
Kitap
 

Sevilen "Toni Morrison" kölelik üzerine bir başyapıt

Sevilen "Toni Morrison" kölelik üzerine bir başyapıt
 

Çok değil daha birkaç sene önce hemen yanıbaşımızda, Şengal’de köle pazarı kurulmadı mı? Hatırlayın, Ezidi kadınlar köle olarak alınıp satılıyordu. Bu feci dram en az kafa kesen canilerin üretmiş olduğu bir başka trajedi olarak hafızalarımıza kazındı. Halen daha kadınların alınıp satıldığına ilişkin haberleri duyuyoruz okuyoruz. Daha birkaç gün Gaziantep’de böyle bir Pazar olduğuna ilişkin haberler sosyal medyada dolaşıma sokulmuştu.

Şengal’deki köle pazarında yaşananlar üzerine o dönemlerde bir arkadaşımla konuştuğumda , “Gece rüyalarıma giriyor” demişti. Etki altında kalmasında ki kalibre bir hayli yüksekti. Ve bu durum bana kalırsa kamuoyunda yeterli ölçüde tartışılmadı. Toplumun hadiseye ilişkin dikkatinin daha fazla çekilmesi gerekirdi ama maalesef mevcut iktidarında izlemiş olduğu politikalar gereği durum vaziyetin üzerine şal çekildi!

Her ne hâl ise!

Kölelik meselesi üzerinde durmamdaki nedenlerden birisi pek tabi ki 2000’li yıllarda salt Şengal’de yaşanan trajedi etken olarak gösterilemez. Toplumsal çelişkilerin en yoğun olduğu alanlardan birisidir kölelik düzeni. Ve insanlık tarihi varlığını sürdürdüğü sürece kölelik düzeni her daim sorgulanacaktır. Nitekim dikkat ediniz başyapıt diyebileceğimiz bir çok edebiyat ürünü kölelik düzenini sorgulamaktan yola çıkarak ete kemiğe bürünmüş.

*****

2016 yılı içerisinde aldığım edebi kitaplardan biriside Toni Morrison’un “Sevilen” isimli romanıydı. Geçtiğimiz haftayı bu kitaba ayırmıştım. Hafta sonu kitap nihayete erdi… Irk ayrımcılığı üzerine sanırım bu güne kadar okuduğum en güzel yapıtlardan birisiydi Toni Morrison’un “Sevilen” isimli romanı. Birkaç sayfa okuduktan sonra kendinizi romanın tam da merkezinde bir yerlerde hissediyorsunuz, alabildiğine açbiaç tutkuyla kitabı elinizden bırakamıyor, iştahla okumayı sürdürüyorsunuz.

Yazar Toni Morrison siyahi bir kadın yazar ve ilgi alanı ağırlıklı olarak ırk ayrımcılığı üzerine… 1993 yılında Nobel Edebiyat ödülünü almış. “Sevilen” isimli romanı ile de Pulitzer ödülünü kazanmış. 18 Şubat 1931yılında ABD/Ohio’da dünyaya gelmiş.

“Sevilen” isimli romanı Can Yayınları ve Sel Yayıncılık basmış. Tercihini daima Can Yayınlarından yana kullanan ben, bu defa Sel Yayıncılıktan kitabı temin ettim. Sel Yayıncılıkta beğendiğim yayınevlerinden birisi. Oldukça güzel kitapları basıyorlar ve okurun ilgisine sunuyorlar. Kitabı tercih etmemdeki etkenlerden en önemlisi, şunu açıklıkla söylemem gerekirse, kapak tasarımıydı. Tabi kitabı alırken yazar hakkında fazla bir bilgim yoktu. Arka taraftaki açıklamalarını okumuş ve bu doğrultuda iyi bir edebi eser olduğu kanaatine ulaşmıştım. Pek tabi ki Pulitzer ödüllü bir kitap olması da işin bir başka yanı ve hatta en önemli tercih nedenlerimden birisiydi… Kitabı Püren Özgören Türkçeye çevirmiş.

Kitabın içeriği kölelik üzerinden ırk ayrımcılığını sorgulaması… Hepimizin bildiği türden bir kölelik düzeni değil de bizatihi köle olarak yaşamlarını sürdürmek zorunda olan ve yaşamın çekilmezliği sonrasında yaşadıkları hayattan kaçıp kurtulma çabası veren siyahların kendi gözlem ve deneyimlerini aktarmaları ve geçmişlerini bir türlü ruhlarından silip atamamalarıyla birlikte kitap ete kemiğe bürünmüş. Yazarın, karakterlerin gözünden yaşananları aktarması kitabı daha bir ilgi çekici hale getiriyor.

Kitabın merkezinde köle olarak yaşamını sürdürmekte iken yaşadığı ailenin yanından kaçan ve kaçarken tekrar yakalanmak ve satılmak endişesinden dolayı 2 yaşındaki kızının boğazını keserek öldüren anne Sethe’nin dram yüklü anlatımları ve ruh hali… Kaçış esnasında Denver isimli kızına hamiledir. Denver doğar ve hayatları öldürmek zorunda kaldığı kızının ruhu üzerinden şekillenir. Vicdan azabını yenemeyen ve kendisiyle bir türlü barışamayan bir anne… Pek tabi ki özgürlüğün ne menem bir ihtiyaç olduğunu, yakalanıp köle olarak satılmaktansa, ölmenin daha iyi bir seçenek olup olmadığını da ister istemez zihin dünyanızda tartışmak durumunda kalıyorsunuz. Yani iki taraftan da feci düzeyde sorunlu bir durum söz konusu! Ya özgürlük ya kölelik ve işkence seçenekleri…

Kızı Denver’la 124 denen bir plantasyonda bulunan evlerinde yaşamlarını sürekli sorgulayarak geçiren Sethe bir ücret karşılığında da çalışmaktadır. Sethe, adını Tatlı Yuva koydukları bir evde köle olarak doğmuş ve aynı evde köle olan ve sonrasında kölelikten kaçıp kurtulan Paul D, Sethe ile Denver’ın yanına gelip yerleşir. Yar yar tatlı Yuva üzerine sohbetler ederler ve zaman zaman da Tatlı Yuva’da ölen kayın validesini yad ederler. Kaçış esnasında çocuklarının babası Halle’de sırra kadem basmıştır. Akıbeti meçhuldür.  Öldürdüğü kızının ruhu ile yaşamak zorunda kalan Sethe bir süre sonra bulunduğu çevrede herkesle arası açılır. Herkesin uzaktan izlediği bir insan olur. En nihayetinde iki erkek çocuğu da annenin psikolojisine dayanamayarak kaçar. Aynı eşi gibi iki çocuğunun da akıbetleri meçhuldür. Ve tabi kitap ilerledikçe başka çocuklarının da olduğu ve çocuklarının ellerinden alınmak suretiyle köle olarak alınıp satılması gerçeğiyle karşılaşıyorsunuz. Ve sütüne el konması! Önce beyaz çocukların doyması gerektiği gerçeği…

Paul D… Tatlı Yuva’dan kaçıp, onlarca kilometre yolu teperek Sethe’nin yanına gelir. Sethe ile bir yuva kurmak, aile olmak ve yeni bir yaşam inşaa etmek çabasındadır. Hatta panayıra bile giderler. Panayırda eğlenirler ve panayır dönüşünde evin önünde güzel mi güzel bir kız çocuğu ile Sevilen’le karşılaşırlar. Sethe,Sevilen’i öldürdüğü kızı sanmaktadır ve bu karşılaşma sonrasında bütün yoğunluğunu ve ilgisini Denver’ın üzerinden alarak Sevilen’e verir. Sevilen artık Sethe’ye hükmetmektedir. Sethe’yi canı istediği gibi kullanmakta, yeri geldiğinde elinin tersiyle itmektedir. Bir anlamda yeni bir kölelik biçiminin vücut bulması gibi bir şey!

Yazar Toni Morrison geçmişinden bir türlü kopamayan siyahların hurafeler peşinde koşması, ruhlarının ezilmiş hali ve kölelik tarihinin acımasız yanlarını bütün çıplaklığıyla gözlerimizin önüne sermekte. “Sevilen” için Sethe’nin kimliğinde ve gözünde kölelik tarihinin derin bir incelemesi de diyebiliriz.

 

 

 

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..