Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ağustos '07

 
Kategori
Aile
 

Sevinç'e...

Sevinç'e...
 

Ne boş şeyler kartvizitler, kartvizit üzerinden çizilenler ve atılan çentikler her geçen gün için. “Sevinç” akmayacak artık günün her ışığından ve hastalıklar gün yüzüne çıkacak yeniden; kaybetmekten, acı çekmekten, sürüm sürüm sürünmekten zevk duyanlara.

Gidiyor musun Sevinç, mucizelerine veda edip? Tek heceli heyecanlarını bize bırakıp, tüm yükü “Meriç” nehrine akıtıp dinlenmeye mi çekiliyorsun bu güzel yaz günü? Ilık bir yürüyüş, bir de omuz muydu son dileklerin?

Anlatacaklarını, anlayamadıklarımı ve sitemlerini sakladığın o Türk filmlerindeki güzel kadın gülüşünle bir tatil sabahı kimseyi uyandırmadan, patırtı çıkarmadan, kar tanesi gibi…

Oysa hepimizin işi gücü vardı Sevinç. Kimimiz tatilde çocukları oyalıyor, kimimiz işte kartvizit topluyorduk ve yaptıklarımızla övünüyorduk. Övünüyorduk çünkü yaptığımız çok anlamlıydı – öyle olmalıydı zira mucize yaratmamız gereken engeller takılmamıştı hiç ayağımıza, beynimize.

Tepetaklak olduk şimdi telefonlarda. İşi gücü bırakmak zorunda kaldık, “biz, bize” kaldık. Elimizde kalanın sıfır olduğunu ve tek uğraşımızın boş işlerimiz olduğunu her yok oluşta tekrar tekrar hatırlayıp –tıpkı yine olacağı gibi- yeniden unutacağımızı bile bile, üstüne basa basa ağladık.

Şimdi sana bildiğim bilmediğim bütün duaları yollamaktan başka bir şeye gücüm yok. Bir yerlerde gerçekten buluşuyorsa oradakiler Kopuk’a selam söyler misin benden?

“Bitanen”

 
Toplam blog
: 11
: 738
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Sevenin vazgeçemediği, sevmeyenin de sevenleri asla anlayamayacağı Ankara'da büyüdüm. İstanbul'a oku..