Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '07

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Sorun nerede

Sayın okurlar ülkemizde şu anda olağanüstü bir şekilde cumhurbaşkanlığına yönelik tartışmalar sürüyor. Sn Gül' ün eşinin türbanlı olmasından tutun geçmişte söylediklerine kadar bireysel düşünce sistemlerine yönelik bir sürü argüman uçuşuyor. Bir tarafta her iki oydan birini alan bir partinin istediğini seçtirmesi normaldir, diğer tarafta hani uzlaşma tezleri var. Ama bunların hiçbirinin, ama hiçbirinin hiçbir önemi yok. Çünkü cumhurbaşkanlığı icraat anlamında da, devletin varlığını temsil noktasında da en son noktadır. (Birde olası bir yeni anayasa ile yetkileri daha kısıtlanmış bir cumhurbaşkanlığına geçilebileceği de unutulmamalıdır. )

Sorun ne yazık ki defalarca yazdığım gibi aşırı derecede derindedir. Yani bizdedir. Alt yapı değişmeden üst yapının en üst noktasını tartışmaya açmak, gökdelenin oturduğu zemini ve temeli hesaba katmadan en üst katı çatı dubleksimi yapalım tartışmasına benzer.

Türkiye' nin çok partili demokrasi tarihi boyunca bir tek istisnai tepkisel dönem dışında % 65' in bir dirhem altına düşmeyen sağ -çağdaş AB sağı olmayan sağ- seçmeni varken ve tamamının % 99' unun uzun vadeli, analitik, kurumsal düşünme mantığı yokken, tamamen bu yapının sonucu olan bir durumu tartışmak abesle iştigalden de öte bir durumdur. Eğer demokrasiye inanıyorsak -defalarca yazdım- - defalarca yazdım demekten de sıkıldım- bunu kabul etmek zorundayız. Tartışacağımız konu, sayın Abdullah Gül ve sayın eşi değildir. Nasıl olup da bu ülke bu haldeyken aynı yönde alternatif! çıkardığımızdır.

Ayrıca artık Türkiye tamamen bizden kaynaklanan nedenlerle o hale gelmiştirki sorunlarımız turban, yüksek faiz düşük kur, aş, iş söylemlerinin çok ötesine geçmiştir. (Diyebilirsiniz ki ötesine geçmenin nedeni Laik olmayan düşünce tarzıdır. Bende size derim ki Gediz Deltası İzmir! de yok ediliyor.) Türkiye çöl oluyor. Sulak alanları bitti bitiyor. Doğal varlıklarını -bitki, hayvan- bir başka deyişle bio çeşitliliğini kaybediyor. Belki günün birinde -olacak şey değil ama- çağdaş bir solumuz iktidara gelebilir ama nesli tükenen bir varlık geri gelmiyor. Değer yargılarımız , turbanlı , turbansız aynı aslında. Zaten farklı olsa belki bir umut da olacak. Ama yok. Medyamız istisnalar dışında temel konulardan çok uzakta. Tamamen güncel siyaset içinde bir taraf konumunda. Bazı yazarlarımızın yaptığı bir şekilde denge politikası yürütmeye çalışıyor olmak da bir taraf olmaktır. Spor sadece 1. futbol liginin 4 takımının haberleri demek. Doğa sadece yangında haber olan orman demek. Trafik kazası mıcır - ve pardon tarfik canavarı- demek. Ekonomi otomotiv ve yan ürünlerinin ihracatının patlaması ve sıcak paranın girişinin devam ederek sorunların üstünün örtülmesi demek. Ve bunların bileşiminde siyaset laik-anti laik olmak demek.

Böylesine Allah vergisi bir hazinenin üzerinde oturan bu ülke neden bu hale geldi sorusu ise tamamen boşverilecek bir konudur. Çünkü benim dışımdaki herkes hatalıdır.

 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..