Sisli hava ve düşündürdükleri..!

İşe gelmek için yine koyuldum yola. Daha evden çıktığımda bile sis her yeri sarmış bir durumda. Belli ki benim güzergahımda da durum aynı veya daha kötü. Zaten birkaç gün önce sis yüzünden olan ve üç kişinin hayatına malolan kaza da TEM otoyolunun B.Çekmece mevkiinde meydana gelmişti. Otoyola girdiğimde durumun tam tahmin ettiğim gibi olduğunu gördüm. Sisli havada ilerlediğime göre -Sis Farları- nı yakmak zamanı geldi diyerek farlarımızı yaktık.

İlerlerken bize özgü manzaraları da sizler için kafamda not etmeye başladım. Görüş bir ara 10 metre civarına kadar indi. Tam bu arada hiçbir işığı yanmayan bir araç gördüm. Sis farlarından geçtim, normal ışıklarını bile arkadaş yakmamıştı, öyle ya bu kadar zahmete girmeye gerek yoktu. Bir ara dörtlü furyasına kendini kaptırmış bir grup gördüm. Hep beraber bir ahenk içinde -dörtlü dörtlü- gidiyorlardı. ALLAH aşkına sisli havada flaşörlerin yakılmasını kim veya hangi trafik kuralı söylemiş bunlara merak ediyorum. İşin garibi bu kişilerden bazıları habire şerit değiştiriyordu, eğer sinyal vermiş bile olsalar flaşörler yandığı için bunu kimse anlamıyordu. Anlayacağınız durumu daha da kötü hale getiriyorlardı.

Diğer bir tespitte sürücülerin büyük bir yüzdesi de sis farlarını kullanmıyorlardı. Şunu merak ediyorum acaba kamyonlarda sise karşı özel görüş sistemleri falan mı var? Teknolojiyi yakından takip eden biriyim, gece görüş sistemleri şu an hala geliştirme aşamasında ve normal sürücülerin kullanımına sunulmuş değil. Hal böyle iken boş ağırlıkları bile 10 tonun üzerinde olan bu devasa kamyonların sürücüleri neye güvenerek herkesin yavaş yavaş gittiği bu havalarda sağ şeritten bir hışımla bu kadar hızlı gidebiliyorlar. Sonucu hep beraber görüyoruz: Tırın ezdiği otomobilde hayatını kaybeden üç insan.

Buradan çıkan sonuç aslında çok net: İnsanları öldüren doğadaki sis değil, bizlerin kafasındaki cehaletin ve insan hayatına değer vermememizin neden olduğu sis. Bunu toplum olarak kaldırmayı becerirsek gayrısını dert emeyin..!

Hoşcakalın...