Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '12

 
Kategori
Haber
 

Simge okul, "41 yıl yıkık " kaldı. Şimdi enkazlarından doğacak!

Simge okul,  "41 yıl yıkık "  kaldı. Şimdi enkazlarından doğacak!
 

Bartın Valisi Küçük, üç büyük eserini sıraya koydu. İlkiyle işe başladı.


 

Bir okul ki, dillere destandır. Bir okul ki, mimari tarzıyle küheylan gibi, kanatlarını iki yana açarak  talebelerini sımsıcak kolları arasına almıştır. Bir okul ki, yanı başından geçen aşk nehri Kocanaz Deresine bakar. Bir okul ki, bir yanı Asma köprüsüne, bir yanı Çakırbeylerin elma bahçesine bakar.

Mübadele zamanında Rum tüccarı Bodasaki’nin  konağından bahsediyoruz. İşte bu üç katlı ahşap bina, ortaokul olarak Bartın’lılara hizmet verirken, her şey iyi gidiyordu.

Ne zaman ki basiretsiz eller, bu konağı yıktılar. Temelini un ufak ettiler. Bartın'lıların elleri böğürlerinde kalakaldı yıllar yılı. Ve de buradan mezun olanların içi, her zaman yanık oldu. Her seferinde  “yıkık okulun”  mezunlarının içi kan  ağladı. Konu ızdırap halini aldı yıllar yılı. Ağızları bıçak açmadı.

Şimdi sevinilecek bir haber var. Bu okul, “birebir” aynısı, aynı yere aynı ölçüler içinde, aynı cepheye yeniden yapılacak,  aynı boyası ile Bartınlılara yeniden “Merhaba” diyecek. Baş mimarı ise:  “ Vali İsa Küçük”

Mevzubahis okul binası ikametgah olarak 1887 yılında yapıldı. 1931-33 yılları özel okul olarak hizmet yaptı “ Bina, 1933 den sonra 1971 yılına kadar Ortaokul  hizmeti gördü. Demek ki okul  41 yıldır yıkık. Eeee, kırk bir kere maşallah!

Bu  ulvi  atılımın; cesaretli sahibi, Bartın Valisi İsa Küçük’ün vizyonu, çok geniş. Daima halka dönük ömür boyu ses getirecekler   projeler arasında
 
Bir de Bartın- İstanbul Demiryolu brojesi var. Bunun  yanı sıra, İnkumu Tüneli ve Yalı projeleri de sırada bekliyor.

Bartın’dan kalkan bir tren, Adapazarına, oradan da İstanbul’a ulaşacak Ne kadar inanılmaz. Ama, bir gün mutlaka olacak!

Hele yalı projesiyle Bartın, Lale  Devrinin tarihi motifleri ve kıvrımları arasında, yarış kayıkları dahil gezi tekneleri ile donanacak. Pırıl pırıl sularda, feracesi olmasa da, şemsiyeli Bartın kadını, misafirleriyle ırmak sefaları yapacak.

Benim zamanımda, ırmaklar rengarenkti.  Çeşit çeşit desenli, yağız ince uzun teknelerin kanaviçeli oturaklarında, aynalı motiflerle süslü sıra sıra işlemeleriyle, küreklerle süzülen kayıklar, Kaynarca’ya pikniğe giderlerdi. Hızını alamayanlar Boğazda eğlenir, maviliklerde sallana sallana sarhoş, evlerine mesut olarak dönerlerdi.

Bartınlı’lar, anılara önem verirler. Kendi tarihlerine, geçmişlerine de düşkündürler.  Malları kıymetlidir.  Savrukluğu sevmezler. Her şeyde, en önde olmak isterler. Şimdi bu ortaokul bitince, görün sevinci siz.  Türkiye’nin her yerinden yurtdışındaki her ülkeden akın akın burayı, son defa görmek için gelenler olacaktır. Bu okulu bir daha, son nefeslerinden önce görmek isteyeceklerdir. Bir  “Türbe gibi” ziyaret edeceklerdir. Bartın Ortaokulu, kutsal  bir mekandı onlar için.

Ne mutlu  okulu ayağa kaldıranlara ve yardım edeceklere. Türkiye’de  Bartın Valisi Küçük, “en çok bu eseri”  ile anılacaktır. Nerede?  Bütün Türkiye’de. Neden? Bütün Türkiye’ye dağılmış Bartınlılar var çünkü. İllerde dernekleri var.
 
Yapılan toplantıda, eski Ortaokulun müze olarak yapılması için hayata geçirilmesini teminen  Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmasının ardından harekete geçildi.

Vali Küçük “ Pro,je onaylandı. Şimdi sıra, kazmayı vurmağa geldi. “Bu bir imece “ çağrısıdır. Bu okulu, her  öğrencinin her mezunun katkılarıyle yapmak istiyoruz. Bu mutluluğu, hep birlikte yaşamak istiyoruz” diyerek bu mesut olayı, yaptığı toplantıda duyurdu.

Bartın Lisesi Mezunları Derneği Başkanı. Sezar Karaca da,” Bundan sonra, Bartın’lılara çok büyük iş düşüyor. Bartın’ımıza bir eğitim kültür müzesi hediye edeceğiz. İmece usulü ile Bartın’a eski okulumuzu kavuşturacağız” dedi. Bu okul, Bartın’lıların simgesiydi.

Bu okul ve çehresi, Bartın’ın bir başka tarihine de ışık tutmaktadır. Öğretmeni ile yakınlaşan bir talebenin yarım kalan aşklarının geçtiği yer olarak da bilinen bu ortaokul  binası, eskiler dahil, konuyu bilenlerde epek çok çağrışımlar yapmaktadır.

Bir kere okul, bir disiplin yumağı idi. Öğrencileri, okul kasketlerini, pikniklerde, gittiği misafirliklerde bile giyerdi. Öğrenciler, geceleyin sokakta dolaşamazlardı. Sinemaya ancak, hafta sonunda izin vardı. Hocalar, her görüldüğü yerde selamlanmalıydı.

Kocanaz deresinde sarmaş-dolaş olmuş kayıktaki gölgeler yok artık. Ama, Asma Köprüsü ve Elma bahçeleri, ve Ortaokul aynen duruyor. Türkçe Öğretmeni Rıza Polat Akkoyunlu’nun oğlu Ünata Akkoyunlu,  bu senenin başında Bartın’a gelerek babasının çizdiği tabloyu  içine sindire sindire yaşarken, nostalji yaparak “ Babamın izini sürdüm.   Gözlerimle, vazife yaptığı bu  şehri görmekten mutluluk duydum” Ve ekledi “ En önemlisi, kadirşinas ve sıcakkanlı Bartın’lıları tanıdım, mesut oldum” dedi. Kendisi de şair olan Ünata Akkoyunlu, Bursa’da Kimya öğretmenliği yapıyor hala.

Baba şairden dizeler şöyleydi:  Hatırlayanlarınız için:
Küllenmiş bir mangal gibi eski hatıralar / Köşede bir kırlent / Kırlentte bir resim /  Resimde mevsim / Bartın’da bahar / Elimde yapmışım / Asma Köprüsünden Kocanaz Deresi / Sağda Ortaokul / Okulda çocuklar / Okulda çocukların sesi / Solda / Çakırbeylerin Asma Bahçesi / Derede bir kayık / Küreklerde  sen / Dümende ben / Hava berrak / Hava ılık / Hava temiz / Sularda sarmaşan gölgemiz /

 

 

 

 

  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..