Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '07

 
Kategori
Haber
 

Sosyal yenilik başarı örnekleri 23: AÇEV ve "7 ÇOK GEÇ"

Sosyal yenilik başarı örnekleri 23:  AÇEV ve "7 ÇOK GEÇ"
 

Sosyal alanda yenilik nasıl üretilir? Sosyal problemlere çözüm modelleri neler olabilir? Sivil toplum kuruluşlarımız yeniliklere nasıl imza atabilirler? Bu konularda iyi örnekleri ve etkin başarı modellerini masaya yatırmak amacıyla bu köşede Sosyal Yenilik Başarı örnekleri yazı dizisi devam ediyor. Bu yazı dizisinde Türkiye'den umut vadeden sosyal yenilik vakalarını masaya yatırıyoruz.

23. bölümde sosyal yenilik başarı örneği olarak konumuz ülkemizin en başarılı STK'larından AÇEV ve erken yaştaki çocuk eğitimi ile ilgili AÇEV'in yaptığı atılımlar ve projeler. Özellikle de 7 YAŞ ÇOK GEÇ KAMPANYASI.

AÇEV'in "7 ÇOK GEÇ! Erken Çocukluk Eğitiminin Önemi Üzerine Düşünceler ve Öneriler" adlı kitabı ve yayını erken yaştaki çocuk eğitimi ile ilgili Türkiye'de bugüne kadar yapılmiş en kapsamlı çalışma. Mutlaka okumanızı öneririm. Kitabın açılış cümlesi şöyle:

7 ÇOK GEÇ!

"7 YAŞ, çocuğun okula başladığı yaştır. Ancak o zamana kadar çocukların zihinsel,
bedensel ve dil gelişimi büyük ölçüde tamamlanır. Bu nedenle, çocuğu desteklemek için okula başlamasını beklemek ÇOK GEÇ!"

Sosyal Problem: Türkiye’deki erken çocukluk dönemi eğitim sisteminin çok yetersiz olduğunu biliyoruz. AÇEV'in verdiği bilgilere göre, mevcut sistemden 0-6 yaş grubu çocukların tümünün faydalanması gerekirken sistemden sadece 5-6 yaş grubu çocuklarının % 9’u faydalanabiliyor. Anasınıfları dışındaki kurumların çoğu büyük kentlerde, özel ve ücretli.

Sosyal yenilik: AÇEV'in topluma katılımcı ve girişimci çocuklar yetiştirmek amacıyle çocuğun zihinsel, bedensel, kişilik gelişimine; beslenmesi, sağlığı ve çevre koşulları ile topluma katılımı, oyun alanı olanakları, gördüğü bakım ve ilgi gibi alanlarda katkıda bulunması, bunun için bütüncül modeller ortaya koyması.

Sosyal çözüm modeli: Öğrenme ve eğitim doğumla başlar. Erken eğitim, çocuğun ileriki yaşlardaki öğrenme sürecine önemli temel oluşturur. Yedi yaş, çocukların öğrenme ihtiyaçlarına eğilmek için çok geç. Çocuk okul yaşına geldiğinde fiziksel, bilişsel, dil gelişimi açısından gelişiminin büyük bir kısmını tamamlamış olur. Bu açıdan Erken Çocukluk Dönemi Programları çok önemli. Çocuğun ilk öğretmenleri anne babasıdır. İşte AÇEV'İn çözüm modeli: Anne babaları ve anne baba olmaya hazırlananları eğitmek ve desteklemek.

Kritik başarı faktörleri: Bütüncül eğitim, erken yaşta eğitim, karakter eğitimi, anne baba eğitimi, bilinçlendirici seminerler, devlet ve sivil toplum örgütlerinin işbirliği, öğrenme sürecinde çocuğun gereksinimlerini başlangıcından itibaren karşılamak, çocukların gelişimlerini destekleyecek programlı etkinlikler düzenlemek.

AÇEV, okul dönemine gelene kadar çocukların desteklenmesine büyük önem veriyor. AÇEV'e göre çocuğun bu yaşa gelene kadar aşağıdaki ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor:

• Doğru düşünme ve problem çözme becerilerinin geliştirilebilmesi
• Öğrenmeye aktif katılım; çocuğun çevresiyle ilişkisinde tüm duyularını kullanması (dokunması, koklaması, duyması, görmesi ve tatması)
• Çocuğun gelecekte topluma katkıda bulunmasını sağlayacak sosyal becerilerini geliştirebilmesi
• Çocukların evde konuşulan ana dillerinden okuda konuşulan öğretim diline geçişlerine yardımcı olma
• Ders programlarındaki konular hazırlanırken çocukların beraberlerinde getirdikleri kültürel özelliklerin dikkate alınması.
• Çocuklardaki bireysel farklılıkların göz önüne alınması.
• Her çocuğun kendi hız ve kapasitesinde gelişebilmesi ve öğrenebilmesi için uğraşma

AÇEV'DEN KRİTİK FAALİYETLER VE ANALİZLER

İşte AÇEV'in bu konudaki faaliyetlerinden bazıları ve çocuk gelişimi konusundaki önemli bazı tesbitler:

• Okulöncesi öğretmenleri ve bakıcıları için düzenlenen eğitim programları, ilkokul öğretmenlerini de kapsayarak hedef kitlesini genişletmiş. Böylece ilkokul öğretmenleri çocuk gelişimi ve etkin öğrenme konusunda daha bilinçlendiklerinden çocuklara öğrenme becerilerini arttırmada daha fazla yardımcı olabilmekteler.

• Çocuk bakımı ve eğitimini birleştiren Erken Çocukluk Dönemi Programları’nın birçoğu, beslenmenin çocuğun gelişimindeki önemini kavramış ve programlarına dahil etmişler. Araştırmalar, çocukların iyi beslendiklerinde hatta beslenme sevgiyle desteklendiğinde daha iyi öğrendiklerini göstermektedir.

• Erken Çocukluk Dönemi Programları anne babaların yeni beceriler, bilgiler edinmelerini sağlayarak onların eğitimine de destek olmayı amaçlar. Birçok durumda, çocuklar evde okulla ilgili bir destek görmedikleri ve hatta büyük baskılar, sıkıntılar yaşadıkları için okulda başarısız olmaktadırlar. Okulda başarısız olan çocuklar genelde, daha geniş sosyal ortamlarda da başarısızlığa uğramakta ve bu nedenle geniş kapsamlı destek programlarına ihtiyaç duymaktadırlar. Bu programlar, çocukların ilk öğretmenleri olan anne babaları güçlendirerek, çocukların gelişim ve öğrenmelerini engelleyecek telafisi mümkün olmayan aksaklıkların ortadan kaldırmasında yardımcı olurlar.

• Bilimsel araştırmalara dayanarak, çocukların nasıl öğrendiklerine yönelik birçok yöntem geliştirilmiştir.Bu yöntemler değişik ortamlardaki okulöncesi gruplarda denenmiş, öğrenmenin ve öğretimin nasıl etkin, dinamik ve katılım gerektiren bir süreç olduğu kanıtlanmıştır. Bu öğretim yöntemleri, uzun vadeli öğrenme ve gelişim sonuçlarıyla ilköğretim yıllarına aktarılabilir.

• Erken Çocukluk Dönemi Programları, temel eğitimi sağlamak için kurumları güçlendirmede gerekli olan insan kaynağı ve desteğini sunmaktadır. Bu kaynaklar ve destekler çocuk ve yetişkinleri desteklemeyi, gerekli olan güvenli ve sakin ortamı sağlamayı, daha iyi bir konum ve ödeme koşulları sunarak öğretmenlerin ve bakıcıların güçlendirilmesini içerir.

• Erken Çocukluk Dönemine yatırım tüm çocuğa yatırımdır. Bu dönemde yapılan yatırımın karşılığı tüm hayat boyunca görülür. Erken Çocukluk Dönemi Programları’nın çocuklar, yetişkinler, topluluklar, kurumlar ve toplum için faydaları vardır.

• Okulöncesi yaşlarda anne baba eğitimi ve kapsamlı okulöncesi eğitim programları yoluyla öğrenmeye ve gelişmeye gereken ilginin gösterilmesi, ilköğretimde daha büyük başarılar sağlar.

• Çocuklara erken yaşlarda gösterilen ilgi, öğrenme güçlüklerini, gecikmelerini ve engellerini azaltabilir hatta yok edebilir.

• Nitelikli bir erken çocukluk deneyimi yaşayan çocukların, okula devam, okulda başarılı olma ve topluma katkıda bulunma olasılıkları daha yüksektir.

• Okulöncesi deneyimi olan çocukların sınıfta kalma olasılıkları daha düşüktür.

• Öğrenme doğumla başlar. Hayat boyu sürecek öğrenmenin temeli ilk altı yılda atılır.

• Çocuk erken çocukluk dönemi süresince, daha sonraki yıllarda öğreneceklerini destekleyecek bilgiler edinir ve beceriler geliştirir. Kendini ifade etmeyi öğrenir ve dilini geliştirir, yetişkinler ve diğer çocuklarla ilişki kurar, okula ve topluma uyum için temel olan sosyal becerileri geliştirir, matematik ve okuma-yazma öncesi becerilerini ve problem çözme, karar verme yetilerini geliştirebileceği deneyimler yaşar. Düşünmeyi ve anlamayı öğrenir.

ERKEN YAŞ DÖNEMİNDE ÇOCUĞUN İHTİYAÇLARI

- Fiziksel tehlikelerden korunma
- Yeterli beslenmeye ve sağlıklı bakım
- Yakınlık kurabileceği bir yetişkin
- Verdiği tepkileri anlayıp karşılık verebilecek bir yetişkin
- Bakabileceği, dokunabileceği, duyabileceği, koklayabileceği ve tadabileceği nesneler
- Bağımsızlık duygusunu geliştirebilme fırsatı
- Özbakım becerilerini geliştirebileceği fırsatlar
- Çeşitli nesnelerle oynayabileceği günlük fırsatlar
- Hareket etme becerilerini geliştirebilmesi için fırsatlar
- Konuşma, hikaye anlatma ve şarkı söyleme yoluyla dil gelişiminin teşvik edilmesi
- Olumlu başarı duygusunu geliştirmesine yardımcı olacak faaliyetler
- İşbirliği, yardım ve paylaşmayı öğrenebilmesi için fırsatlar
- Yaşayarak , keşfederek birşeyler öğrenebilme
- Sorumluluk alabilmesi ve seçim yapabilmesi için fırsatlar
- İç denetimini ve bir işi sonuçlandırma azmini geliştirebilmesi için yüreklendirilme
- Kendine değer vermesi ve başarılarından gurur duyması için desteklenme
- Kendini ifade etmesi ve yaratıcılığının gelişebilmesi için fırsatlar

• İlk yıllarda çocuğun ilk çevresi evdir ve anne babalar çocukların ilk öğretmenleridir. Anne babalar ve aileler okulöncesi yaştaki çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamada birincil sorumluluğa sahiptirler. Anne babalar düşüncelerini ve ilgi duydukları konuları başkalarıyla paylaşabilmeye ve sağlıklı bir çocuk yetiştirebilmek için bilgi edinmeye ihtiyaç duymaktadırlar.

• Ev ziyaretleri. Anne babaların evde çocuklarıyla ilişkilerinde kullanabilecekleri belli beceri ve faaliyetleri edinmelerini sağlamak amaçlanır.

• Okul merkezli öğrenmeye anne babaları katmak. Araştırmalar en etkili programların; anne babaların programın bir parçası oldukları ve anne babalara hizmet götürmek için çaba gösterilen programlar olduğunu göstermektedir.

• Anne babalar, okulda ne olup bittiğini anladığında ve kendilerini çocuklarının okul hayatlarının bir parçası olduklarını hissettiklerinde eğitime daha çok değer verirler.

• Evde çocuğa bakmakla yükümlü olan büyük çocuğu bilgilendirmek. ‘’Çocuktan çocuğa’’ programlar, hem büyük hem de küçük çocuklara yeni davranışlar ve bilgilendirici faaliyetler kazandırmaktadır.

AÇEV'İN KURULUŞU

Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV), 1993 yılında, kurucu başkan Ayşen Özyeğin'in öncülüğünde ve kurucu üyeler Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı ve Prof. Dr. Sevda Bekman'ın bilimsel çalışmaları ışığında kuruldu. 1982-1986 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi'nde okul öncesi çocukların eğitim durumlarıyla ilgili Prof. Dr. Sevda Bekman, Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı ve Prof. Dr. Diane Sunar tarafından yürütülen bir araştırma projesi, Türkiye'de bu konudaki çalışmaların çok yetersiz olduğunu, birçok çocuğun erken çocukluk döneminde eğitim alamadığını gösterdi. Bu ihtiyacı karşılamak üzere alternatif bir ev merkezli okul öncesi eğitim programı olan Anne-Çocuk Eğitim Programı geliştirildi ve uygulanmaya başlandı. Bu programa katılan anne ve çocuklar üzerinde elde edilen olumlu sonuçlar üzerine, programın yaygınlaştırılması konusunda çalışmalar başlatıldı. Bir süre proje halinde yürütülen program, 1993 yılında AÇEV'in kuruluşu ile vakıf bünyesinde kurumsal bir yapıya kavuştu.

AÇEV'in MİSYONU:

Gelişen bir toplum için eğitimin şart olduğu bilinciyle, uzmanlık alanları olan erken çocukluk ve yetişkin eğitimine, programları ve uygulamaları ile katkı sağlamak ve bu konuda ülke genelinde yaygın bir hizmet ağı oluşturmak

Bu doğrultuda, AÇEV:
• eğitimde fırsat eşitliği ilkesinin hayata geçirilmesi,
• çocuk kadar, çocuğun yakın çevresinin de desteklenmesi ve
• eğitimin bir yaşam boyu sürekli kılınması için
geliştirdiği programlar ve çeşitli faaliyetleri ile, bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak alternatif oluşturmaya çalışmaktadır.

AÇEV'İN HEDEFİ:

• misyonunu yayabilmek ve geniş bir destek grubu oluşturabilmek,
• Türkiye'nin her köşesindeki tüm ihtiyaç sahiplerine programları ile ulaşabilmek,
• bilimsel araştırmalar doğrultusunda yeni modeller, yöntemler, projeler geliştirmek,
• yurt içi ve dışındaki işbirliklerini artırmak,
• araştırmalar ve uzmanlıkları doğrultusunda, erken çocukluk ve yetişkin eğitimi konularında stratejilerin geliştirilmesi ve politikaların belirlenmesinde referans bir kuruluş haline gelmek

2007'nın sonunda ulaşılması hedeflenen 81 ilde 400,000 Anne, Baba ve Çocuk

SAĞLANACAK YARARLAR:

Nitelikli ve etkili bir erken çocukluk eğitiminin ülkemize başlıca katkıları :

• Çocukların ve ülkemiz insanının uzun vadede daha üretken, daha yaratıcı, sorun çözmede daha yetkin olmalarını sağlar.
• Dilsel, zihinsel, fiziksel, sosyal ve duygusal açıdan gelişmiş çocuklar okula hazır olur, daha rahat uyum sağlar, böylelikle ilköğretim kalitesi yükselir.
• Okula hazır çocukların sınıfta kalma ve okulu terk etme oranları düşer, bu da maliyetleri azaltır.
• Toplumdaki vasıflı çalışan sayısı artar, yükselen üretim ekonomik yarar getirir.
• Toplumda suç oranları düşer.
• Sosyo-ekonomik ve cinsiyete dayalı eşitsizliklerin etkisi hafifler.
• Kadınların işgücüne katılımlarını, ayrıca çalışma verimliliklerini artırır.
• Sağlıklı ve iyi beslenen çocukların ölüm oranları düşer.
• Geleneklerin nesilden nesle aktarılmasına, oluşması istenen yeni değerlerin tohumlarının atılmasına olanak tanır.
• Köyden kente göçün getirdiği sorunların çözümüne katkıda bulunur.

YÖNTEMLER:

• Okulöncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesi için ekonomik analiz yapılması.
• Erken çocukluk eğitiminin önleyici müdahale programları çerçevesinde sunulması.
• Erken çocukluk eğitimi programlarına dair tüm modellerin devreye sokulması.
• Televizyon yoluyla erken çocukluk eğitimi.
• Kaliteli bir erken çocukluk eğitiminin yaygınlaştırılması, standartlar ve akreditasyon.
• Öğretmen açığının giderilmesi.
• Erken çocukluk dönemine dair sağlıklı veri tabanı oluşturulması ve istatistiklerin elde edilmesi.
• Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden erken çocukluk eğitimine ayrılan kaynağın değerlendirilmesi.
• UNICEF, UNESCO, Dünya Bankası, OECD, Avrupa Birliği gibi yabancı kaynakların bu konuda harekete geçirilmesi.

SON SÖZ:

AÇEV, çok kritik ve ihmal edilen bir konuda ülkemizde başarılı atılımlar gerçekleştiriyor. Erken çocukluk adı verilen 0-6 yaş arası dönem çocuğun en hızlı geliştiği dönem. Beyin gelişiminin büyük bir bölümü 0-4 yaş arasında tamamlanıyor. Erken çocukluk dönemindeki deneyimler beynin çalışma biçimi için belirleyici. Erken çocukluk eğitimi insan gelişiminin başlangıç noktası. Ülkemizde nüfusunun yarısından fazlası 25 yaşın altında ve yılda 1.4 milyon bebek doğuyor. 0-6 yaş grubundaki 7 milyon çocuğun ancak % 16'sı okulöncesi eğitimi hizmetlerinden yararlanabiliyor. Bu yaşlardaki eğitim eksikliğinin sonradan giderilmesi ise neredeyse imkansız. Ortadaki tablo hiç de iç açıcı değil. İşte AÇEV ve 7 ÇOK GEÇ kampanyası bunun için çok önemli!

Kampanya ve AÇEV ile ilgili daha fazla bilgi için: http://www.acev.org/

 
Toplam blog
: 279
: 2488
Kayıt tarihi
: 09.09.06
 
 

Dr. Fahri Karakaş, Londra’da University of East Anglia’da görev yapmaktadır (Norwich Business Sch..