Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Tahir' le Zühre' ye yamuk yapıp sonradan hatasını anlayan dünyayı gözlemledim

Tahir' le Zühre' ye yamuk yapıp sonradan hatasını anlayan dünyayı gözlemledim
 

Bu bir gezi yazısı değil, gurme yazısı değil. Aşk - meşk, sex, entirika - intikam, ter ve gözyaşı, kan ve gül, gül ve diken, filiz akınla ediz hun yok. Okuyucuyu dibi gelmiş sigarayla dağlanan hayat tarlasında birden bire açan kırmızı gelinciklerin arabesk tezatlarına sürekleme niyetim editörce örselendi ve her bir parçası ayrı yerde kendini maalesef yeniden buldu. Korkarım bu derece kokuşmuş cümleler kurmaktan desem de korkunun hakkın rahmetine faydası sarımsağın yüksek umutlarla kafaya sürülmesinden bile daha zayıf kalan bir eylem. Aşağıda son zamanlarda gördüklerimi anlattım. Gördüklerim hep beş para etmez olaylardan ibaret ve ben de kısır bir yazar olduğum için hepsi kısa. Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da, hatta gözlemleri kısa kısa yazmakta:

-Durup düşünen aklı selim, ruhu şeffaf, haysiyeti tavan yaptı yapacak insan olma yolunda ilk adımlarımı geçen haftalarda attım. Atar atmaz da ferrarim olsaydı satamayacağımı, channel elbisem olsaydı atamayacağımı ve de iki satır yazmadan duramayacağımı anladım. Batsın bu dünya, dinsin bu riya, bitsin bu rüya, bana da çok büyük yazıklar olsun, dım dım tıkı tık dım tıkı tık ........

-Açık alanda (sokak) kör gözüne dolu taksiye el edince (taksiyi durdurup ücret mukabili kendini taşıtma amacıyla yapılan eylem) taksinin içine gömülmüş vakur müşterinin (gömüldüğü için dışarıdan görülemeyen, muhtemelen bodur kişi) insana (taksiye el eden zat) "zavallıyla uzaylı arası bir mahluksun sen" veya "bu yaptığın gerçekten de çok garip bir şey" bakışı atmasını (insan" görüş alanından çıkıncaya kadar, hatta kafayı döndürüp döndürüp) içime sindiremiyorum.

-Kendinden başkasını beğenmeyip, kendinden ve hasbelkader ya da menfaate dayandırıp da beğendikleri kişilerden başka herkesi eleştiren, alay eden, kulp takan insanların "algıları fazla açık" ya da "çok zeki" kelimeleri ile tanımlanmalarını bu tanımı yapan insanların saflığına bağlayıp onları toplu uyanışa ve "huysuz", "kendini beğenmiş", "kompleksli", "aslında bir halta yaramaz" sıfatlarını kullanmaya davet ediyorum.

-Teenage takımı çok yüksek sesle konuşuyor, konuyu bilmesem kavga var diyeceğim, o derece, yeni ergen seslerine daha alışamadıklarından kontrol mu edemiyorlar acep?

-Noterlik gerçekten de NO TER bir meslek, sadece print seçeneği tıklandıktan sonra sıcak sıcak kaşe ve damga basılmak suretiyle böyle güzel para kazanılması hoş.

-Şehrazat(güzel bacım) müstakbel kayınannesine sonunda "hö hööyyt sen ne diyorsun be kadın" diye çemkirerek yüreklerimize artık ölsem de gam yemem oda sıcaklığında zem zem suyu serpti ama ertesi gün erdem abidesi iri ve donuk kadın kimliğine geri döndü, içimizi boğdu. İlk 10 bölümü kameramanın başrol oyuncularının birbirlerine "evet" ya da "hayır" gibi kısa ve net ifadelerle cevap verdikten sonra her biri en az 5 dakika süren, sütünden yararlandığımız sevimli varlığın duman çıkartan tekerlekli aracı "şu an otun kralı gelse yemem" sabitliğinde izlemesi faaliyetiyle birebir aynı göz süzmelerini zumlaması ile geçen bu diziyi hala ısrarla seyretmemi fazla çalışmaktan sürmenaj ve kısmi tahribat geçiren beynimin anlamsız olaylara bön bön bakma ihtiyacı ile açıklayabiliyorum.

-Birbirlerine sarı laleler alan çiftin hit ve slogan olma iddiaları boş çıkacak gibi, onlara da bön bön bakıyorum. (Bu sabah sorular var beynimde, gözlerim çapak çapak kırpışıyor uykusuzluğa, anne öğüdü dinler gibi bıkkın, ağladım bu reklama)

-Göze kirpik kaçması kirpik için ayırdına varılamayacak olağan sonu tüm masumiyetiyle yaşamaksa da göz için çok talihsiz bir olay. Arka arkaya çok kereler söyleyince sebep sonuç ilişkileri de kelimeler kadar anlamsız gelmeye başlayabilir.

Not: Tema: gözlemlerim.

 
Toplam blog
: 24
: 1019
Kayıt tarihi
: 15.02.07
 
 

Ben Gözde. Yaş: 30. Meslek: Avukat. Medeni hal: Evli. Ruh hali ve saçları: Dalgalı...