- Kategori
- Şiir
Sonbahar Sayıklamaları
/iki yüzü var onun
ilki, çocuk gülüşü kadar mâsumâne bir resim
öbürü sırlarıyla sarılı, gözükmeyen bir hasım /
hayat, önceden çizilmiş bir yol aslında
ne kadar çabalarsan çabala
aynı yere çıkıyorsun
tılsımlı ip kopuyor bir yerde
taş da gidebilir bir yerlere götürürsen
ama ağırlığı yerindedir yine
o yer / kucaklamak istemiyorsa seni
boşta kalıyor bir yere ait olma isteği
bir küçük yağmur damlası kadar/ sanki
elimde kalanlar üç yanlışın bir doğrusu
solgun sesiyle kederi içiyor sonbahar
hangi mey neşeyi sunacak bize
adımlar yürümekteyken mecalsiz
ruh izimi bıraktığım her şey yetersiz
hep bir şeyler eksik diye bağıran
hiç susmayan içimdeki sesler /hayırsız
gitgide, ışığı azalıyor fenerin
bir ince sazın, bitmek bilmeyen en tiz sesi uzuyor kulaklarımda
dingin değil / olmayacak da, gece soluyorken gün
nereden geldiği belirsiz bir kasırga
savuruyor içimdeki çocuğu
bozuldu denge bir defa
bir daha gidemeyecek o masal diyarına
yalnızlığa açı/yor(lıyor) zaman öfkeli gözleriyle
gücenikliğini saklayıp biriktiren kalbim, acıyor içimde
geçmişten, utangaç bakışlı çocuğun
telâşesi sökün ediyor yüreğimden
nasıl kucaklanır güneş bundan sonra
her sabah, gömüt varmış gibi mi beklemeli hayatı
kör ama gören gözü mü oynacağız bundan böyle
yarın yine aynı olacak gün
çocukluğumun iğde ağacından yoksun
hayat / olan tasası, olmayan tınısıyla
kısır bir döngüde hüküm sürmekte hâlâ
bu yaşımda anladım
hayatı güzelleyen sen olacaksın yine de
düşürmeden koşacaksın elinde kalanları
susmak kabullenmektir her şeyi
sımsıkı sarmalanırsan üşütmüyor aslında soluğu
neşeli şarkılar söylersen görmüyorsun göçebeliğini
camlarda şarkı söyleyebilir yağmur
ya da camları dövebilir / her resim gördüğüne bağlıdır
hayat /aynasına baktığın gibi görünür
gel kendini kaybet ve bulmak için yeniden, yeni yollar icat et
5 Nisan 2010
Hâdiye Kaptan
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.