Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Tarihi ters çeviren yazılar/Kadın anne iken kadın değildir

Tarihi ters çeviren yazılar/Kadın anne iken kadın değildir
 

Kadın deyince aklınıza çok çeşitli tipler, karakterler, görüntüler gelebilir. Kadına sadece cinsiyet olarak bakarsak insan olup da erkeğe ya da başka bir şeye benzemeyen her canlı kadındır. Ancak suni olarak yaratılan kadın imajı söz konusu olduğunda bazı durumlardaki kadınlar tam da böyle, yani imaj olarak kadın gibi görülmezler.

Perihan Abla hoştur, mahallenin ablasıdır ama modacıların ya da güzellik uzmanlarının yarattığı, işte kadın denilen türden kadın değildir. O Perihan abladır. Onu andığınızda kadınlığı pek aklınıza gelmez. Kadınların hayat içinde aldıkları roller onları ideal kadın tipinden uzaklaştırır. Zaten ülkemiz kadınları hem mecbur oldukları hem de kendilerinde kadın olarak hep eksiklik gördüklerinden rolleriyle ön plana çıkmaya çalışırlar.

Ve kadınlarımız rolleriyle öylesine bütünleşirler ki onların kadın olduğunu anlayamazsınız bile. Ayşe teyze, Gülsüm abla, Öğretmen hanım, Dila Hanım… Hepsi birer karakter olup bunların kadınlıkları ön plana çıkmaz.

Kadınlarımızın aldıkları rollere bir itirazımız yok; bunlar hayatın gereği olabilir ya da taşıdıkları bu karakterleri sevip kendilerine yakıştırıyor olabilirler. Erkeklerde de bu durum söz konusudur ama kadınların ayrıca estetik ve güzel olmaları gerektiği için rol modellerinin kadınlıklarının önüne geçmesi onlar açısından sorun olabilir. Perihan abla olarak sevilen biri belki şuh, bakımlı, manken gibi Perihan olarak öne çıkmak isteyebilir. Ancak yüklendiği rol buna müsait değildir.

Örneğin anne kadının ikinci kişiliğidir. Kutludur, cennet ayaklarının altındadır tamam ama anne hiçbir zaman manken Perihan değildir. Sadece hamilelik yüzünden değişen şekliyle değil tabi. Hatta bu fazla önemli de olmayabilir. Hayatta kaç defa hamile kalınıyor ki. Bir iki yıl içinde normale dönülüyor. Asıl kadınlığı etkileyen çocukların büyütülmesi ve sonrası. Anne ve baba zaten erkek ve kadın olarak değerlendirilemez. Annelik, babalık farklı bir karakterdir. Anne ile babanın el ele tutuşmaları bile tuhaf karşılanır.

Zaten bu nedenle orta yaştan itibaren evli kimseler karı kocadır. Serap hanım, Okan bey değil. Bunlara Serap abla, Okan abi, Ayşe teyze, Dursun amca vs denilir. Kadınlığın gereğini yapan, giyimiyle davranışıyla, yaşam şekliyle son derece modern bir imaj çizen bir kadına kaç yaşında olursa olsun abla, teyze demezsiniz, diyemezsiniz. Ajda Pekkan kaç yaşında? Ama Ajda teyze diyemezsin. Hatta abla bile diyemezsin. O kaç yaşında olursa olsun Ajda Pekkan’dır. Size birileri amca teyze diyorsa bu imajı siz yaratıyorsunuz. 40 yaşında torun bakan birine ben hanımefendi diyemem!

Bir de ülkemizde annelik çok abartıldığı için kadının kadın olarak hayatı evlendiği gün biter. Kadın anne midir, kadın mıdır, evin hizmetçisi midir? Güzel olmadığını düşünen çoğu kadınımız annelik ya da ev kadınlığı marifetleriyle kendilerini kabul ettirmek isterler. Oysa kendine bakabilen kadınlarımızın tamamı güzeldir, annelik ve ev kadınlığı vasıflarının yanına zarif,bakımlı kadın özelliklerini de koyabilirler.

Üçünü birden yapabilen kadınlarımız vardır ve bunlar göz kamaştırırlar. Kadın karnı burnunda yine tatlıdır, mutfakta eşine kurabiyeler yapar ve yatakta bambaşkadır. Bu kadınımız hem hamiledir hem ev işleri yapmak zorundadır ama her şeyden önce kadın zarafetini taşıması gerektiğini bilir.

Çocuk doğurmak ve ev işleri kadın için görevdir; çocuk yetiştirmek de. Kadınlık kadının görev değil vasfıdır; kadın bu vasıfla tanımlanır. Bir kadın kadınlık özelliğini göstermediği zaman belki anne ya da ev kadını olarak değerli ama kadın olarak bir cazibesi yoktur.

Bir kadın 20 yaşında doğurup 60 yaşına kadar çocuklarının peşinden koşmak zorunda değildir. Mutfaktan çıkmayan kadın da hiç cazip değildir. Doğurdun, büyütürken bile kadınlığa dönüş yaparsın. Yavrum yavrum, okula gitti yavrum, askere gitti yavrum, davul zurna düğün, ah torun isterim torun! Sende kadınlığın k’sini göremeyen adam elbette Aksaray’da kadın arayacak!

Annelik çok önemli ama kadınlığı ve aşkı öldürdüğü kesin. 40 yaşında torun seven bir kadına “Haydi sinemaya gidelim” diyemezsiniz. Annelik ve mutfak bir kadının hayatında ne kadar yer alıyorsa bu kadınlar o kadar eşleri tarafından aldatılıyor demektir. Tabii ki eğer eşleri de kendileri gibiyse bu oran düşer.

Bizde bütün kadınlar öncelikle annedir. Bunlar için kadın değil anne kelimesini kullanabilirsiniz. İnancımız değerlerimiz anneliği yüceltmiş kadınlık bir cinsiyetin (kurbağa, tavşan gibi) adı olarak kalmıştır. Bir de aldatmaca var; anne aynı zamanda kadındır. Dokuz çocuklu birini alın sinemaya götürün o zaman. Hem anne olacaksınız hem de muhteşem bir kadın. Tamam, ama yapamıyorsunuz işte. 20 yaşında dul kalmış, sonra çocuklarını büyütmüş ve 60 yaşında evlenmek için TV’ye çıkmış birine “Sen kadın değilsin, çocuklarının yanına git” derim.

Maalesef kadınlarımız kadınlığı bilmiyorlar. Kadın çocuk doğurup onları büyüten biri değildir. Bütün zamanı mutfakta geçen biri hiç değildir; ona hizmetçi derler zaten. Eğer anneyseniz, annelik sizin için önemliyse muhteşem güzellikten, manken gibi olmaktan, aşktan bahsetmeyeceksiniz. Belki doğurduğunuz çocuklar değil ama taşıdığınız zihniyet buna engel. Anneyseniz ve annelik sizin için önemliyse bunun gururunu yaşayacaksınız.

Bol keseden atıp tutarak okuyucularımızı sinirlendirmeyelim. Belki yaşadıkları şartlar kadınlarımızı böyle davranmaya itiyor olabilir. Öyle ya belki fakirler. Üzerlerine giyecek elbiseleri yok ki güzel kadın olmayı düşünsünler. Belki bilgi ve kültürleri bunları anlamaya yetmiyor. Belki üzerlerinde baskı var. Yine de kadınlık mutlaka ön planda olmalı. Yatak odasına akılları baştan alan bir dişi olarak giren kadınların kocaları asla karısını aldatmıyordur. Bundan emin olabilirsiniz.

Sevgili kadınlar! İnanın anne olarak da, mutfakta eşinize kurabiye yaparken de saygıya layıksınız. Belki bunları çok abarttığınız ve hayatın bütününe yaydığınız için dikkat çekiyor. Bize ve yazdıklarımıza kızmayınız. İnanın sizler her halinizle bizim için değerlisiniz. Şurada yazılan her satır sizin mutluluğunuz içindir. 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..