Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '13

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Sökülecek

Sökülecek
 

Meyve kurtları meyvenin içinde beslenir, gün gelir kelebeklenir. (Görsel alıntıdır)


Yüzyılların ötesinden yankılanan çağrıyla, Dünya'nın dört bir köşesinden bize seslenişler var: "Kıyametin koptuğunu görsen de elindeki fidanı dik." (Hazret-i Muhammed)  

Biz bu kutsal işin edebiyatını yaparken, birileri getirim (rant) uğruna ağaçları kesiyor. Bizim elimizden bir şey gelmiyor.

“Toprakta değil, marifet taşta kayada su çıkarmak, ağaç bitirmektir. Düz yolda yürümek kolay, hüner; uçurumları aşıp, maksuda ermektir.” (Anonim)

Kızılderili Seattle'nin seslenişini duymamak elde mi? “En son nehir kuruduğunda, en son ağaç kesildiğinde, en son balık tutulduğunda; beyaz adam, paranın yenecek bir şey olmadığını anlayacak!”

Ya Amerikalı ünlü botanikçi Peter Raven'e ne demeli! “Eğer herkes Amerikalılar gibi yaşamaya kalksaydı, bu tüketim düzeyini sürdürebilmek için, üç tane daha Dünya’ya ihtiyaç var!”
            *
Yazılarımızı okuyan emekli muhasebeci Hanife Mert arkadaşımız; "İnsan için hayati önem taşıyan ağaçlandırma faaliyetlerine gereken önem verilmemektedir" diyor.

Şu ya da bu şekilde yok edilen ormanlarımız; daha acısı devasa binalara, alış veriş merkezlerine "yataklık" uğruna yok edilen güzelim yeşilimiz... 

Rant uğruna "yeşilliğimizi" kurban ediyorlar!

Oysa yeşil, uygarlık demek, huzur demek, sağlık demek, sabır, emek demek, sevgi demek değil midir? 

Toprağa dikilen bir fidan sevgiyi, huzuru, sabrı, emeği, özlemi çağrıştırmaz mı?  

Toplum ağaç dikmeye teşvik edilmeli iken, hem bugün, hem de gelecek nesillere mutlu huzurlu sağlıklı bir ülke bırakmak önemli değil midir? ... 

Eskiden bir ailede bebek dünyaya geldiğinde onun adına ağaç dikme geleneğimizi ne yazık kaybettik. Bizler şu an yaşadıklarımızdan geçmişimizde bazılarını suçluyor isek, bizden sonraki nesil de bize çok şey soracaktır, diyor bir başka okurumuz Rukiye Orhan

"Ne güzel bir davranıştır ağaç dikmek, ağaç dikenlerin eline ve yüreğine sağlık.” (Dr Atanur Yıldız) 
            *
Üzgünüm ki; ormanın, ağacın gerekliliği hakkında çok konuşuyoruz ama en az ormana sahip ülkelerden biriyiz. Elbette sözüm burada saydığım dostlara değil! Şüphesiz onlar zaten doğanın can dostlarıdır. Lakin bir şekilde ormanlarımız gözümüzün önünde hem de muktedirin eliyle yok ediliyor.

Oysa Sevgili Hanife arkadaşımızın naklettiği bilinen bir kıssa, bize şunu anlatır: 

Bir kuşağın diktiği ağacın gölgesinde gelecek kuşaklar serinler.

Harun Reşit veziri ile birlikte tebdili kıyafet dolaşırken bahçesinde hurma fidanları diken bir ihtiyar görür ya; bu diktiği fidanlar ne zamana kadar büyüyecek ve meyve vermeye başlayacaktır? ! 

Öyle ise ihtiyar diktiği ağaçların meyvelerini göremeyecektir ama sonrakilerin istifadesi için fidan dikmeye devam edecektir. Harun Reşit bunun üzerine bir kese altın verir; ihtiyar Allah'a şükreder: Diktiği ağaçlar hemen meyve vermiştir. 

            * * *

Hanif Mümin der ki; “Cehlini ilim zannedenlerden kimseye hayır gelmez.

Bizim kültürümüz ve inancımızdan bakıldığında; “Kıyametin koptuğunu görsen bile, elinde yeşil dal varsa dik...” diyerek Dünya’ya mesaj veren atalarımızın görüş ve düşünceleri karşısında muktedir "Kıyamet kopsa da o ağaçlar sökülecek! ..." mealinde “Yol medeniyettir, gerekirse cami bile yıkarız” diyorsa bu söylem ilimden irfandan, dinden imandan nasiplenmiş olabilir mi dostlar, siz söyleyin!

Demek istediğim; meyve kurtları, meyvenin içinde beslenir.

 
Toplam blog
: 276
: 1102
Kayıt tarihi
: 19.11.12
 
 

Evli, 2 evlat babası, 1965'te doğdu, inançlı, müziksever, insansever, yurtsever, iyi yüzer, ünive..