Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '18

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Soğanı Bırak "Soyan"a Bak....

Soğanı Bırak "Soyan"a Bak....
 

Çizim: Yücel Evren


Emekli olduktan sonra Türkiye’ye yerleşen bir “Alman” yazlık komşum var. Adı Hans… Türkiye ekonomisinin yabancılara sunduğu fırsatlardan istifa edip saltanat sürüyormuş. Öyle diyor.

Bu arkadaşım Almanya’daki arkadaşlarıyla yazışıyor.

Kendisi de, yazıştığı kişiler de biraz “şebelek”ler.

Birbirlerine yazdıkları mektupları birbirlerinin “mail” gruplarına da atıyorlar.  Ve haliyle Hans’ın mail’leştiklerinden olduğum için aynı mektuplar[1] benim de e-posta kutuma düşüyor.

Okuyorum ve bakıyorum ki adamlar bizi resmen söğüşlüyorlar.

Bunlar, hepi topu “emekli”…

Bunların emeklileri bile böyle uyanık ve bu kadar kolay şekilde ekonomimizin sunduğu fırsatlardan istifade edip böyle köşeyi dönüyorlarsa, bunların ağababaları, bankaları, spekülatörleri, devletleri neler yapıyorlardır artık, orasını Allah bilir.

Hal böyle olunca, ben de, “özel yazışmadır”, “ayıptır”, “yasaktır”… filan, dinlemeden yayınlıyorum bu mektupları anasını satiyim…

Onlar böyle soyarken bizi, ayıp olmuyor da, bilmeden bana da gönderdikleri “mail”lerini yayınlamam mı ayıp oluyormuş…

Bırak Alaaseen ya!

Görsün herkes abi!

Anımsayacaksınız. En son Hans’ın arkadaşı Otto, Hans’ın tavsiyelerine uyarak Türkiye’de yaptığı yatırımla, Almanya’da on yılda bile zor kazanabileceği kadar parayı bir ay gibi kısa bir sürede nasıl kazandığını anlatan bir e-posta[2] göndermişti.

Hans buna cevap yazmış… O mektup da benim e-posta kutuma düştü… Bakın neler yazıyor; mealen tercüme ediyorum;

“Sevgili Otto!

Mektubunu aldım. Mütehassis oldum.

Sözümü dinleyerek 1 Milyon Avro’yu 6,58’den TL’na çevirip 36 gün faizle nemalandırdıktan sonra 6,04’den tekrar Avro’ya çevirip bu kadar kısa sürede 111 bin küsur Avro kâr ettiğini anlatmışsın…

Bu gerçekten Almanya’da 10 yılda bile zor kazanabileceğin bir meblağ… Cesaret gösterip sözümü dinledin, paranı Türkiye’de değerlendirdin ve 36 günde kazandın bu kadar yüksek bir parayı. Bravo.

Ama, ne yalan söyliyeyim, sevinmedim buna Otto… Senin hesabına bilakis üzüldüm. Keşke dedim kendi kendime, arkadaşım Otto bu kadar salak ve korkak olmayaydı, eyiydi… Bu kazandığının tam 3 katını da kazanabilirdi, yapmadı,

Diyeceksin; “nasıl”?

Hatırlasana 25 Eylül tarihli mektubumu[3]. Orada da belirtmiştim, bir Avro 7,3 TL.

Ve bugün Avro kuru 6 TL’nin de altında.

Düşünsene Otto, ilk mektubumu alır almaz Avronu bozdurup bugüne kadar faizlendirip bugün tekrar Avro’ya dönseydin, o kazandığının 3 katını kazanman işten bile değildi. Ama ne yaparsın ki, sen bir korkaksın.

Ama tabi sen de haklısın. Risk yok mu? Var! Söz gelimi sen paranı 6,58’den bozdurunca kurlar bir anda  yükselseydi, misalen bir Avro 9 lira oluverseydi, senin paranın belki yarısı uçacaktı. Uçacaktı derken, yani Türklere kalacaktı.

Bereket, bu Türkler böyle senin benim gibi uyanıkların sıcak paraları gelmez diye korkup kendi kendine olan devalüasyonları bile geri almak için faizleri bugün olduğu gibi iyice yükseltiyorlar da, çok şükür, sen ben gibi uyanıklar da böyle geçinip gidiyoruz.

Neyse dostum Otto… Senin kazandığın da az değil. Ye afiyetle… Bitirince tekrar dön buraya… Burada maden çok.

Sevgiler Otto

Bis bald!

Mektup böyle. Adamlar nasıl da ekonomimizin kendilerine sunduğu fırsatları değerlendirip köşeyi dönüyorlar!

Bu mektupların üstüne daha ne söylesek, boş…

Neyse; Zengin Alman emeklisinin malı bencileyin Türk emeklisi züğürdün çenesini yordu. Ben pazara gideyim de,  soğandan alıvereyim biraz… Çok değerlenecekmiş!

 

Kenan IŞIK

 

 

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..