Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '09

 
Kategori
Güncel
 

Silahlara veda!

Silahlara veda!
 

Cumhurbaşkanı Sayın Gül, terör konusunda "güzel şeyler olacak" diyor.

Güzel şeyler'den kasıt, elbette terör belasının biteceği müjdesi olabilir.

Gerek Türkiye Cumhuriyeti devleti, gerekse terör örgütü barış zeminine yaklaşıyor.

Belki de otuz yıllık bela, başımızdan def edilmek üzere..

Hasan Cemal'in Murat Karayılan'la yaptığı görüşme, terör örgütünün "Türkiye merkezli" bir barışa yanaştığını gösteriyor.
Aslında bu durum, bir tür "sığınma"; her ne kadar, hem nalına hem mıhına vuruyorsa da, aslında Karayılan Türkiye'ye "sığınmak" istiyor.

Uluslararası güçler, PKK'yı oyun arkadaşı olmaktan çıkardıktan sonra, örgüt kendi başı derdine düştü.

Bugüne kadar "bölmeye" yönelik söylemlerinden de vazgeçmiş görünüyorlar.

Karayılan elinin altındaki silahlı grupları ne yapacağının kaygısına düşmüş belli ki..

Bundan sonrası, PKK içinde hızlı bir çözülme olabilir..

İşte bu noktada, PKK yönetimi, Türkiye'nin kendilerine "el uzatmasını" bekliyor.

Otuz yıllık kanlı süreci unutmamaya kararlı ve bu "kan davasını" sürdürmeye istekliyseniz, bu eli itersiniz..
Ama, ne olursa olsun; önce "barış" olsun ve kan dursun, derseniz şimdi tam sırası..

Her konu olduğu gibi, bu konu da "siyasi malzeme" olarak kullanılacaktır; nitekim kullanılıyor.

Gelinen son noktanın ABD'nin stratejisi olduğu, Türkiye'yi barışa zorladığı gibi söylemlerle "milliyetçi" damarlara hitap edenler, ilk seçimde bunun karşılığını devşirmek arzusundalar muhtemelen..

Ortağı bulunduğu hükumet idam cezasını kaldırdıktan sonra, seçim meydanlarında "urgan" atan Sayın Devlet Bahçel, bir "ihanet edebiyatı" tutturmakta geçikmedi.

Ancak, silahların susması, kanın durması, ister ABD'nin arzusuyla olsun, isterse tamamen Türkiye'nin insiyatifi ile olsun bu ülke insanının ortak arzusudur.

Eğer, ABD kendi çıkarlarını da düşünerek, bir barış ortamı yaratmak istiyorsa, bunun zararı nedir?

ABD bunu karşılıksız yapmaz; mutlaka bir beklentisi var, diyorsanız, o zaman PKK'yı silahlandıran ve Türkiye ile savaşa sokan da bu ABD değil miydi, sizin nazarınızda.

Yani, terörü besleyen ABD'ye karşı idiniz; şimdi terörü bitirmeye çalışan ABD'ye de karşı çıkıyorsunuz.
Önemli olan, elde edilecek sonuç mudur; yoksa bu sonucun kimlerin katkısıyla elde edildiği midir?

Türkiye kurulduğundan bugüne ABD'yi yok saymış bir ülke değildir. Zaten, bütün Avrupa ve hatta dünya ABD'yi yok sayamıyor. Önemli olan, ABD politaklarının bizi sürekli kan kaybettirerek güçsüzleştiren doğrultuda olmamasıdır.

PKK terörü günde bilmem kaç can alırken, siz yine NATO üyesi değil miydiniz?
İncirlikteki ABD üssü yine orada değil miydi?
Her türlü askeri ilişkiniz ABD üzerinden yürümüyor muydu?
Ordunuz silahları ABD'den gelmiyor muydu?

Bugün ABD'nin yeni yönetimi bu coğrafyada barış olmasına karar vermişse, buna ancak memnun olmak gerekir.
Ucuz milliyetçiliğe yaslanarak pişmekte olan aşa su katmayın..

Otuz yıllık bir terör sürecini ABD desteklerken bitirecek gücünüz yok idiyse, bugün ABD'nin terörün ipini çekme politikalarına karşı çıkmak ancak ucuz milliyetçilik olur zira..

Türkiye'nin son yıllarda yürüttüğü aktif dış politika, "müttefiklerimizi" gerçek anlamda müttefik olmaya zorlamışsa bu aslında bizim başarımızdır.

Bugüne kadar "kan üzerinden" poilitika yürütenler, bugün barış konusunda bir katkı yapmayacaklarsa, hiç değilse seslerini kesip otursunlar.

Bu ülkenin toprakları yeterince kanla sulandı çünkü!..

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..