Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '16

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Son yüzyıl

Son yüzyıl
 

Hani eko-çevre bilincini güçlendirecekse, son yıllarda yaşanan deprem ve tsunamileri iklimsel ısınmanın tetiklediğine herkesi inandırmayı tarihin en güzel yalanı seçebilirim. Sanki ısınan yer kabuğu genleşirken depremsel kırılmalara neden oluyormuş gibi… Saçma tabi; ancak peş peşe gelen, 20-40-60-100 bin kişinin ölümüne ve milyonlarcasının sefaletine yol açan felaketlerden insanı sorumlu tutan bir yalan ne güzel yalandır ki insan uygarlığını kendine çeki düzen vermeye çağırmaktadır.
 
2090 yılında dünyanın kızaracağı iddia ediliyor. Bilim adamlarının araştırma sonuçlarına göre insanların teknolojik hizmet ve sanayi ürünlerinin keyfini çıkarmak için harcadıkları enerji atıkları havakürede bir sera etkisi yaratmaktaymış. Bunun yanı sıra bazı gazlar da dünyayı zararlı güneş ışınlarından biraz olsun koruyan ozon tabakasını delmiş bulunmakta. Ve delik sürekli büyümekteymiş. Dünyanın ortalama ısısında birkaç derece artış olması kaçınılmaz bir gidişat olarak tespit edilmiş. Çünkü 2060 yılına kadar insan topluluklarının kullandığı fosil enerjiden vazgeçmesi mümkün değilmiş ve o tarihten sonra iş işten geçmiş olacakmış. Kutup buzulları eriyecek; dağlarda kar birikmeyecek; bu da yıllık yağış değişmese, hatta artsa bile mevsimsel kuraklık nedeni olacakmış; çünkü yağışın kıt zamanı yaz aylarında dağlardan yavaş yavaş eriyerek dere ve nehirlere karışacak kar bulunmayacak. Sel ve tufan felaketleri artacak. Toprak denizlere akacak. Kuraklık ve erozyon geniş alanlarda çölleşme yapacak.
 
Küresel ısınmanın sonuçlarından biri de güneyden kuzeye iklim göçleri olacaktır. Çölleşen güneyden kaçanları Kuzeyliler nasıl durduracaklar? Katlederek mi? İnsan uygarlığı doğanın intikam ateşini fitillemiş durumda. Uygarlık dediğimiz çılgınlık bir toplu intihara dönüşmek üzere; üstelik dengesi bozulan doğanın insanoğlu için kurmakta olduğu darağacına bile gerek kalmayabilir. On Bir Eylül’de İkiz Kuleler’in çöküşü, Filistin-İsrail kan davası, ABD’nin Irak işgali, Suriye iç savaşı… Terör örgütlerini destekleyen ve barındıran ikiyüzlü uluslararası siyaset; gelişmiş ülkelerde yükselen ırkçı politikalar... Afrika ise kendi çocuk askerleriyle kurşunlanmaktadır. Ve dünyanın bana uzak nice kıyı köşesinde şu anda insan insanı boğazlamaktadır… İki binli yılların başındaki manzara bu; daha ne olsun? Sokakların tiner çocukları ve betonlaşan su kaynakları da cabası olsun. Doğanın intikamına gerek kalmadan intihar etmiş olabiliriz.
 
Üstüne üstlük, bugünkü uygarlığın baş enerjisi olan doğal gaz ve petrolün bitimine 60 yıl kalmış. İçimizdeki ilkel yok edici tüketim içgüdüsü övündüğümüz uygarlığa bile kafa tutacak azgınlığa varmıştır. Gerçi insanoğlu buzul çağından çıkıp gelmiş buralara; gene bir yolunu bulur ayakta kalır, ama kanımca iyice bir silkelenip ayıklanır ve seyrelir bu kez… Olan insanın dışındaki masum yaratıklara olacak anlaşılan; çoğunun son yüzyılı olabilir.
 
Muharrem Soyek
 
 
 
 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..