Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '14

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Tasarrufun düşmanı yüksek enflasyon

Tasarrufun düşmanı yüksek enflasyon
 

Enflasyon canavarı, tasarrufu afiyetle yer.


Enflasyon nedir? Satın alınan aynı ürün veya hizmet fiyatının zamanla artması veya paranın satın alma gücünün azalmasıdır.

Enflasyonun sebepleri muhteliftir.

a.    Piyasadaki ürünlere talep artarsa, üretim aynı hızla artamayacağından ürünlerin fiyatı biraz artar. Çok para, az malın peşinde koşuyor denir. Bu durum talebin fazla, malın az olmasıdır. Aksi olur talep azalırsa, piyasada ürün çoğalır, satılmayı bekler ve zamanla ürün fiyatları sabitleşir ve hatta (nadir olsa da)  düşebilir. Ayrıca, ürün satılmıyor bekliyorsa uzun dönemde ürünü üreten fabrika  işçisini  azaltır veya üretimini sınırlar.

b.     Üretilmekte olan bir ürünün fiyatı malzeme, işçilik, nakliyat , kira ve vergi gibi çok sayıda masraf kalemlerinden oluşur. Bunların artışı ürün fiyatının artışına sebep olur. Maliyet artışının sebep olduğu enflasyon.

c.    Hükümet harcamalarını artırır, piyasaya fazla para sürerse zaman içinde ürünlerin pahalandığı ve paranın alım gücünün azaldığı görülür.

Ekonomik durgunluk nedir?  Tüketici  gelişmiş ve tutumlu bir ülkede ise, örneğin Japonya’da halk harcamalarını artırmamakta, fiyatlar sabit kalabilmektedir. Tipik Japon; bir ürünü almadan maliyet /fayda analizine önem vermekte, mutlak ihtiyaç olduğuna karar verdiği eşyaları almaktadır. Japon; motorlu koşu bandını örneğin 2 yıllık taksitle almadan  önce işgal edeceği yer, elektrik sarfiyatı, iki yıl içinde ödeyeceği faiz, iki yıl sonra ürünü satmak isterse ederini düşünmekte ve sonuçta açık havada koşmaya karar verebilmektedir.   

Tasarrufa verilen faiz az olursa ne olur?Tüketici, Rusya veya Türkiye gibi gelişen, ürünlere doymamış  bir ülkede ise bankaların düşük faiz vermesi, Onların gelirlerini artırmak için başka yatırımlara yönelmesine veya değerini kaybetmeyecek ürünlere yönelmesine  (ev, arsa, dükkan veya hisse senedi, yatırım fonu vb.i) sebep olmaktadır. Örneğin Ruslar, geçmişte borsada çok para kaybettiklerinden, uzun ömürlü tüketim mallarına ev, eşya, mobilya  ve benzeri ürünlere yönelmektedir. Türkiye’de 2011 yılında bankaların sağladığı gelir artışı, enflasyondan daha az olmuştur.

Beklenmedik olaylar, beklenmedik etkiler yapar mı? Evet             Tahmin edilen enflasyon oranı dışında beklenmedik enflasyon olursa insanlar tasarrufa yönelebilir.

Örneğin ABD’nin dolar arzını sınırlaması, Türkiye’de doları kıtlaştırıyor ve TL dolar karşısında değer kaybediyor ve bir çeşit devalüasyon oluyor. Sonuçta TL’nin  alım gücü özellikle ithal ürünler için azalıyor, içeride ithal ürün fiyatları hızlıca artıyor ve ithal ürün fiyat enflasyonu oluyor.  

Dünya’ya petrol ve gaz satan bir ülkenin (örneğin Rusya) ambargoya uğrayıp bunu satamaması,  gelirini azaltacağından bu gibi durumlarda insanlar harcamalarına sınır koyarak, bekleme durumuna geçebilmektedir. Geleceğin belirsiz olmasına karşı bekleme durumuna geçmek, eldeki parayı tutmak bir çeşit tedbir sayılabilir.

Ayrıca, ambargo sebebiyle  tüketilen bazı ithal ürünlerin girişi ülkeye olamayınca veya az olunca; ithal ürünlerin fiyatı artabilmektedir

 

Tasarruf sahibine verilen faiz,  enflasyondan fazla olmalıdır.             Bankadaki paranıza, kazanç vergisinden sonra, yıllık %8 faiz aldınız. 100TL’niz 108TL oldu. Aynı yıl ekonomide  %4 enflasyon oldu. Geçen yıl 100TL’ye aldığınız ürünü, bu yıl 104TL’ye alıyorsunuz.

Gerçekte paranız son duruma göre %4’ün altında artmıştır. 108/104=103,85. Para alım gücü olarak  %3.85 artmış demektir.

Başka bir örnek, vergiden sonra %8 faiz aldınız, %8 enflasyon oldu.

Paranızın varlığında, alımgücünde  gerçekte bir artış olmadı.

Tasarruf sahibi için enflasyonun zararı, biriktirdiği paranın satın alma gücünün azalmasıdır.

Enflasyon miktarıölçülmesi: Enflasyon Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ile ölçülür. Bir ailenin alımlarını temsil eden önemli ürünlerin satın alınması için önceki yıla göre fiyat artış miktarı yüzde olarak belirlenir. Geçen yıl 100TL’nin aldıklarını, bu yıl 105TL alıyorsa enflasyon %5’tir.

Kişi bankaya para yatırdığında gerçek geliri, kazanılan faizin vergisi ve  enflasyon farkı çıkarıldıktan sonra kalan miktarın güncel satın alma değeridir.

Tasarruf yapan kişi birikimine enflasyondan daha fazla gelir sağlaması gerektiğini bilir. Banka mevduatı faizleri yeterince değilse,  bankadaki para daha çok kazanmak için hisse senedine, yatırım fonlarına, mevduat sertifikasına veya bireysel emeklilik hesabına yönelebilir. Özellikle acil ihtiyaçları olmayanlara bu tür yatırımları finansçılar tavsiye etmektedir.

Enflasyon tasarruf eden kadar özellikle yatırımcının da düşmanıdır.Üretmeyi planladığınız ürüne ait malzeme, tezgâh, yazılım ve enerjiyi daha pahalıya alırsınız. Özellikle petrol ve doğal gazdaki fiyat artışları en geç altı ay gibi bir sürede tüm ürünlere yansır. 100 milyonTL’lik bir yatırımınızı iki yıl içinde yapmayı planladınız. Birinci yıl 50 milyon, ikinci yıl 50 milyon harcama planladığınızı varsayalım. Birinci yıl sonunda, almayı planladığınız yatırım ürünlerinin fiyatı %10 artsın, bu ürünler için ikinci yıl 50x1.1=55 milyon TL gereklidir. Proje maliyetiniz 50+55=105 milyon TL olur.  Aslında durum daha zordur. 5 milyon TL paranız yoksa kredi alırsınız . Faiz %13 olsa borcunuz 5.65 milyon TL, yatırımınız 105.65 milyon TL olur.

Mali kaynaklarınız bittiyse, yatırımınızın maliyet fiyatı enflasyon yüzünden arttığından sonuçlandıramayabilir ve güç durumda kalabilirsiniz. Her zaman kredi bulmak mümkün olmayabilir. Özellikle yüksek enflasyon; yatırımları geciktirir ve önler.  Yatırımcı aşırı faizi sevmez çünkü faiz artarsa kredi almak pahalanır.

Enflasyon dışardan gelir mi? Evet. Ülkenin kendi kaynaklarıyla kontrol edemediği durumlar vardır. Petrol, doğal gaz ithal ediyoruz. Siyasi durumlar, savaş olması gibi haller sevkiyatı azaltabilir.  Çin, Hindistan  ve benzeri ülke taleplerinin artması ürüne olan talebi artırabilir ve bunların fiyatı artabilir.  Bu durumda elektrik, ısı, ulaşım maliyetleri artmakta ve ürün maliyetleri artışına sebep olabilmektedir. Ülkede ürün fiyatı artarsa, dışarıya satılan ürünler pahalanacağından;  ürün rekabetçiliğini kaybeder ve ihracat azalabilir.

Enflasyon yüksek olur ürünler pahalanırsa, işçi, memur, emekli temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışır. Alışveriş, dışarıda yemek ve benzeri harcamalar sınırlanmaya çalışılır.

 

Enflasyon, kanuna gerek duymadan yapılan, bir çeşit vergilendirmedir. Milton Friedman

 

Enflasyon zararlı mı?Enflasyon Hükümetlerce belli bir oranda istenebilir. Fazlası sevilmez. Enflasyon tek rakamlı ve %2-4 civarında ise ekonomi sağlıklı gider. Örneğin 100TL’ye aldığınız bir ürünü, %2 enflasyon için; 72 kuralına göre 72/2=36, yaklaşık olarak 36 yıl sonra 200TL’ye alırsınız. Bu artış makuldür. Hükümetler enflasyonu kontrol etmeyi ister.

Bir başka husus ihtiyaçların karşılanması ve piyasanın canlı kalması için çalışanların kazancının artması gereğidir. Çalışanın parası olursa harcar. İşte piyasada düşük enflasyon bu canlılığın belirtisidir ve tercih edilir. Yazar Süleyman Yaşar, Ekonominin iyi işlemesi için sütunundaki yazısında; “Enflasyon çok düşükse tüketici motive olmaz, harcama yapmaz, alımını hep altı (6) ay sonrasına erteler. Bu ekonomide durgunluk yaratır. Şirketlerin ücret ödemesi ve temettü arasında bir denge olmalıdır.” demektedir.

Ücret ödemesi azsa, tüketicinin alım gücü kaybolur ve ekonomik durgunluk başlar. Durgun ekonomi örneği ülke Japonya’dır. Şimdi Japonya’da Abenomics politikası ile düşük yüzdeli bir enflasyon, örneğin %2-4, ekonominin hareketlenmesi ve  iyi işlemesi için gereklidir denmekte ve piyasaya sürülen para artırılmaktadır.

Tarih, hazinesini seyreden değil, hazinesini yol, köprü, sulama işlerinde kullanan,iş sahası açan ve tüccarı teşvik eden yatırımcı hükümdarları hayırla anmaktadır. 

Hükümetlerin piyasanın canlı tutulması ile tasarrufa yapılan teşvik arasındaki tutumu dengeli olmalıdır. Faiz, enflasyondan düşük ise vatandaş tasarruftan cayabilmektedir. Piyasanın canlı kalması için çok düşük faiz uygulaması, tasarrufu azaltabilir.  Hükümetlerin harcamalarını artırması, talep artışı ve enflasyon artışı tetikleyicisidir. Ekonomiyi canlı tutma arzusu, enflasyon sonucunu doğurabilmekte bu aşırı olursa  tasarruf-yatırım- ihracat-ihraç fazlası sütunları tehdit altında olabilmektedir. Enflasyonun kontrol edilmesi, aşırı olmaması çok önemlidir.

Yüksek enflasyon zararlı mı? Evet.Türkiye son on yıldır,  1970-2000 dönemine göre tek rakamllı enflasyona gelebilse de; ortalaması %8 üzerinde, hala yüksek enflasyonlu bir ülkedir. Enflasyon çok yüksek olursa sabit maaşlılar, emekliler için bir sorun olabilmektedir. Bu yıl alabildiğiniz ürünü, seneye alamazsanız enflasyon olmasın istersiniz.

Enflasyon %12 olsa  (72/12=6) 100TL’ye aldığınız ürünün fiyatı  6 yıl sonra 200TL olur. Bu artış fazladır. Türkiye uzun yıllar 1970-2000 yıllarında yüksek enflasyonla uğraşmıştır. Bu enflasyonun iki ana sebebi para arzı artışı ve ürün arzı artışının talep artışına karşı daha az artmasıdır. Devlet bütçe açıkları sebebiyle para arzını artırmış, mal arzı artışı daha az olduğundan fiyatlar artmıştır.

Yumurta fiyatı ve enflasyon hesabı; Aritmetik olarak problem çözer gibi gerçek hayattaki diğer faktörleri dikkate almadan, olaya yaklaşalım. Para arzı %50 artınca mal miktarı sabit olsa ürün fiyatı %50 artacaktı. Yumurta örneği ile bunu yapalım. 67 kuruşluk yumurta %50 para arzı artışı dolayısıyla  yaklaşık 67kşx(1+0.5)=100kuruş, 1TL olacaktır.

Mala ihtiyaç %50 artıp, arz artışı %10 olsa yine fiyatta artış beklenecekti.

Örneğin bir semtte  100 yumurta talebi varken bu talep okul çocukları sayısının artmasıyla,  150’ye çıksın. Semte gelen yumurtacılar ancak 110 yumurta temin edebilsin.   Yumurta fiyatı 1TL iken Talep gücü 150TL olmuş, arz edilen yumurta miktarı 110 adette kalmıştır . Yumurta fiyatı aritmetik yaklaşımla 150/110=1.36TL olur. Daha önce yumurta fiyatı 67 kuruştu.Yumurta sayısı değişmeyip, yumurta alacak para artmıştı.  Yumurta fiyatı enflasyonu yaklaşık olarak 136-67=69kş artmış, başka bir deyişle ilk fiyat %100’ün üzerinde (69/67=%102) artmıştır.

Artış sebepleri;  paranın piyasaya arzındaki  artışı sebebiyle değerini kaybetmesi ve ürüne olan talebin artması olarak söylenebilir. Ayrıca para arzı artışı ne kadar kısa sürede olursa, fiyat artışının da o kadar kısa sürede olacağı tahmin edilebilir. Gerçek hayatta bazı öğrenciler pahalanan ürün yerine daha az artışı olan ikame ürünleri tercih edebilir. Yumurta yerine peynir veya süte yönelebilir.

 

Enflasyon ve tasarruf zıttır.Enflasyonun yüksek olduğu yerde tasarruf erir.

Tasarrufunuza %10 faiz alırken, enflasyon %20 ise alım gücünüz azalır. 110/120=%91. 100TL paranızın alım gücü seneye 91TL olur.

Bugün 100TL’ye aldığınız ürünü seneye 120TL’ye alabiliyor ve paranız 110TL’ye erişiyorsa o ürünü hiç bir zaman alamazsınız.

Kredi verenler, borç verecekleri para için enflasyon oranı kadar bir artış paranın değerini muhafaza etmesi için ve  verecekleri kredi karşılığı istedikleri faizi  (masraflarını da düşünerek) birlikte  talep ederler. Bu yüzden kredi faizi, bankada bekleyen para faizinden daha yüksektir. Ekonomist Fischer bunu formüle etmiş nominal faiz oranı=gerçek faiz oranı+beklenen enflasyon oranı olarak özetlemiştir. Bu eşitlik her zaman %100 tutmaz ama yaklaşık  bir tahmindir. Faizin yüksek olduğu ülkelerde de paranın bankada beklemesi veya kalması sorunu olacağı dikkate alınmalıdır. Faiz yüksekse tasarruf sahibi isteklerimi  altı (6) ay sonra alayım diyebilir.  Yatırımcı alacağı krediye uygulanacak yüksek faiz nedeniyle yatırımını yapamamak tehlikesiyle karşı karşıyadır. Piyasalar yüksek faiz olunca da canlanamayabilir.

Sonuç; Tasarruf yapanlar için düşük enflasyon, %3-4’den az olan enflasyon, iyidir. Parayı harcamak  tercihi, O’nu tekrar biriktirmekten çok kolaydır ve tavsiye edilmez. Yüksek enflasyon, tasarruf sahibinin parasını eritir. Yatırımcıyı ürkek yapar.

 

 

 

 
Toplam blog
: 182
: 1556
Kayıt tarihi
: 14.10.12
 
 

Elektronik Y.Mühendisiyim. Teknik alan dışında Tasarruf ve tutumlu yaşam, Kişisel Finans Yönetimi..