Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '10

 
Kategori
Deneme
 

Söke Cumhuriyet Anadolu Lisesi'nin Kalpaklı Süvarisi

Söke Cumhuriyet Anadolu Lisesi'nin Kalpaklı Süvarisi
 

Cumhuriyetimizin kurucusu büyük lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 72.yılında 10 Kasım 2010 günü bütün yurtta ve yurtdışı elçiliklerimizde törenlerle anıldı. Bir anma töreni de bizim Söke’de yapıldı. 

Söke Kaymakamlığı tarafından hazırlanan Atatürk’ü Anma Programı çerçevesinde 10 Kasım 2010 Çarşamba günü Cumhuriyet Meydanında başta ilçe Kaymakamımız, Garnizon komutanımız, Belediye başkanımız, daire amirleri, okul müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler olmak üzere Atatürk Anıtına çelenkler konulduktan sonra tam saat 9, 5 geçe bir ( Tİ ) siren sesiyle bütün yurtta olduğu gibi saygı duruşunda bulunuldu. Atatürk Antına çelenkler sunuldu. 

Daha sonra İstiklâl Marşı ile göndere şanlı bayrağımız çekildi, günün anlamına uygun olarak, Efes Sineması'nda İlçemiz Cumhuriyet Anadolu Lisesi tarafından hazırlanan” Atatürk ve kitapları ” konulu bir sergiden sonra “Kalpaklı Süvari” Oratoryosunun sunulması gerçekleşti. 

Program yine saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’ndan sonra asıl programa geçildi. Salon tıklım tıklımdı, oturacak yer kalmamıştı, Başta ilçe kaymakamı Mehmet Demirezer ve eşi Derya Demirezer, Garnizon komutanı Kur. Alb.Sıddık Çoban, Adliye, Baro Temsilciliği, Söke Meslek Yüksek Okulu, Söke Belediye Başkanı Neçdet Özekmekçi’nin eşi Zümrüt Özekmekçi olmak üzere İktidar Partisi, Siyasi parti temsilcileri, Daire amirleri, çeşitli sivil toplum kurumuşlarının temsilcileri, öğretmen ve öğrencileri, okul müdürleri ve vatandaşlarımızla birlikte salonda hazır bulunmuşlardı… 

Söke Cumhuriyet Anadolu Lisesi Kalpaklı Süvari Oratoryosunu okulca hazırlamışlardı. Bu Oratoryoda 75 öğrenci görev almıştı. Okulun Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretmenlerinin yoğun çalışmalarıyla “Kalpaklı Süvari “ Oratoryosu gerçekleşti. Salonda sessizlik hâkimdi, heyecan dorukta idi. Açılış Okul Müdürünün sunumuyla başladı. 

Açılış konuşmasını yapan okul müdürü Levent Yıldız, derli toplu kısa ve özlü günün anlamına uygun akıcı ve yalın bir Türkçe ile yaptı. Okul Müdürü Levent Yıldız konuşmasının bir yerinde: 

“ Yaşamını milletine adayan, bir imparatorluğun küllerinden ye yepyeni ve güçlü bir devlet yaratan eşsiz bir lider, mümtaz bir devlet adamı, büyük bir komutan ve dahi olan Atatürk bu özellikleri ile insanlık tarihinin en önemli simalarından biridir. Atatürk hem milli Mücadele, hem Cumhuriyeti inşa süresince inancını kaybetmeden, kararlı biçimde daima ileriye bakmıştır. 

Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferden sonra kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler kazanmaya devam edeceğiz “ sözleriyle Türk ulusunun tarih sahnesinde ki yerini belirlemiştir. 

Okul Müdürü Levent Yıldız, bu konuşmasını şu sözlerle noktaladı: 

“ İki Mustafa Kemal vardır. Biri ben; et ve kemik, fani Mustafa Kemal. İkinci Mustafa Kemal, O’nu ( ben ) kelimesiyle ifade edemem. O ben değil bizdir. O memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben onların rüyasını temsil ediyorum. İşte O Mustafa Kemal sizsiniz. Fani olmayan, yaşaması ve başarılı olması mukadder olan Mustafa Kemal O’dur” dedi. 

Okul Müdürünün bu konuşmasından sonra, Lisenin Tarih öğretmeni Ahmet Öztürk’ te bir konuşma yaparak şunları vurguladı: 

“ Bu destan kahramanı olarak Atatürk yoksul, geri kalmış güvenini kaybetmiş bir imparatorluğun çocuğu olarak dünyaya geldi. Ama o hep umut içinde idi. Kendine ve milletine karşı güvenini hiç kaybetmedi. Mücadele etti. Atatürk‘ün gençlik yılları savaşın sıcaklığı içinde geçti. Bu savaşlar içinde olgunlaştı.  

Kurtuluş Savaşları sırasında Türkiye’nin siyasi ilişkilerini geliştirmeye çalıştı. Atatürk hizipçiliğin bölünmüşlüğün siyasi entrikaların yaşandığı bir dönemde ortaya çıktı. Milli Mücadele kahramanlarından Rauf Bey, ( Rauf Orbay) Atatürk’le ilgili şu değerlendirmeği yapıyor: “ 

Atatürk olmasaydı Kurtuluş Savaşı da olmazdı. Hiç birimiz onun yaptıklarını yapamazdık. Çünkü bir araya gelemezdik. “ Atatürk’ü diğer liderlerden O’nu üstün kılan bir özelliği de birleştirici gücü idi. Milli Mücadelenin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin var oluşu arkasında yatan gerçek işte onun bu birleştirici ve yapıcı yanıdır “ der. 

Tarih öğretmeni Ahmet Öztürk bu konuşmasının sonunda şunları da vurguladı: 

Türk Milliyeti Atatürk’ün liderliğinde muasır medeniyetin kapısını da aralamıştır. Geriye bize kalan bu yolda durmadan devam etmektir. Atatürk’ü klişeleşmiş sözlerin ve şekilciliğin etkisinden kurtarıp gerçek manada anlamaya çalışmalıyız. Atatürkçülük sadece Atatürk’ü yaptıklarından dolayı alkışlamak değildir, Türk Ulusu ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin gelişmesi, yücelmesi için çalışmak, fikir üretmek, çaba harcamaktır ” dedi. ( sözün burasında bir hayli alkış aldı). 

Tarih öğretmenin bu konuşmasından sonra, öğrenciler tarafından özenle hazırlanan “Kalpaklı Süvari “ oratoryosuna başlandı. Liseli öğrenciler derslerini çok iyi çalışmış ve gayet ciddi bir şekilde hazırlık yapmışlardı. Giysileri, kuşamları, hal ve hareketleri canlı, pürüzsüz bir Türkçeyle kekelemeden, tökezlemeden konuşmaları dikkat çekiciydi. 

Oratoryoya uygun şiir okumaları, el ve kol hareketleri; fon müzikleri, sılayht gösterileri, heyecan dolu seslenişleri olağan üstü bir çalışmanın ürünü idi. Bu oratoryoda beli ki ciddi ve azimli, disiplinli bir çalışma vardı. Değerli öğretmenleri fazla emek vermişlerdi. 

Sahne ve Oratoryoda görev alan öğrenciler Atatürk’e ait olan sevgi ve saygılarından dolayı bu görevi aşkla aldıkları her hareketlerinde belli oluyordu. Ara, sıra milli mücadeleyi anlatırken Atatürk’ün veciz sözlerinden örnekler vermeleri anlamlı idi. Efes sinemasında müthiş bir dikkat, heyecan ve sessizlik vardı. Herkes can kulağıyla diliyordu.... Nöbetçi öğretmenler görevleri başında idi. 

Salondaki tertip ve düzen de yerli yerinde idi. Burada okulun ve Okul idaresinin ne denli düzenli çalıştıkları belli oluyordu. Gürültü filan da yoktu. Kalpaklı Süvari Oratoryosunda kız ve erkek karışımından oluşan bu tabloda Atatürk’ün önderliğinde Milli Mücadele, Kurtuluş Savaşları canlandırıldı. Anadolu halkı Atatürk’ün yanında yer aldı. Kurtuluş Savaşı sonunda TBMM’lisi ve Cumhuriyet ilan edildi. 

Atatürk Anadolu halkıyla burada bütünleşti. Zeybeklerin, efelerin oynamaları bir hayli ustaca ve zarifti. Kalpaklı Süvari Oratoryosu övgüye değer dikkat çekti ve alkış aldı. Yaklaşık bir saat 15 dakika sürdü, can sıkıcı olmadı. Kalpaklı Süvari’de rol alan öğrenciler, öğretmenler tebrik edildi ve ayakta alkışlandı. 

İlçemizin Kaymakamı Sayın Mehmet Demirezer tarafından öğrenciler özellikle tebrik edildi… 

Söke Anadolu Lisesi Söke’mizin başarılı liselerinden biridir. Okul eğitim ve öğretime 2005 yılında başlamış ilk mezunlarını geçen yıl vermişti. Halen bu okulda 50 öğretmen, 4 idareci, bir memur iki hizmetli ve 685 öğrencisiyle eğitim ve öğretime devam ediyor. Çalışkan, tutarlı ve başarılı bir okul kadrosu vardır. Çevrede sevilen, sayılan çalışkan bir okul müdürleri vardır. 

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN vefatının 72. yıldönümünde Efes Sineması’nda Söke Cumhuriyet Anadolu Lisesi Kalpaklı Süvari Oratoryosunu amacına uygun olarak heyecan dolu bir programla sergilediler, beğeni ve takdir kazandılar. Program tam anlamıyla alkış aldı ve amacına ulaştı. Ben de bir eğitimci ve izleyici olarak takdir ettim. 

Bu programda başta İlçemiz Kaymakamı Sayın Mehmet Demirezer, İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Mustafa Buğdayeken olmak üzere, Söke Cumhuriyet Anadolu Lisesi Müdürü Sayın Levent Yıldız’ı, sorumluluğunu bilen, çalışkan öğretmen ve öğrencilerini gönülden tebrik ediyor, Gazi M. Kemal Atatürk ve onun değerli silah arkadaşlarını bir kez daha rahmetle, saygıyla anıyor, öğrencilerimize ve öğretmenlerimize sağlıklı günler ve başarılar diliyorum. /

Abdülkadir Güler.
 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..