Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '12

 
Kategori
İlişkiler
 

Sorunları çözmek için birleşmek

Sorunları çözmek için birleşmek
 

Dünyanın şu an yaşadığı genel kriz durumu, tüm dünyayı her alanda etkilemekte. Ancak henüz bu konuya pek dikkatimizi vermiyoruz, çünkü dünyaya bakışımız henüz bütünsel bir yaklaşım kazanmadı. Dolayısıyla, toplumu etkileyen ekonomik alan dışındaki alanların nasıl bir kriz sürecinden geçtiğini anlayamıyoruz. Halbuki kriz, tüm doğayı, bitkileri ve hayvanları da etkilemekte. Her gün birçok canlı türünün yok olduğunu öğreniyoruz.

Kriz yine de en çok insanlar arasındaki ilişkilerde hissediliyor. Bunu kendimize, kendi ilişkilerimize baktığımızda da hissedebiliriz. İnsanlar arasındaki etkileşim, yaşamlarımızın temel belirleyicisidir. Ancak, günümüzde birbirimizi doğru şekilde anlamayı bıraktık ve birbirimizden koptuk. Bu yüzden de herhangi bir sorunu çözmemiz gerektiğinde, ilişki kurabileceğimiz ortak noktaları bulmayı beceremiyoruz artık.

Gittikçe büyüyen bencilliğimiz, aslında bütünsel yaklaşıma sahip çözümleri, ortak etkileşimi, karşılıklı katılımı ve ortak ilişkiyi gerektirmekte. Öncelikle aramızda birlik sağlamamız ve bu birliğin sonucu olarak yeni fikirler, yeni yaklaşımlar ve çözümler oluşturmamız gerekir. Fakat bunu yapmıyoruz, hiçbir alanda birleşmiyor, aramızda birlik sağlamak için çabalamıyoruz. Bu birlikten kaynaklanacak hiçbir idari çözüm üretmiyoruz. Eğitim konusunda birçok yeni plan yapıyoruz ama bu planlar aramızdaki birlik hissinden kaynaklanmadığı için, olumlu sonuçlar elde etmiyoruz. Bizi etkileyen çevreye bakarsak, seyrettiğimiz televizyon programlarının, filmlerin, dizilerin hiçbiri, aramızdaki birlik anlayışından çıkmıyor. Dolayısıyla, içinde yaşadığımız toplumu daha da parçalayarak, yanlış değerleri sunarak ve bu değerleri teşvik ederek, bu topluma büyük zararlar vermeye devam ediyoruz.

Yaşamın her seviyesinde, her sorunun temelinde insan bulunur. Yine de sorunu, insanların değişimini sağlayarak çözmek yerine, geleneksel yöntemler kullanarak çözmeye çalışırız, yani ya polis gücüne ya da paraya dayanan, “ya zorla yaptır ya da özendir” yaklaşımını kullanırız. Ancak, bu davranış kalıbı artık işlememektedir. Bencilliğimiz artık buna tepki vermemektedir.

Egomuza başka şekilde davranabilirdik, sirkteki ayının şeker yerine bal alması gibi, fakat egomuz için bu yeterli değil. İçimizdeki “ayı” artık bu koşullarda oynamayı reddediyor, tamamen yeni bir yaklaşıma, yeni bir etkileşim sistemine ve yönetime ihtiyacı var; gerçi henüz bilinçli olarak bunun farkında değiliz. Aslında kriz, içinde bulunduğumuz güçler sistemini anlamıyor olmamızın bir sonucu.

Tabii ki yaşamlarımızda en temel şey aile. Dünya genelinde aile yapısının kayboluyor olması, yeni nesil için örnek oluyor. Bu durum henüz bize çok vahim görünmüyor olabilir: “Ne yani… yedi milyar insan yerine iki milyar oluruz. Bunun nesi kötü?” Ancak, bu yaklaşımın sorunu çözmeyeceğini anlayamıyoruz. Ne yazık ki insanlar gittikçe “barbar” hale geliyorlar. Etraflarında olan her şeyi büyük bir duyarsızlıkla kabul ediyorlar.

Yüzyıllar öncesindeki insanların barbar olduklarını düşünürüz, fakat o gerçek barbarlık değildi, daha ziyade insanlığın bir gelişim aşamasıydı. Bugün ise, insanlık mümkün olan tüm kültürel değerleri edindi, bu değerleri tüketti ve bir kez daha bu değerlere rağmen barbarlaşıyoruz. Bu oldukça farklı bir durum: ciddi bir yozlaşma, bir çöküş. Dolayısıyla, insanlığın böylesi bir noktada gerçekten bütünsel yaklaşıma dayanan bir eğitim sistemine geçmesi ve onu uygulaması kaçınılmaz.

 

 
Toplam blog
: 78
: 427
Kayıt tarihi
: 01.11.11
 
 

Yaşam yolculuğu hepimizi farklı duraklarda indiriyor. Bu duraklara varmak için çeşitli eğitimler ..