Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '10

 
Kategori
Doğal Tedaviler
 

Şifalı Bitkiler ve Yararları

Şifalı Bitkiler ve Yararları
 

Şifalı bitkiler ve alternatif tıp konusu her zaman ilgimi çekti.

Aslında alternatif tıp bilim dışı bir kavram değil ve klasik tıbbı reddetmez. Aksine onun çaresiz kaldığı durumlarda devreye girer.

Şifalı bitkiler uzun süredir hayatımın içinde yer alıyor. Doğanın ve onun olağan üstü nimetlerinden faydalanmak hem fiziksel, hem de ruhsal sağlığıma iyi geliyor. Bir çok rahatsızlığım bu yararlı ve şifalı bitkiler sayesinde sona erdi.

Hemen hemen bütün rahatsızlıklar için kullanılabilecek şifalı bir bitki mevcut. Tabi ki dozunda ve bir uzman yardımıyla almak kaydıyla. Kullandığımız bir çok ilacın hammaddesinin de şifalı bitkiler olduğunu hatırlayacak olursak, rastgele ve aşırı dozda almanın hayati tehlikelere yol açabileceğini göz ardı etmemek ve bu konuda dikkatli davranmak gerekir.

Bitki çayları hayatımın olmazsa olmazları. Örneğin yeşil çayı, düzenli olarak günde iki bardak tüketmeye çalışırım. İçindeki antioksidan maddeler sayesinde faydaları saymakla bitmez. Yeşil çay, Japonların uzun yıllar yaşamasının temel nedeni olarak gösterilmiş.

Japon bilim adamı Prof. Shinichi Kuriyama 4 yıl süren bir araştırmadan sonra yeşil çayın kalp hastalıklarına iyi geldiğini keşfetmiştir. Kuriyama’nın Japonya’daki Tohoku University in Sendai adlı üniversitesinde yaptığı yeşil çayla ilgili araştırmalara göre :

Günde 5 fincan ve daha fazla yeşil çay içenler günde 1 fincandan az yeşil çay içenlere göre tüm hastalıklardan ölme oranları % 16 daha düşüktür. Yani Günde 5 fincan çay içenlerin ölüm riskleri %16 daha azdır. Günde 5 fincan çay içen kadınlar diğer kadınlara oranla %31 oranında kalp hastalıklarından korunmuş olurlar.

Bu da demektir ki kadınlar yeşil çayın sağladığı faydalar konusunda erkeklerden daha avantajlıdırlar. Yapılan bu araştırmaya göre Siyah çayın da çok az bir faydasının olduğundan bahsedilmiştir fakat yeşil çay kadar etkili antioksidanlar içermemektedir. Yeşil çayın Kansere faydası olduğu tespit edilmiş fakat Kardiyovasküler rahatsızlıklar (kalp hastalıkları) konusunda çok daha etkili olduğu belirlenmiştir. Yeşil çayın içindeki Polifenol adlı antioksidanlar Kalp hastalıkları için son derece faydalı eşsiz bileşenler içerir.

Yeşil çay içindeki aktif maddeler kateşinler, epigallokateşin gallat (EGCG) gibi flavonoidler, polifenoller vardır. E vitamini açısından zengindir, Yeşil çay da krom, manganez, selenyum ve çinko gibi ve bazı phytochemical bileşikler karotenoidler, tokoferol, askorbik asit (C vitamini), mineraller bulunur. Güçlü bir antioksidandır içerisindeki mükemmel bileşenler sağlıklı yaşam için doğanın bize sunduğu armağanlardır.

Bir çok yararından sadece bazılarıydı yukarıdaki bilgiler.

İçinde barındırdığı kafein miktarı sebebiyle uykusuzluk yapması ve gün içinde alınması ve tabi ki kafeine duyarlı kişilerin yeşil çay tüketirken dikkatli olmaları gerektiğidir. Ayrıca tiroid hastalarının doktorlarına danışmadan yeşil çay tüketmeleri önerilmiyor.

Uzun yıllardır akşam yemeği yemem, bunun yerine meyve, yoğurt veya haşlanmış sebze benim için mükemmel bir akşam yemeği menüsüdür. Hafif akşam yemeği menümden sonra ise yıllardan beri mutlaka bir bardak maden suyu sodasının içine yarım limon sıkarak içerim.

Sodanın (Maden suyu) içerdiği zengin mineraller vücudumuzda vitaminlerin fonksiyonlarına yardımcı olurlar. İçerdiği zengin kalsiyum ve florür gibi mineraller nedeniyle özellikle çocuklar, bayanlar ve yaşlıların daha fazla maden suyu içmelerini uzmanlar tavsiye ediyor.

Bundan bir kaç sene önce cildimde güneş yüzünden bazı lekeler çıktı. Hemen şifalı bitkileri araştırdım ve buğday yağının cilt lekelerini gidermede kullanıldığını öğrendim.

Buğday yağının özelliklerine baktığımız zaman, hücre yenileyici, selülit için, yanık yara ve diğer cilt problemlerinde, kırışıklarda da etkili olarak kullanılır. Ayrıca hassas ve yıpranmış saçlar için faydalıdır. Cilt lekeleri. güneş lekeleri ve doğum lekelerini giderdiğini görüyoruz.

Hergün düzenli olarak cildime sürmeye başladım ve şu anda lekeler % 80 oranında azaldı.

Geçen sene bir TV programında çörekotu mucizesinden bahsedildiğini duymuştum. Peygamber (S.A.V) tarafından övülmüş olan çörekotu bitkisi dünyanın değişik yerlerinde değişik isimlerle bilinir ve destekleyici tedavide de bolca kullanılıyor. Nerdeyse iyi gelmediği hiç bir hastalık yok çörekotunun.

Etken maddeleri ; takriben %21 protein, %38 karbonhidratlar ve %35 bitkisel yağlardan oluşmaktadır. İçeriğindeki aktif maddeler, nigellon, thymoquinon ve uçmayan yağlardır. Diğer maddeler ise, linoelik asit(Omega-6, Omega-3), oleic asit, palmitik asit, kalsiyum, sodium, potasyum, demir, çinko, bakır, magnezyum, selenium, fosfor, vitamin A, vitamin B, vitamin B2, niasin ve vitamin C dir.

Yukarıdaki maddelerden özellikle nigellon ve thymoquinon etken maddeleri çörek otunun destekleyici özelliğiyle doğrudan alakalıdır.

Hangi Hastalıklarda Kullanılır ?

1- İlk olarak çörek otu bir hastalık durumunda kullanılabileceği gibi günlük veya gün aşırı olarak öylesine de tüketilebilir. Aşırı alınmadığı taktirde herhangi bir yan etkisi ve zararı bildirilmemiştir.(not: Alerjinizin olmadığını var sayıyoruz.)
2- Çörek otu Bağışıklık sistemini güçlendirir.
3- Vücudu tahrip eden mikroplara karşı vücut direncini artırır.
4- Kanserden AİDS e kadar bir çok hastalıkta kullanılabilir.
5- İltihaplı vakalarda iltihap engelleyici olarak kullanılabilir.
6- Nefes darlığı ve solunum yolları hastalıklarında iyi bir yardımcı etken olduğunu defalarca kanıtlamıştır.
7- Çörek Otu özünün(yağından bahsediliyor) meme, prostat, cilt kanseri gibi bazı kanser türlerinde kanser hücrelerinin gelişmesini yavaşlattığı görülmüştür
8- Bayanlarda sıkça görülen rahim ve vajinal iltihaplara iyi geldiği bilinmektedir. (Bunu, iltihabı ve akıntıyı meydana getiren mantar hücrelerini yutan vücut savunma hücrelerini destekleyerek başarmaktadır.)
9- Çörek Otu Karaciğeri Tahripten Korur.
10- Ayrıca bu mucizevi bitki canlılarda biriken zararlı toksik zehirleri de baskılar ve onların vücuttaki zararlı etkilerini en aza indirir. Özellikle hava kirliliği yaşanan illerimizde ki insanlarımızın bu mucizevi bitkiden her gün almaları gerçekten faydalarınadır.
11- Kolon kanserini engeller.
12- Şeker hastalığına Karşı sonderece fatdalıdır.
13- Yüzyılımızın hastalıklarından birisi de alerjidir. Özellikle gelişmiş ülkelerin insanları “nedeni anlaşılamayan bir şekilde” hemen hemen her maddeye karşı alerji geliştirebilmektedir. Çörek otunun alerjik reaksiyonlarda vücudu baskılayıcı rol oynadığı Berlin Charite Ünv. Tarfından kanıtlanmıştır.
14- Egzama gibi rahatsızlıklarda çörek otu iyi bir iyileştiricidir.
15- Romatizmal hastalıklar.
16- Mide rahatsızlıkları ve reflü.
17- Böbrek hastalıkları.
18- Alkolün zararlı etkilerinin en aza indirilmesi.
19- Kalp damar hastalıkları.
20- Anti oksidan oluşu.
21- Kolesterolün düşürülmesi.
22- Hiper Tansiyon(yüksek tansiyon) vakalarında.
23- Uyarıcı etkilerinden dolayı; hemoroit, hepatit, nezle, ishal, öksürük ve tenya gibi etkiler.

En Genel Olarak Çörekotunun Faydaları :

1. Mikrop, virüs ve mantarlara karşı öldürücü tesire sahiptir.
2. İfraz boşaltıcı ve solunum borusunu genişleticidir.
3. Kansere karşı koruyucu etkisi vardır.
4. Kan şekerini düzenler.
5. Yorgunluk halini giderip zindelik verir.
6. Damar hastalıklarını önler.
7. Cinsel gücü arttırır.
8. Hazmı kolaylaştırır.
9. Vücuttaki toksinleri süzerek atar. 10. İdrar söktürücü özelliği ile safraya iyi gelir.
11. Yaraların çabuk iyileşmesini ve hücrelerin yenilenmesini hızlandırır.
12. Alerjileri önler.
13. Savunma sistemini dengeler.
14. Hormon sistemini ve ruh hâlini sağlamlaştırır.

Çörekotu kullanımıyla ilgili iki tez var. 1.sinde çörek otu tohumunun lifli yapısının sindirilemediği bu durumun çörek otunun etkinliğini azalttığı savunulmaktadır. Bu durumda çörekotu yağının daha faydalı olduğu söyleniyor.

2. Tezde ise çörekotu tohumundaki lifli yapının tohumda bulunan etken maddeleri vücuda yavaş yavaş ama etkili bir biçimde verdiği aşırı dozları engellediği söyleniyor.

Ben ilk teze uyarak çörekotu yağını kullanıyorum. Bir gün arayla bir tatlı kaşığı çörekotu yağını yoğurtla karıştırarak tüketiyorum.

Her sabah bir avuç kadar fındık, badem ve cevizi kahvaltı olarak tüketiyorum, yanında da bir kaç tane kuru kayısı yiyorum. Hem lezzetli, hem de vücuduma sağladığı katkılarla günüm mükemmel geçiyor.

Amerika’da yapılan çok büyük bir araştırmada (Lowa Kadın Sağlığı Araştırması), haftada birkaç kere makul miktarda kabuklu yemiş yiyenlerde kalp krizi ve kalp hastalığı riskinin neredeyse yüzde 50’lere yakın oranlarda düştüğünü gösteren verilere ulaşıldı.

Beş-altı yıl önce de Amerika’nın sağlık konusunda “astığı astık kestiği kestik” kurumu FDA (Amerikan Gıda ve ılaç Kurumu), gıda şirketlerinin ürün paketlerinin üzerine “doymuş yağ ve kolesterol oranı düşük bir beslenmede çoğu kabuklu yemişten günde 40 gram yemek kalp hastalığı riskini azaltabilir” ifadesini yazmasına izin verdi.

Omega-3 yağları ile damar sağlığını güçlendiriyor, kalp ritim bozukluklarını önlüyor, kanı inceltip pıhtılaşma ihtimalini düşürüyorlar. Yapılarındaki arginin, damar duvarında daha fazla nitrik oksit üretilmesine ve bu yolla damarların gevşemesine, genişlemesine yardımcı oluyor.

Kısaca şifalı bitkilerle olan serüvenimi ve günlük tükettiğim besinleri sizlere aktarmaya ve yararlarını aşağıda göreceğiniz kaynaklardan size iletmeye çalıştım.

Bana iyi geldi ve kendimi iyi hissediyorum.

Sizlere de yararı olur kanısıyla paylaşmak istedim.

 

 

 

Yararlandığım Kaynaklar :  

http://www.turkforum.net/417824-soda-maden-suyu-nedir-vucudumuzu-faydalari.html 

http://www.sagliksifa.com/488-Yesil-Cay-ve-Faydalari.html 

http://dogadansifaya.blogspot.com/2008/02/buday-yai.html 

http://www.netkeyfim.com/saglik/findigin-yararlari.html 

 

 
Toplam blog
: 563
: 8587
Kayıt tarihi
: 30.03.10
 
 

Kişisel gelişim uzmanıyım. Yaşam Koçu, İlişki Koçu, NLP Uzmanı ve Eğitmeni, Kuantum Yaşam Koç..