Tavşanlar ve tazılar

Hayvan severler bilirler her hayvanın sevimli bir yanı vardır. Yeter ki sizde hayvan sevgisi olsun. Özünde hayvanları sevmeyenler insanları da sevmezler. Ancak yine bilindiği gibi insanımız hayvanları kendi çıkarları için hep kullanmışlardır.

Öküzleri ve atları iş yaptırmak için köpekleri kendilerini korutmak ya da kişisel egolarını tatmin için süs köpeği olarak kullanmak gibi. Gelin görün ki bazı hayvanları da; o hayvanın davranış kalıplarını toplumsal davranışlarımızın kalıplarını ifade için kullanırlar.

Örneğin Aslan gibi güçlü olunur.Ayı gibi kaba-saba olunur.Tilkiyi kurnaz biliriz. Ya da kedi gibi uysal olunduğu gibi it gibi saldırgan da oluna bilinir. Tavşanın korkak olduğu iddia edilse de işin özünde Tazıların saldırgan davranışından kaynaklandığı gerçeğini görmek gerek. Çünkü avlanıp asılıp-kesilmekle kalınmadığı gibi derisi yüzülmekte hatta bazen de canlı-canlı derisi yüzüldüğü de bir vakıadır. Etinin tadı ekşimsi olduğu iddia ediliyor olmasın karşın bir kısım insanımız özellikle Tavşan etini çok sevdiği için her aklına av eti gelen eline aldığı silahla yanına aldığı Tazısıyla, Tavşan avına çıkmaktadır. Tavşanların korkusu kendi korkaklığından mı yoksa Tazıların insafsızlığından mı? diye sorulabilir elbette.

Gayet tabiidir ki kimin tarafından baktığına bağlı;Tazının cephesinden bakanlar bu tavşanların ne kadar da korkak olduğunu her çıtırtı duyunca nasıl da kulaklarını dikip kaçtıklarını , hiç de bu kadar korkak olmaların gerek olmadığını düşünebilirler. Çünkü Tazı onu yakaladığında canlı-canlı nasıl parçalayacağının zevkini tatmak istemekte.Hatta Tazının sahibinin güzel bir av eti yemesine hizmet etmenin mutluluğunu yaşamasından mahrum kalması da cabası.

Ya Tavşan cephesinden bakıldığında ; ortada canını kurtarma derdi var, postu deldirmeme gayreti var.Belki yavruları varsa onların geleceğiyle ilgili kaygıları var.Her canlıda olduğu gibi yaşamını rahat ve problemsiz yaşama kaygısı var. Bu kaygıların yanında sürekli avlanma korkusu , Tazılar tarafından takip edilme her an bir saldırı korkusu , en önemlisi de bir kısım aç gözlü avcılar tarafından kurulan görünmez TUZAKLAR tavşanların yaşam boyu korkak (belki buna tedbirli )davranma zorunda kalıyor olabilir diye düşünüyorum...!!

Son günlerde dünyanın gidişatından da anlaşılacağı üzere, Aslanların Krallığı da son bulmaktadır , artık kimse kral istememekte.”Kral çıplak”diye bağıranların arttığı bir dünyaya gidiş , hayvanlar aleminin de düzenini alt üst etmişe benziyor.

La Fonten’in masalına konu olan hayvanlar İnsan yaşamına da örnek teşkil ederken yanlışa yönelimi artırmaz dilerim.Oysa iyi örnekler sosyalleşmeyi Karıncalardan öğrenirken , birlikte ortak yaşamı koloniler halinde yaşayan hayvanlardan ders alınabilinir. Nasıl ki teknolojik örnekler “Kuşlar ve Arılardan” alınıyorsa , yaşamda ayakları üzerine durabilecek ya da ucabilecek duruma gelene kadar yavrularına sahip çıkan onlara uçmayı öğreten kuşlar ne kadar da güzel örnek...!?

Umarım Tazıların , Tavşanlara bir Tilkilik yapma düşünceleri olmaz .Bu yaşamdır belli mi olur...!!? Ayıların ayılıkları tutmazsa, Aslanlar aslan gibi dimdik durursa kurt kurtluğunu yapsa da nafile Çakalın esamisi okunmazmış