Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '07

 
Kategori
Kitap
 

Suç ve Ceza

Suç ve Ceza
 

Roman kapağı


Uzun bir süredir Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza” isimli kitabını okumayı düşünüyordum. Sonunda fırsat bulup kitabı elime aldım ve bir solukta okudum. Okuma sürecim içerisinde ve sonunda kitaptan çok haz aldım.

Kitabın ilk kelimelerinden itibaren yazarla birlikte bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Öyle bir his ki bu sanki siz okudukça kitap yazılıyor gelişiyor. O kadar olağan ve bir o kadar da süreğen.

Romanın baş kahramanı Raskolnikov’un kendi hiç hesaplaşmalarını ve bunların dışa vurumlarını okurken sizde suç ve ceza konularında kendi düşüncelerinizi sorgulamaya başlıyorsunuz.

İşlenmiş bir suçun hafifiletici hiç bir nedeni olamaz .Bu konuda biraz şüpheniz varsa bu kitabı okuduğunuz da bu yargınız kesinlikle çürütülüyor. Üstelik bunu kitabın sonunda siz kendiniz keşfediyorsunuz .Yazarın hiç bir uğraşısı olmadan.

Romanın baş kahramanı Raskolnikov sefalet içerisinde yaşayan ve bu yüzden okulunu bırakmak zorunda kalan bir hukuk öğrencisidir.

Kendisi gibi ailesine karşı son derece saygılı , duyarlı iyi eğitimli, ileride ülkesi ve toplumu için yararlı biri olabilecek bir insanın böylesi bir sefalet içerisinde olması ve bu parasızlık yüzünden yükseköğrenimine devam edememesini büyük bir haksızlık olarak görmekte ve bunu değiştirmek için gerekirse toplumda kan emici olarak görülen bir insanı öldürmenin kendisini suçlu yapmayacağına inanmaktadır

Ona göre toplumda iki çeşit insan vardır . Sıradan insanlar ve olağanüstü insanlar. Sıradan insanlar toplumun dokunulmaz olarak kabul ettiği temel ahlak ve kurallara boyun eğerler. Olağanüstü insanlar ise bu kuralları çiğneme hakkına sahiptirler. Eğer toplumda eşitsizlik ve düzensizlik hakim ise olağanüstü sınıfında olan insanlar toplumun kabul ettiği temel ahlak ve kuralları çiğneyebilirler. Suçlu gibi görünseler de toplumu refaha çıkarmak adına bu yaptıkları suç olarak adledilemez.

Bu saptaması kendisinin sıradan insanlar grubunamı yoksa olağanüstü insanlar grubunamı girdiğini anlaması için bir deney olarak gördüğü cinayete götürür onu.

Tabi ki bu düşüncesi cinayeti gerçekten işleyinceye kadar devam eder.

Eylemini gerçekleştirdikten sonra daha önce hiç hesaba katmadığı bir şey olur.

Vicdanı kendisini rahatsız etmeye ve bu inancını sorgulamaya başlar.

Etrafında gözlemlediği kişilerden de etkilenir , kendi vicdanı ile olan savaşımı yanında.

Tesadüf eseri tanıştığı yoksul bir aile ve kızları Sonyanın trajik hayatı onu çok etkiler.

Sonya dinine bağlı son derece ahlaklı bir genç kızdır. Yoksulluk ve açlık o kadar had safhadadır ki Sonya, evde günlerdir bir lokma yiyecek bulup yiyemedikleri için ağlaşan ölmek üzere olan üvey annesinin çocuklarının karınlarını doyurabilmek için kendini satmaktan başka çare bulamamıştır..Karşısındaki bu sonderece iyi kalpli duyarlı ışıl ışıl genç kızın içine düştüğü bu batağa rağmen ince duyarlılığından bir şey kaybetmediğini, temel ahlak ve değerlerini koruduğunu , bu çirkefin onun içinde değil onun bu çirkefin içinde olduğunu görür.

Temel yanlışının olağanüstü insan teorisi olduğunu anlar.İnsanlık dışı düzene karşı böyle bir başkaldırınında insanlık dışı bir nitelik taşıdığını ve bunun ilerlemeyi ve yükselmeyi değil aksine bir ahlaki çöküşe ve kişilik yıkımına yol açtığını kavrar.

Asıl olağanüstülük, kendini diğer insanların üzerinde görenler değil, yoksulluğun, sefaletin ve açlığın içerisinde dahi içindeki ışığı karartmamış, insanlığa ve hayata olan inancını yitirmemiş suçun, zorbalığın her türlüsüne karşı nefret duyan Sonya gibi sıradan insanlardadır.

Başlangıçta , iktidar eğilip onu almak cesaretini gösterenlere verilir düşüncesi ile yola çıkan Raskolnikov, bu uğurda cinayet işlemeyi bile haklılık olarak görmüştü. Oysa sonunda içerisinde bulunduğum durum ne olursa olsun akılca , ruhça kim sağlam ve güçlüyse iktidar onundu ve insanlara o buyurabilirdi.

Bu kavrayış , Raskolnikovun aydınlanması ve kendisini yenilemesini sağlamıştır. O Artık yepyeni bir hayatın başlangıcındadır ve bu hayatın ne getireceğini yaşamaya başladıktan sonra görecektir.

Kitabın son sayfasınıda okuyup kapağını kapattığınızda sizin de içinizde aynen Raskolnikovun ki gibi bir aydınlanma ve yenilenme olduğunu hissediyorsunuz.

Tabi ki bunu , romanı okuduktan sonra kendiniz daha iyi anlayacaksınız....

 
Toplam blog
: 20
: 7034
Kayıt tarihi
: 05.04.07
 
 

Okumayı seviyorum. Okudukça geliştiğimi, geliştikçe de kendimi ifade etmek istediğimi farkettim. ..