Şike soruşturması nasıl Ergenekon davasına gelip dayandı?

Günlerden beri Futbol Federasyonu ile Galatasaray arasında, Aziz Yıldırım ile Şike Soruşturma Savcısı Mehmet Berk arasında ve Fenerbahçe’nin ligden düşürülmesini isteyen, Fenerbahçe düşmanları ile Futbol Federasyonu arasındaki kıyasıya kavga devam ediyor.

Medyanın etkin köşe başlarını tutan Fenerbahçe düşmanları ve Aziz Yıldırım ile kişisel sorunları olan, sözde medya mensupları arasındaki kavga öyle bir boyuta ulaştı ki; yakında savaşa dönerse hiç kimse şaşırmasın.

Şike ve Teşvik Operasyonunun başlaması ile birlikte öne çıkan ve soruşturmayı yürütenler tarafından kullanıldıkları her hareketlerinden belli olan bazı medya mensupları, Futbol Federasyonunun aldığı karardan sonra iyice gözlerini karartıp, saldırılarının dozunu iyice arttırdılar.

Öylesine arttırdılar ki; gözdağı verircesine, Bürüksel’den uçağa binen bir UEFA yetkilisinin, Federasyonu denetlemeye geldiğini ve futbolumuza el koyacağını bile söylemekten çekinmiyorlar. Artı bu soruşturmanın Ergenekon davası ile birleştirilmesi gerektiğini özellikle vurguluyorlar.

Hele hele ‘Bavulcu Gazeteci’ diye bilinen birisi var ki, sanki soruşturmayı yürüten savcının basın sözcüsü! Mübarek’in bilmediği yok! Gizli soruşturmanın(!) tüm detaylarını biliyor!

Ha bir de şu var: Gizli soruşturma ile ilgili tam tamına 50 gün sonra ‘Soruşturmayla ilgili basına yayın yasağı’ koydular. Bu yasağın mantığını anlamak mümkün değil. Daha önce aynı davanın sanıklarından ve Fenerbahçe As Başkanlarından Şekip Mosturoğlu’nun bu yöndeki talebini reddeden mahkeme, şimdi ne oldu da bu yasağı koydu?

Biz gelelim asıl konumuza:

Türkiye Futbol Federasyonu aslında çok net bir açıklama yaptı (kuşkusuz anlayana): Ne demişti? “Bu delillerle biz karar veremeyiz.”

Yani medyanın günlerdir yazdığı, insanları ve takımları ‘linç ettiği’ sözde kanıtların, sızdırılan bilgilerin “faso-fiso” olduğunu açıkça beyan etti.

Şimdilerde en fazla feryat edenlere bakılırsa, istedikleri ‘dikensiz gül bahçesi’ni bulamadıkları anlaşılıyor.

Öyle ya, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor düşürülsün, Galatasaray rakipsiz kalsın ve Süper Ligin parsasını toplasın!

Ya sürdürülen soruşturma?

Soruşturma baştan sona ilginçliklerle dolu!

Diyelim ki; şike var...

Şike varsa Beşiktaş'taki özel yetkili mahkemeye ne?

Şike veya teşvik varsa ki; bu konuda kesin bir delil yok! Bu asliye mahkemelerinin konusu…

Peki, çete var mı, yani organize bir suç mu?

Görünürde öyle bir organizasyon da yok!

Velev ki öyle...

Yani şike var ve bunu bir çete yapıyor.

İyi de yine bu asliye mahkemesinin görev alanına girmez mi?

Bu soruşturmada Beşiktaş'taki özel mahkemenin görev alanına ne giriyor?

Silah giriyor!

Silah var mı?

Hani Tv'lerde, gazetelerde gösterilen ve ruhsatlı mı, ruhsatsız mı belli olmayan silahlar nedeniyle bu davaya Beşiktaş Özel Yetkili Mahkemesi bakıyor.

Silahlarla Aziz Yıldırım’ın ne gibi bir ilgisi var diye sakın sormayın. Mutlaka ruhsatlı bile olsa Aziz Yıldırım’ın da bir silahı vardır!

O kadar Türk Silahlı Kuvvetlerinin silah ve malzeme ihalesini alan bir iş adamında silah olmaz mı?

Bu süreci bir yerden hatırlıyor musunuz?

Hani Erzincan’daki soruşturmanın silah var gerekçesi ile Erzurum’a alınması veya Ergenekon davalarında, işin içine silah sokmak için Danıştay suikastı ve Cumhuriyet Gazetesine bomba atılması olaylarının birleştirilmesi gibi…

Yani sizin anlayacağınız, minareyi çalan çoktan kılıfını hazırlamış!