Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '11

 
Kategori
Psikoloji
 

Yaşı büyüyen kendi büyüyemeyen çocuk ruhlu adam

Yaşı büyüyen kendi büyüyemeyen çocuk ruhlu adam
 

Yaşı kaç olursa olsun, bu ruha, bu duruşa sahip bir adama sen ne yapabilirsin ki güzel okuyucum?


Yaşı büyüyen kendi büyüyemeyen çocuk ruhlu adam 

Çocuk ruhlu kadınları yazıp da, çocuk ruhlu adamları yazmamak bana hiç yakışmazdı değil mi güzel okuyucum? Ahan da sana: Yaşı büyüyen ama kendi büyüyemeyen çocuk ruhlu adam! Anlatmaya başlıyorum hemen: 

- Büyüyemeyen erkek çocuğu, sürekli bir - iktidarını kanıtlama, iktidarını kabul ettirme - telaşındadır; her nedense? 

- Egosu taaaa doğduğu günden beri, şımartılıp, abartılmış da abartılmıştır. 

- Yoktan ve halden asla ve kat'a anlamaz o. Yanlızca ister. Hep ister. Vermeyeyse, çok zorda kalmadıkça yanaşmaz o orta zekalı, angut tavırlı adam! 

- Kendi beni, kendi egosu, kendi merkezinde döner de döner; dolap beygiri misali!... 

- BEN'den başka bir kelime bilmediği gibi, BİZ kavramının düşüncesi bile kahreder, delirtir hazreti! 

- Ebebeynleri tarafından " Benim oğlum erkek! " saplantı ve şartlanmışlığıyla yetiştirilen büyüyemeyen adam, sırf erkek olduğu için, her şeyi yapabilme özgürlüğü olduğunu sanır garip bir biçimde. Ancak bu durumun tüm günahı, vebali de büyüyemeyen adamdan çok, onu bu şekilde yetiştiren zırcahillerin boynundadır. 

- Büyüyemeyen adam, eşinden ona annelik yapmasını bekler. Hem de paylaştıkları koca bir ömür boyunca. 

- O, istediği şekil ve sayıda eşini aldatma hakkına doğuştan sahipken kendi aklınca! ( Çünkü o erkektir.); Kadınlık gururu kırılan, yerlerde sürünen eşi misilleme yapmaya, aynı şekilde karşılık vermeye kalkıştığındaysa ona, cümle alemi ayağa kaldırır. Dünyayı ateşe verir kendi çapınca! Bu kadar da adil! ve aslan yüreklidir! Bir türlü büyümeyi beceremeyen adam! 

- Eşiyle her anlaşmazlığa düştüğünde, onun karşısında küçük düşmeyi becerebildiği her seferinde, en güvenli limanı, annesine sığınır hemen! Hiç vakit kaybetmeden! Eşiyle annesi arasında sağlıklı bir iletişim köprüsü kuramadığı gibi, adil bir denge gözme ihtiyacı da hissetmez zerrece düşünmeden. 

- Rakibini kendisinden fiziken, ruhen ya da madden çok daha güçlü bulduğu, yenilme ihtimali çok yüksek mücadelelerdeyse, babasına sığınır zerre kimlik ve kişilik telaşı, kaygısı taşımadan, çoğu zaman... 

- İş hayatında, ticaretinde ya da kariyeri boyunca, sayısız uzlaşmazlık, çözümsüzlük, bunalım üreten büyüyemeyen adam, mızmızlanarak, mızıkçılık yaparak, sesini yükselterek, avazı çıktığı kadar bağırarak sıyrılmaya çalışır; içinde bulunduğu bu kötü durumdan. Ama ne yazık ki, senin de tahmin edebileceğin gibi güzel okuyucum, her seferinde hüsran duvarlarına çarpar; ruhu, beyni ve de bedeni... 

- Hiçbir konuda insiyatif almak, sorumluluk almak gibi bir hedef edinmediği gibi kendine, çok nadiren de olsa, niyetlendiğinde bunu yapmaya, her şeyi yüzüne gözüne bulaştırır, her nasıl beceriyorsa, her seferinde?! 

- İş ortağından, hatta canı gibi sevdiği kankasından bile, sanki Allah'ın değişmez bir emriymiş gibi, ona sahip olmasını, arkasını toparlamasını, bozuan sosyal ilişkilerine bitmez bir sabır ve tahammülle aracılık ve onarıcılık etmesini bekler. 

- Açtığı yaraların, devirdiği çamların, kırdığı gönüllerin onun adına insiyatif, sorumluluk alacak birileri tarafından düzeltilmesini bekler şuursuz bir sorumsuzlukla. 

Yaşı 40 da olsa, 50 ya da 60 da, yaşı büyüyen ama kendi büyüyemeyen çocuk ruhlu adam, hep 5 yaşında bir erkek çocuğunun akıl, ruh, duygusal zeka ve empati gücünde çakılı kalır. 

Bu tip çocuk adamların çok güçlü bir iradeyle değişmek, gelişmek, yanlışından dönmek isteği göstermeleri ve bunu becerebilmeleri atom zerresinden bile küçük bir ihtimal olduğundan, onlara yapılabilecek en büyük iyilik, onları kendi haline bırakmaktır. Hem de hiç düşünmeden ve zerrece vicdan azabı da çekmeden. 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..