Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sıfır birden daha büyüktür bazen. Fotoğraf ise manzaradan.

Sıfır birden daha büyüktür bazen. Fotoğraf ise manzaradan.
 

Biz bitmişiz diyorum da... İnanmıyorsunuz!


Günlerden pazartesiydi, zamanlardan akşam. Tanıdık bir ezgi yankılanırken salonda hışımla içeri girdi gözlerinden ateş, şakaklarından kıvılcım çıkartan genç bir adam. Kendinden on dakika önce içeri giren genç çiftin masasına doğru bakıp bakıp bir şeyler söyleniyordu içinden.

Birbirlerini tanıdıkları belliydi. Adamı kolundan tutup masalarına oturttu yan taraftaki biri kadın beş adam. Elleri adamın sırtını sıvazlarken güya, ağızlarda pis bir yapışkandı karşı masaya sırıtan. Karşı tarafta aynı yapışkan, aynı alaycı sırıtma, aynı fitne fücur, kırpılan gözlerde buluşan. Ortada dönen bir tezgah vardı ayan beyan. Tezgaha gelen kanunların bekçisi bir adam. Tezgaha getiren ayak takımı. Başrollerde yine bir bayan. Birden ayağa kalktı ve genç çiftin olduğu masaya doğru yöneldi gözlerinden alev, şakaklarından sinir fışkıran adam. Konuşmalar tartışmaya, tartışmalar bağrışmaya dönüşünce boynuna sarıldı iki kuvvetli el. Kanun adamını tuttuğu gibi dışarı fırlattı. Kimi fırlattığını bilmeden.

Ekmek telaşındaydı belli ki. Arkada kalan yapışkan sırıtmalar. Arkada kalan sümsük bir zafer. Bu arada ha devrildi, ha devrilecek şişman iki ayaklı bir rakı şişesi “o da toplum sağlığını korumaktan henüz emekli” pizleniyordu barda. Yaşanan onca karmaşadan haberi bile yoktu. Biraz önce kanun adamının sırtını sıvazlayan eller bu defa onun sırtındaydı. Aynı yılışık tavır ve aynı yapışkan edayla masalarına davet ettiler ha devrildi ha devrilecek, sağlıktan henüz emekli iki ayaklı şişman rakı şişesini.

Şimdi bardakların dibini bulan acil anonsları ile aranan kandı. Yan tarafta sicim sicim gözyaşı döken ise hayatta umduğunu bulamayan bir başka figürandı! Yanaklarını ıslatan ne gözyaşıydı ne de o akşamki tufandı. Yanaklarını ıslatan hayatın ta kendisiydi. Bunları izleyen ise bir çift gözdü. İzleyip izleyip içlenen, içlenip içlenip kahreden. Hesabını isteyerek akşamın: hızlı adımlarla çıktı oradan. Dilinde bir Sezen Aksu ezgisi…

Gidiyorsun bütün gördüklerin sanki olağan.

Gidiyorsun omuzlarında bir ağırlık yağmalananlardan arta kalan.

Gidiyorsun gözlerinden hediye gördüklerinle.

Gidiyorsun hızlı adımlarla arkana bile dönüp bakmadan.

“Sıfır birden daha büyüktü görünen fotoğrafta. Bir ise sıfıra yem olacak kadar sarhoş.”

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..