Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '08

 
Kategori
Doğal Hayat
 

Şile Kabakoz' da haftasonu

Şile Kabakoz' da haftasonu
 

Şile Kabakoz köyü


Hafta sonunu ailemiz ve dostlarımızla Şile’nin Kabakoz köyünde geçirdik. Kına gecesini gün içinde karşılamak üzere yola düştük . Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik masallardaki gibi yemyeşil doğanın bozburunlarla kesildiği lacivert Karadeniz kıyısındaki köye ulaştık.

Kafile, çalgıcı takımıyla karşılandı, tüllerle süslenmiş bahçeden edalı bir şekilde ilerledik. Soluklandığım ilk yer şirin gelin evinin kameriyası idi. Çalgıcılar bir köşe de serenat ederken sedire arkamı yaslayıp dostlarla sohbete başladım.

Program yapılmıştı ve bizde uyduk imama bayanları arka bahçede hazırlanmış harika ortama bıraktıktan sonra kalabalıktan sıyrılıp doğru yeşilin gölgesindeki ahşap iskele ile uçuruma destek yapılmış platform üzerinde hem yeşilin esintili gölgesiyle hem de yeni tanışacağımız misafirlerle bir araya gelmiş masalara kurulmuştuk bile tabi çalgıcıları da yanımızda getirmiştik.

İlk defa tanıdığım insanlar, dostumun dostu bizim de dostumuzdur düsturu ile kucakladılar bizi, bir yandan sofra bir yandan müzik ve sohbet, arkasından yöresel oyunlar herkes kafasına göre rengarenk bir o kadar da eğlenceli. Şehrin stresinden, gündemin sıkıntısından biraz uzaklaşmak diyorum kendi kendime… Haydi diyorlar piste tepinmeye, bir duble alırmısınız diyorlar, cık cık olmaz diyorum.

Naz niyaz derken oynamayan bir ben kalıyorum. Benim için özel zeybek havası çalınınca da dayanamayıp çıkıyorum başlıyorum tek kişilik efe resitaline (pöh pöh), sonra Kabakoz sahiline iniyoruz. Karadeniz azgın dalgalarına şahit oluyorum. Yerliler bugün deniz sakin diyorlar! Etrafa bakıyorum, tabiatı koklayıp içime çekiyorum. Köyün futbol takımı kazandıkları kupayı kutluyorlar kır lokantasın da…

Şile’ye on km mesafadeki köy adeta cennet köşesi, yolda satılan, bahçeden yeni toplanmış hormonsuz sebzelerden alıyoruz. Köy evine dönüş başlıyor. Bu sefer ön taraftan arka bahçeye geçiyoruz. Bahçe adeta restaurant gibi masalarla donatılmış kandiller yol boyunca yakılmış, masalar meyva ağaçlarının arasında rengarek ışıklandırılmış, belli ki her masa örtüsüne bile komşu eli değmiş. Köyde kına yok sanki şölen var. Birlik dayanışmanın, dostluğun , komşuluğun örnekleri tam karşınızda canlı olarak durmakta…

Ve.. dönüş vakti, o mütevazi ve harika ortamdan gitme zamanı. Arkada kalan, kınalı eller, ağlayan anne ağladığını gizlemeye çalışan bir baba ve dostları bırakarak yola koyulmak. Yine cazcılar eşliğinde beraber yürüyüp müzikle uğurlanmak… İnsanın yaşadığını hissettiği yaşam kesitleri.

 
Toplam blog
: 181
: 1067
Kayıt tarihi
: 07.03.08
 
 

1957 Eskişehir doğumlu, Esk.A.Ü İşletme, İşbankası emeklisi, İstanbul Büyükçekmece de yaşayan, ST..