Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '12

 
Kategori
Futbol
 

Şike ve iddaa hakkında radikal bir yazı

Şike ve iddaa hakkında radikal bir yazı
 

Şike ve Türk futbolunun vahim hali...


Aylardır halen mahkemelerde sürmekte olan şike davası ile ilgili yorumlar yapılıyor, kararlar alınıyor. F.Bahçeli taraftarlar, kulüplerinin şike yapmadığı iddiası ile veryansın ederken ellerinde deliller olduğunu ve bunu başta UEFA ve TFF ile paylaştıklarını iddia edenler ise başta F.Bahçe olmak üzere bazı takımların küme düşürülmesi gerektiğini savunuyorlar.

"Şahsi fikrim ateş olmayan yerden duman çıkmaz" sözünden ve UEFA'nın soruşturmayı yürüten savcıdan aldığı bilgi ve belgeler ışığında F.Bahçe'yi Avrupa kupalarından men etmesinden hareketle F.Bahçe'nin şike yaptığı yönünde. Çünkü UEFA bu tip kararları kolay kolay almaz. Belli ki ellerinde çok net deliller var. TFF'nin de kulüplerle ortak hareket ederek bir sezonluğuna küme düşmenin kaldırılması yönündeki tavrı bu düşüncemi doğruluyor.

Sorun şu: F.Bahçe ve Aziz Yıldırım'ın mahkeme sürecinde bomba etkisi yapacağını ifade ettiği savunması sonrası eğer bu işin içine diğer kulüpler de girerlerse (-ki şu anda Trabzonspor Kulübü Başkanı'nın 1 milyon dolar teşvik primi teklif etmesine ilişkin bilginin Aziz Yıldırım'a Bülent Uygun tarafından iletildiği bilgisi de bu kararın alınmasında etkili olacaktır. Ben bu süreçte Beşiktaş'ın da küme düşmeye yakın olduğunu düşünüyorum.) gerek yayıncı kuruluş, gerekse Süper Lig'in 1-2 seneliğine kaos yaşayacaktır. Aziz Yıldırım'ın tavrı ve iddialı sözleri bu korkuyu güçlendiriyor.

Bence bu duruma engel olabilmek adına TFF, şikenin içinde yer alan kulüpleri susturmaya ve küme düşmenin kalkmasından yana tavır alıyor. Böylece bu kulüpleri de koruyor. Ancak bu durum gerçeklerin saklanması ve hukuka aykırılık açısından büyük bir yanlış. Zaten bu yanlış nedeniyle bir grup sporsever, TFF yöneticileri aleyhinde görevi kötüye kullanmak nedeniyle dava açtı. Bu dava, başta Başkan M.Ali Aydınlar olmak üzere TFF yöneticilerini hapise sürükler.

Açıkçası sezon başında şike olayı olmadan önce ben M.Ali Aydınlar'ın Türk futbolunda iyi bir yönetim göstereceğini düşünüyordum. Ancak daha işin başında lastik patladı. M.Ali Aydınlar ve yönetiminde bulunanlar, Türk futbolunu kurtarmak (!) adına korkak ve basiretsiz yönetim sergiliyor. Artık belli oldu ki bu sözde yöneticilerden Türk futboluna hayır gelmez.

Diğer yandan şampiyonluk yarışında geçtiğimiz yıl büyük bir sıkıntı yaşayan ve bir ara küme düşme noktasına gelen G.Saray da TFF'nin bu tavrından şikayetçi. Ve haklı da... Çünkü eğer UEFA, TFF'nin şike yapan takımları ligde tutmasını bahane göstererek Türk takımlarını söz gelimi 5 yıl Avrupa kupalarından ihraç ederse Avrupa'ya gitme şansı bu sezon çok yüksek olan G.Saray'ın senelik en az 40-50 milyon Euroluk gelirleri yok olup gidecek.

Şimdi taraftarlığı bir tarafa bırakın. Bu olayı kişiselleştirin ve Avrupa'ya ihracat yapıp 50-100 milyon Euro kazanma şansınız varken bir başkasının ya da devletin yaptığı hata nedeniyle ihracatınıza yasak gelirse ne yaparsınız? Devlete tazminat davası açarsınız değil mi? Yoksa "olsun, giden 50-100 milyon Euro mu olsun!" dersiniz?

Aslında bu kaosun en büyük olumsuz etkisi, şike yapsın ya da yapmasın kulüpleri ve yayıncı kuruluşun haklarını korumak adına alınacak ve TFF'nin yönetmeliğinin 58'nci maddesine aykırı şekilde ligden düşmenin kaldırılması sonrası milyonlarca futbolseverin artık Türk futboluna inancının kalmamasıdır. Şahsen ben bu düşüncedeyim. Türk futbolunda pek çok maçta şike yapıldığını ve bizim aslında bir tiyatro seyrettiğimizi düşündüğümde ne diye dekoder alayım, ne diye maç seyredeyim? Seyredenler de bence kendilerini kandırıyorlar.

Şimdi küme düşmeyi 1 sezonluğuna kaldırdınız diyelim. Peki ya sonra? Herşeyden önce futbolseverlerin bu olayı unutacağını mı düşünüyorsunuz? Her yıl liglerde şike yapıldığını bile bile Türkiye'nin önemli markalarının kulüplere sponsor olacağını mı sanıyorsunuz?

Peki geçen yıl F.Bahçe'nin ve diğer bazı takımların şike yapması sonrası ligden hak etmediği halde düşen 4 takım ne olacak? Onların gelirlerinin düşmesinin sorumlusu kim? Nerede kaldı hak, hukuk?

Ayrıca kimse dillendirmiyor ama her yıl milyarlarca lira para dönen İddaa sektörünün durumu ne olacak? Her hafta, hatta her gün iddaa oynayan milyonlarca kişi artık maçların sonuçlarını değil de şikeli maçları mi bilecekler? Her gün iddaa oynayan bu insanlar TFF ve İddaa aleyhine tazminat davası açarlarsa ne olacak? Ben şahsen iyi bir hukukçu olsaydım kanunlardaki maddeleri kullanarak böyle bir tazminat davası açardım. Ve emin olun ki eğer Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletiyse büyük miktarlarda tazminat kazanırdım.

Bu yıl F.Bahçe ile şike davasında adı geçen takımları küme düşürmezseniz, önümüzdeki yıl G.Saray "Nasılsa F.Bahçe'yi düşüremediler, bizi de düşüremezler" deyip bazı futbolcuları ayarlayıp şike yaparsa, sonucunda şampiyon olursa ve bu durum ortaya çıkarsa ne yapacaksınız? Görmezden mi geleceksiniz? Yoksa G.Saray'ın da marka değerini ve yayıncı kuruluşun dekoder satamayacağını düşünerek yine görmezden mi geleceksiniz? Bu nereye kadar sürecek peki?

Türk futbolu artık uçurumdan aşağıya düşüyor. Tutunacak tek bir dal var. O dalı da geçmeden bir an önce şike yapan takımların küme düşürülmesi gerekiyor. TFF yöneticilerinin artık kişilikli, cesur ve hiçbir takımın etkisinde kalmadan aslında doğru olan ve 58'nci maddede belirtilen kararları uygulaması gerekiyor.

TFF yönetimi, doğru olanı yapıp iddianamede adı geçen kulüpleri küme düşürdüğü taktirde bu takımlar en fazla 2 yıl içinde Süper Lig'e nasılsa yeniden çıkarlar. Türk futbolu en fazla 2 yıl kaos yaşar.. Aksi durumda şikenin gölgesi çok uzun yıllar Türk futbolunun üzerinde bir karabasan gibi dolaşır. Avrupa'da esamemiz okunmadığı gibi artık seyredeni de bulamazsınız. Ne futbola, ne hukuka ne de Türk futbolunu yönetenlere güven kalmaz, inanç kalmaz, istek kalmaz.

Bizden uyarması... 

 
Toplam blog
: 74
: 2756
Kayıt tarihi
: 09.04.07
 
 

On yıldan fazla süredir reklam ve halkla ilişkiler sektörü ile internet ortamında medya sektöründe h..