Sittim restoran

Sittim Restoran’ın şef garsonu Alim boş masalardan birine bir sandalye çekmiş hafif hafif uyuklamaktadır. Son derece güzel yemekleri olan bu restoran her nedense bir türlü istediği başaraıyı yakalayamamıştır. Telefon çalar ve Alim söylene söylene içeri girip telefonu açar.

Alim: Alo! Hayır efendim burası Çorum Tarım İl Müdürlüğü değil. Rica ederim, iyi günler efendim.

Alim tam içeri giderken tekrar telefon çalar. Söylene söylene geri döner.

Alim: Alo! Beyefendi söylediğim gibi. . . Hayır bizde numaraları bulunmaz. Telekom’u arayın isterseniz. Kardeşim zaten müşteri yok delirtme beni!

Alim telefonu kapatır fakat başından ayrılmaz. Telefon tekrar çalmaya başlar. Alim bekler, bekler, bekler ve sonunda dayanamayıp tekrar açar.

Alim: Alo! Evet burası Çorum Tarım İl Müdürlüğü değil ama birkaç ay sonra olabiliriz. Valla beyefendi işler kesat patron da sermayeden harcayıp duruyor. Burası neresi mi? Sittin Restoran! Yok efendim yanlış anladınız…Yok restorant’ın adı Sittim. Efendim gümbürtüye giden kimse yok adımız bu yani. Kardeşim manyak mısın? Patronun adı Sittin o da farklı bir lezzet yaratıp Sittim Restoran’ı açtı. Sensin o…Bana bak….

Karşıdaki telefonu kapatır. Alim sinirli sinirli telefona küfreder. Hemen yanıbaşındaki sandalyeye oturup bir sigara yakar ve beklemeye başlar. Telefon tekrar çalmaya başlar.

Alim: Bana bak terbiyezi herif! Efendim? Sipariş? Tabi tabi! Yok efendim ben sizi şey sandım. Çok özür dilerim ben hemen siparişinizi alayım. Tabi, menüde Sittim Kebabı, Sittim Kavurma, Sit…Efendim? Yok efendim yanlış anladınız. Dalga geçmiyorum efendim restoranımızın adı Sittim ama inanın çok farklı bir lezzet. Yani denemeniz lazım. Bir yiyen bir daha istiyor. Size birbuçuk Sittim yaptırayım isterseniz yanına da Sittim meze ikramımız olsun? Yok efendim Adana, Urfa falan yok bizde! Dedim ya farklı bir lezzet anlayışımız var ve…Lezzet anlayışımıza…efendim? Ama…Sen ne anlarsın yemekten!

Alim telefonu kapatır ve içeri Sittin Bey girer.

Alim: Hoş geldin patron.
Sittin Bey: Alim çocuklar nerde?
Alim: Ne çocuğu abi?
Sittin Bey: İyi aile çocuğu! Açtırma ağzımı! Bizim elemanlar nerde onları soruyorum?
Alim: Valla patron İsmail’i iki ay önce çıkardın, geçen ay da tasarrfu yapalım diye ahçı yamağını çıkardın. Bu ay da aşçı kendi çıktı “ben yamaksız sittin sene çalışmam” dedi. İş başa düştü yani.
Sittin Bey: Neyse, eleman mı yok bize? Yanlışımızı buldum Alim! Artık burası çok modern, trendy, cool bir yer olacak.
Alim: trendi?
Sittin Bey: Bırak şimdi aptal aptal konuşmayı. Bizim reklamcıları ara. Hemen tabelayı indirsinler ve yeni bir tabela hazırlasınlar. Üzerine de “Sit-in” yazılsın.
Alim: Patron burası dolup taşar niye düşünemedik bunu daha önce. Gayet de masum bir isim bu. Ben de İsmail’i arayayım arka tarafta sahte rakı falan yaparız şimdiden.
Sittin Bey: Oturan kalkamayacak diyorsun yani. Aman etil alkolün derecesini ayarlayın sonra millet kör olup çıkmasın. Hahahaha…