Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '07

 
Kategori
Mizah
 

Sevişmeden önce mutlaka okuyun

Sevişmeden önce mutlaka okuyun
 

Çalar saatin alarm sesi ile uyandım. Saatin hemen yanındaki
"Bugün yapılacaklar" listesini okudum.
"Yönetici aydat için gelebilir. Kapıyı sakın açma."
"Yan dairede oturan ayı yine iç çamaşırlarıyla orasını burasını kaşıyarak balkona çıkıp sokağa doğru tükürürse Hayvanat Bahçesi'ni arayarak ihbar et."
"Anneni ara ve ona, 'Anneciğim dün doktora gittim. Altı aylık ömrüm kalmış' diyerek para iste. Yemezse B planına geçerek, 'Anne ev sahibim bir işek almış. Eşeğe suya gönderip beni eşek sudan dönene kadar dövdürecekmiş. Eğer para vermezsen Sudan'a yerleşeceğim' de."
"Hatırlarsan son kez rüyanda sevişmiştin. Hemen bir partner bul ve bugün mutlaka seviş. Bulacağın partner sevişme konusunda isteksiz olabilir. İnsanlık sende kalsın. Sen yine de onunla seviş."
"Vernikle yatak odasının kapısındaki hasarı kapatmaya çalış. Bugün yatak odasında yapacağın sıkıştırılmış enerjilerin patlama noktası ile ilgili deneyde bu kez mavi kabloyu çek."
...
Ev telefonum çaldı. Arayan bir alacaklı olabilirdi. Bu nedenle telefonu güvenli ses tonum ve şivemle açtım. "Efendüüüüüüm."
"Kemal beyin evi mi?"
"Hayuuuuur. Burasuuuu Et ve Baluk Gurumuuuuu. Et istersenüüüüz eti senüüüüü kemiğüüüü benüüüüüüm deyup verirüüüüüm..."
"Beyefendi orası Kemal beyin evi değil mi? Anlaşılmıyor. Orası neresi?"
"Burasuuuu Agora meyhanesüüüüüüü... Bakun arkadan daha içelüüüüm hey hey sesü var duydunuz muuuuu? Kümü aradunuuuuuuz? Siz kümsünüüüüüz?"
"Ben Ferhat... Frank Ferhat..."
Derin bir nefes aldım.
"Ferhatçığıım. Şaka be. Nasıl da yedirdim..."
"Ya Kemal film adamsın abi yaaa."
...
Ferhat bizim Ankara'daki gazeteci tayfasından. İyi bir foto muhabiriydi. Bursla New York'a kapağı atmıştı. Bayağı da yakışıklı bir kardeşimizdi Ferhat. Orada Amerikalı bir hatunla evlenip Frank Ferhat oluvermişti.
"Ferhat İstanbul'da mısın?"
"Elbette. Yengen Newyork'ta bir tapu işim vardı geldi. Sana da çok özel birhediyem var adresi versene." ... Ferhat'a hemen adresi verdim. Taksiyle on dakikada geldi. Her zamanki gibi flinta gibi giyinmişti. Jöleli saçları, uzun boyuyla bayağı güzel adamdı Ferhat. Bendeniz cinsel tercihimi genelde kadınlardan yana kullandığımdan bu lavuğun kız versiyonu ile ilgilenebilirdim ancak.
...
Eli boş olarak gelmişti Ferhat.
"Hani hediye oğlum. Kafa mı buluyorsun?" dedim.
Cebinden bir ilaç kutusu çıkardı.
"Hediyem bu. Sevişmeden önce bundan bir tane atıyorsun. 24 saat panter gibi oluyorsun."
"Abi panter oluruz da partner yok. Bunun yanında partnerlisi yok mu?"
"Onu da sen bul oğlum" deyip kaçtı Ferhat...
... Tekrar günlük notlarıma baktım.
"Hatırlarsan son kez rüyanda sevişmiştin. Hemen bir partner bul ve bugün mutlaka seviş. Bulacağın partner sevişme konusunda isteksiz olabilir. İnsanlık sende kalsın. Sen yine de onunla seviş."
Sonra duvarda asılı büyük sloganımı gördüm.
"Savaşma seviş."
Oracıkta haptan bir tane attım.
...
Kapı yeniden çaldı. Önce delikten baktım ki... Afet... Uzun boylu inanılmaz bir sarışın. İnanmadım bir daha baktım. Sarışın afet. Siz deyin Sharon Stone ben yorum yapmayayım kapıyı açayım. Hani bu hatun alacaklı da olsa yani canımı alacak olsa canım feda. Kapıyı açtım.
"Buyurun..."
"Ben yöneticinin kızıyım" dedi hatun. O an hayatımda ilk kez yönetilmek istedim. Buyurun içeri dedim. Bu arada Frank'ın verdiği ilaç etki yapıyor. Gözlerim Frank Frank. Herşey cinsellik çağırıyor. Sevişmek. Aklımda bir tek sevişmek var. Kız etrafa bir bakındı.
"Dün gece burada bir patlama olmuş."
"Asıl patlama şimdi olacak" dedim.
Kız ters baktı bana.
"Dört aydır aydat ödemiyormuşsunuz. Babam hesapları bana devretti."
"Bunları bırakın" dedim.
"Kendinizi bana bırakın. Bir içki alır mısınız? Rahatlayın..."
"Beyefendi aydatları istiyorum bırakın içkiyi falan."
"Ön sevişmemiz mi?" dedim ki devamı vardı cümlemin. Yüzüme inen tokatın etkisiyle cümlemin devamını süresiz erteledim. Kız bağırıyor.
"Ahlaksız. İmdaaaat. Tecavüzcü vaaaaar."
Bu sırada yönetici elinde pompalı tüfekle indiki lavuk inerken pompalamış tüfeği. Hemen vuracak.
"Yaktım seni. Irz düşmanı."
İkinci kat penceresinden gerçek birpanter gibi atlayarak kaçtım. İlaç gerçekten panter etkisi yapıyordu. Bu arada Türk'ün aklı ya kaçarken ya da kaçarken gelir demişler ya. Hayatımın sloganını da "Sevişme sıvış" olarak değiştirdim. Bilim dünyasının bana ihtiyacı vardı. İnsanlık için kaçıyordum. Kendim için değil...
 
Toplam blog
: 179
: 2576
Kayıt tarihi
: 21.01.07
 
 

Barışa ve kardeşliğe inanıyorum. Türkiye'nin yaşadığı tüm sorunların kardeşlikle çözümlenebileceğ..