Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ağustos '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Sevmeden sevişmek nasıl bir duygu acaba?

Sevmeden sevişmek nasıl bir duygu acaba?
 

Böylesine tutkuyla öpmek istemediğim bir kadınla asla işim olmaz.


Sevmeden sevişmek nasıl bir duygu acaba? 

Mekanik, ruhsuz sevişmelerin tek ve şaşmaz adresi olarak hep erkek gösterilir; nedense güzel okuyucum? Mekanik ya da ruhsuzca sevişirken adam, bir kadın da ona partnerlik yapmakta, eşlik etmekte değil midir? Erkeğin kendisiyle o şekilde sevişmesine izin veren, göz yuman kadın da, mekanik bir ruha ya da ruhsuz bir kişiliğe sahip değil midir? Eğer öyleyse durum, neden bu durumla ilgili her konuda erkek suçlanır da suçlanır? 

Bu yaşıma kadar ruhsal bir yakınlık, zihinsel bir çekim ya da yüksek bir elektrik akımına kapılmadığım, aurasını çok yüksek ve çekici bulmadığım hiçbir kadınla asla sevişmedim. Sırf nefsim, içgüdülerim öyle istediği diye ya da uzun süre hayatımda kimse olmadığı dönemlerde, sırf vücudumda biriken negatif elektrik boşalsın, gergin ruhum ve bedenim rahata ersin diye bir kadını tek yanlı cinsel motivasyonuma, tek taraflı bencilliğime alet etmedim. Nefsani açlığıma kurban etmedim öptüğüm herhangi bir kadını ben. 

Şiddetli bir şekilde dokunma, elini tutma ya da o bıkana kadar saçlarını okşamak isteği, duygusu uyandırmayan bir kadının ne dudaklarını öptüm; ne de onunla ilgili ritmik cimnastik hareketlerini de içeren hayaller kurdum! Çünkü ben sadece duygusal çekim hissettiğim kadınları hayatıma aldım. Ve tutabildiğim kadar tuttum o hayatın içinde. 

O yüzden de hiçbir zaman akıl sır erdiremediğim, duygusal yoğunluğu ve ilşki matematiği açısından anlamlandıramadığım ruhsuz, aşksız, sevgisiz, duygusuz sevişmeler nasıl bir şeydir acaba? diye merak edip durdum kendi ruh dünyamda. 

Hadi yetişkinliğimde böyleyim diyelim. 16 - 17 yaşlarında, kanımın en hızlı aktığı dönemlerde bile, en yakın arkadaşlarım en bilinen yöntemlerle ve şartlar içinde, sırf heyecanını ve nasıl bir şey olduğunu merak ettiklerinden, en olmayacak fırsatlardan bile faydalanıp kale önünde gol vuruşu yapmak için titreyen dizleriyle heyecan içinde beklerken! o yaşımda bile, sevmediğim bir kızı, sevmediğim bir kadını asla öpmem diye sayıklayıp duruyordum ben. 

0 yüzden hala anlamam ya; sevmeden sevişmek nasıl bir duygudur acaba? Bu tip ruhsuz sevişmelerin tek suçlusu olarak biz erkekleri toptan suçlayanlar, bu yaklaşımlarıyla acaba nereye varabilirler? Ne kadar doğru ve ne kadar adildir acaba konuya olan bu tek taraflı yaklaşımları? 

Ne yani? Gece uyurken bile kadınına sarılmazsa eğer içi rahat edemeyen, yanyana otururken ya da en basit günlük aktivitelerden birini yaparken, örneğin televizyon izlerken bile yavrusunu gözbebeğinde uyutan bizim gibi adamları nereye koyar bu toptan yargılayıcılar? 

Bazı adamlar bu tip ruhsuz davranışlar sergiliyor diye, neden geriye kalan erkekleri de o adamların cehennem odunu diye kullanırlar? 

Bu dünyada sevmeden sevişen, duygusuz ve duyarsız kaç tane adam varsa, onlarla eşit sayıda da kadın var. 

Kadın ya da erkek, sevmeden sevişen kim varsa? kaç kişilerse bunlar? onlarla birlikte olanlar da, sırf bu bencil yaratıkların çekiciliğine karşı koyamadıkları ya da onları çok sevip, kaybetmek istemedikleri, kaçıp gitmelerine engel olmak için razı oluyorlarsa eğer bu robotumsu sevişmelere; azıcık tavır alıp dik durabilsinler bu tek taraflı sevişmelere karşı. 

Yoksa " Alan razı! Veren razı! Baksın herkes keyfine! " yaklaşımına daha çooook muhattap olur, daha çook maruz kalırlar. Sonra demedi demeyin. Bunu bilen atalarımız ne demiş canım? : 

" Kendi düşen ağlamaz! " 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..