Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '08

 
Kategori
Deneme
 

Sınırlı Yazılar Dilerim Sevgili Ülkem…

Sınırlı Yazılar Dilerim Sevgili Ülkem…
 

Küçükken de böyleydim… İlgi alanlarım değişikti yaşıtlarımdan. Kendimi biraz farklı ifade ederdim yalnızca. Yazı yazmayı ilk öğrendiğimde mesela…

Bir kelimeyi iki çizginin arasına sıkıştırmaktan kaçınırdım. Ya yukarıdan ya aşağıdan taşardı yazdıklarım satıların çizgilerinden. Ne hakkım vardı ki benim kelimeleri iki çizginin arasına hapsetmeye?

Yıllar geçti, çizgiliden kareliye terfi ettim. Hep öyle olur ya… Kareli büyüklere göreydi… Ama bu kez sınırlar attı. Artık yalnızca yatay değil, dikey de sınırlar vardı. Ama ben gene uymadım. O yüzden aynı hizada olmazdı yazdıklarım. Biri bir santim önce biri arkada.

Bir de karelerden bir satırına yazıp bir satırı atlamak vardır ki sinir olurum. Ne kadar büyük ayrımcılık düşünsenize. Birine yazdıysan öbürünü atlayacaksın. Olmaz öyle…

Yazılarımda en çok üç nokta kullanırım. Daha önce okuduysanız fark etmişsinizdir. Çünkü söyleyeceklerim o cümleyle sınırlı kalmaz. Kalamaz… Virgül ise en sevmediğim noktalama işareti. Bir bakıma uyarı gibi. Sen söylerken arada bir “Dur bakalım!” diyen bir çizgi. Duraklatmayın düşüncenin akışını… Ayırmayın sıraladığım sözcükleri birbirinden. Dursunlar bir arada ne olacak ki? Elmaların armutlara ne zararı var da ayırıyoruz bir çizgiyle?

Bazı zamanlar özenmedim değil düzgün yazmaya. Denedim… Ama bir yerden sonra o dayanılmaz düzen duygusu kendimi defterlerim tarafından yönetiliyormuşum gibi hissettirdi. Yazdığım hizanın dışına taşsam hemen uyarırdı beni defterim sanki… “Hoop! Oraya yazı yazma! Sil ve düzelt hemen onu!” derdi. Satırlardan taşsam; “ Sınırı aştın!” diye azarlardı beni… Ben de bir noktadan sonra dayanamaz deftere karşı darbe yapar yönetimi ele alırdım. İstediğimi istediğim yere yazmaya özgürlüğüm vardı ne de olsa değil mi? Hem de yazdığım benim defterimdi… Kim karışırdı ki bana?

İşte bu sebeplerden yazım kötüdür. Düzensizdir… Çok azar işittim küçükken Türkçe öğretmenlerimden… Ama yine de uymam o kadar sınırlayıcı kurallara. Artık yazı yazmak istediğimde düşüncelerimi ya beyaz kâğıda (nam-ı değer A4) ya da bilgisayara yazıyorum. Çünkü onlar iki-üç çizginin arasına sığacak kadar küçük değiller…

 
Toplam blog
: 15
: 601
Kayıt tarihi
: 07.05.07
 
 

Orta derece elektro gitar çalan, müzik aşığı, müzik dışında resim, fotoğraf gibi hobilerle ilgilenen..