Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '13

 
Kategori
Güncel
 

Suriye ile savaş “kapı”da…

Suriye ile savaş “kapı”da…
 

Bir Sırp milliyetçisi 28 Haziran 1914’de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahdına suikast düzenleyerek öldürdü, Birinci Dünya Savaşı başladı. Aslında savaşın birçok nedeni vardı, fakat görünen sebebi bu suikast oldu. Bu savaşta 10 milyona yakın asker hayatını kaybetti. 21 milyon yaralı, 8 milyona yakın da kayıp vardı…

İkinci Dünya Savaşı’ da; Birinci Dünya Savaşı’nın ortada bıraktığı sorunlara dayanıyordu. Savaşın çıkış fitilini ise Almanya ateşledi:  1 Eylül 1939’da Polonya topraklarına giren Almanya,  “Yıldırım” hızıyla tarihin en büyük ve kapsamlı savaşını başlatmış oldu. Bu savaşta dünya nüfusunun %  3,71’i hayatını kaybetti. (Yaklaşık 73 milyon kişi)

Günümüzde savaşların başlama süreci ve seyri daha “modern” (!) yöntemlerle karşımıza çıkıyor. “Demokrasi, insan hakları, daha çok özgürlük, daha iyi ekonomik şartlar”  gibi söylemler insanları savaşa sürükleyen cazip ifadelerden bazıları. Özellikle gelişmekte olan ya da az gelişmiş hedef ülkelerin bir kısım halkı, bu sürecin baş aktörleri. Bu bir kısım halkın adına da “muhalif” deniyor. Muhalif olarak belirlenen gruplara her türlü desteğin sağlandığı da malum.

Afganistan, Irak, Kuzey Afrika Ülkeleri ve Ortadoğu…

Hepsi aynı kaderi paylaşıyor. Sonuçta ne devlet güçleri, ne de muhalifler umduklarını bulamıyorlar. Çünkü gemilerin dümeninde oturanlar maalesef onlar değil.

Suriye’ye gelince:

Çatışmalar yaklaşık iki yıldan beri devam ediyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından Suriye’den  her gün yaklaşık 5 bin kişinin komşu ülkelere sığındığı ifade ediliyor.Yine Birleşmiş Milletler'e göre, Suriye'de Mart 2011'de başlayan çatışmalardan bu güne ölenlerin sayısı da 60 binin üzerinde...

Türkiye Suriye ilişkileri de çatışmaların başladığı ilk günlerden beri kopmuş durumda. Kuşkusuz burada da dümende oturanlar başkaları. Yani ilişkileri koparan etken Türkiye’nin hür iradesi değil. Sürrece bakıldığında bunu açıkça görmek mümkün. Gelişmelere bakıldığında, Suriye ile savaşın eşiğine gelmeye, hatta savaşmaya az bir vakit kaldı. Ne kadarlık bir süre? Üç hafta, belki de üç ay… Klasik bir deyimle; “Üç vakte kadar” denebilir;

Füze Kalkanı, Patriot Hava Savunma Sistemleri, Türk Hükümeti’nin  Suriye konusunda takındığı tavır, kuşkusuz yaklaşan bir savaşın alt yapı unsurları. Yapılacak birkaç hazırlık daha kaldı. Sonrasında sıra bir “kıvılcım”ın çıkarılmasına gelecek. İşte o kıvılcım Türkiye’ yi savaşa sürükleyecek. Arkasından savaşa diğer Ortadoğu ülkeleri de dahil olacaklar ya da savaşın arka bahçesinde,  savaşan bu iki ülkeyi her yönüyle destekleyecekler. Sonrası mı? Sonrasında BOP’un bir adımı daha gerçekleşmiş olacak!

İşte Cilvegöz sınır kapısında ki patlama da belki bu olayların bir habercisi… Suriye yönünden gelen bomba yüklü bir aracın patlatılmasından sonra 14 kişinin hayatını kaybetmesi, 25 kişinin yaralanmış olması, üzerinde önemle durulması gereken bir olay. Bu ve benzeri terörist ya da provakatif olaylar ilerleyen zamanlarda da olabilir. Esad Yönetimi’nin bu türden eylemlere kalkışması pek beklenemez. Her ne kadar Esad; Rusya, Çin, İran gibi ülkelerin desteğini görüyorsa da, köşeye sıkışmış olması nedeniyle uzlaşıcı bir tavır sergilemesi daha muhtemel görünüyor. O halde sahnede yer alacak provakatörler ya muhalifler olacak, ya da muhalif görüntüsünde bölgede cirit atan yabancı istihbarat örgütü elemanları olacaktır…

 
Toplam blog
: 136
: 2817
Kayıt tarihi
: 20.03.11
 
 

Duyarlı olduğum konularda; düşündüklerimi, bildiklerimi ve birikimlerimi paylaşmak üzere burada b..