Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '10

 
Kategori
Siyaset
 

TBMM’de İsrail Deklarasyonu krizi

TBMM’de İsrail Deklarasyonu krizi
 

Demek ki, gerekliymiş...


Gündem bir anda nasıl da değişiverdi. Bazen, bazı şeylerin güdümlü olarak yaratıldığını düşünüyorum. Neden mi ? Bakın, daha düne kadar tüm gazetelerde ve televizyonlarda CHP’nin yeni vizyonu ve Kılıçdaroğlu rüzgarı konuşuluyordu. Ardından, son dakika itibari ile partilerin oy yüzdeleri açıklandı ve açıklanan birçok ankette CHP’nin oylarını artırdığı belirtiliyordu. Bir çoğunda da tam tersi AKP’nin oylarını artırdığı yada stabil tuttuğu belirtiliyordu ama buna rağmen CHP gündemden düşmedi. Sonra, referandum konusu da en çok tartışılan konulardandı. Derken İsrail ve İskenderun sorunları ve ard arda gelen şehitler… Acaba gerçekten tesadüf mü ?

Bu sorunun cevabını bilebilmemizin imkanı yok. Doğru veya yanlış. Gündemin 360 derece nasıl değiştiğini hepimiz görüyoruz..

Aslında konu bu değil. Konu, İsrail ve İsrail’in yaptığı akıl almaz saldırı ve belki de imha planı.. İsrail, gaza mı geldi, aklında saldırmak var mıydı ? Bu cesareti nereden aldı ? Daha fazla ileri gidebilir miydi ? Bugünkü ve daha sonrasında olabilecek sonuçları kestirebildi mi ? Dünya kamuoyuna diklenmeye devam edecek mi ? Hala, Ortadoğu’nun tek lideri olarak kendisini mi düşünüyor ?

Bunları da bilemiyoruz. Ancak şu bir gerçek ki, İsrail için bugünden itibaren, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İsrail, onarılması güç yaralar açmış durumda. Bunların nasıl üstesinden geleceğini bilmiyoruz. Belki de İsrail, dünyanın Filistin’de yaptıklarına fazla ses çıkartmamasının da verdiği bir öz güvenle böyle bir olaya girişti. Belki de, abisi ABD’den aldığı güç ve moralle, nasıl olsa kendilerine arka çıkar dürtüsü ile efelendi ve Akdeniz’in uluslar arası sularında 19 kişi olduğu söylenen ölü ve pek çoğu yaralı olan vukuatı işledi. Belki de hiç kimse bunu yapabileceğini düşünmüyordu, biraz da Türkiye’nin dürtüklemesi ile dünya ayağa kalktı. İsrail’e lanetler ve kınamalar gönderiliyor gıyabında. Belki de BM’den, Güvenlik Konseyinden ve bilhassa ABD’den ciddi bir ikaz ve kınama gelirse, belki de bir sonraki adım bir ‘yaptırım’ olursa –ki olmalıdır- İsrail’in işi çok zor olacak. Belki de bugüne kadar haklı olduğu pek çok konuda da taviz vermek zorunda kalacak.

Keşke ölü ve yaralılar olmasaydı. Ama oldu bir kere. Bir de, bir anlamda operasyonun olması iyi oldu aslında. Çünkü, dünya gözünü ve kulağını Filistin’e, Gazze’ye ve İsrail’e dikti. Şimdi, daha dikkat çekecek bu bölge. Hele bir de ‘müeyyideler’ başlarsa, İsrail taviz vermek zorunda kalacak ve ambargoyu kaldıracak. Uluslarası platformlarda bu ambargonun kaldırılması istenecektir, istenmelidir. İlk etapta bu yapılabilirse, Gazze bir anlamda nefes alabilecektir. Sonrası, sonra düşünülecek bir olay.

Olaylara ilk ve en büyük tepkiyi Türkiye gösterdi. Gelen açıklamalara bakılırsa, birçok ülkenin devlet adamlarını da koltuğunda kıpırdattığı görülüyor. Herkes tepkili. Ama bu tepkiler ‘yumuşak’ olmamalı. Daha sert açıklamalar ve tepkiler gösterilmeli. İsrail, en büyük tepkiyi Türkiye’den gördü ya ! Bundan sonra Türkiye-İsrail ilişkileri hiç de eskisi gibi olmayacak. İsrail, ilk günden itibaren, İsrail vatandaşlarının Türkiye’nin turistik yerlerindeki 35.000 kişilik rezervasyonları iptal etti. Ardından, Türkiye’deki diplomat eşleri ve yakınlarını hatta Musevi vatandaşlarını kendi ülkesine çağırdı. Aklı sıra, Türkiye’yi cezalandırıyordu. Ama unutmayalım ki, İsrail’in en büyük dış ticareti Türkiye iledir. Özellikle askeri alımlarda İsrail’in payı oldukça büyüktür. Dış ticaret durursa, diğer ülkeler de kısmı veya tam cepheli bir ambargo koyarsa, İsrail bundan sonra ne yapacak, kendisi düşünmelidir. Ama Türkiye kartlarını masaya yatırmalı ve gerekirse ticari bir nota vermelidir. Arkasından resmi ve askeri bir nota gelir mi gelmez mi ? Bekleyip göreceğiz.

Tüm bu gelişmeler olurken, dünya ayağa kalkmışken, İsrail’i karşı dünyayı, özelikle ABD, AB ve BM’yi göreve çağırmaya hazırlanan Türkiye, bu olayları partiler ilk önce kendi grup toplantılarında, daha sonra da mecliste gündeme getirdiler ve resmi yollardan bir deklarasyon yayınlamaya gündeme geldi. AKP kendi hazırladığı ön taslağı diğer partilerin imzalamasını istemesi üzerine, itirazlar geldi ve bu şekilde imza atılmayacağı, her partiden dış ilşkilerde uzman kişilerin bir araya gelerek oluşturacağı komisyonun hazırlayacağı bir metne imza atmanın daha doğru olacağını belirtmesi üzerine, hükümet ve AKP kanadı bunu kabul ediyor ve komisyon kuruluyor. Durum masaya yatırılıyor ve bir deklarasyon hazırlanıyor. Tüm partilerin altına imza atmasına rağmen, AKP ve hükümet imza atmayınca, muhalefet ayağa kalkıyor ve basın toplantıları ile, canlı yayınlarla bu durum protesto ediliyor. Muhalefetin yoğun baskısı sonrası hükümet deklarasyona imza atıyor ve ortaya çıkan yerel kriz de aşılmış oluyor.

Hükümetin neden böyle yaptığı bilinmiyor ama ortaklaşa alınan bir karar ile yayınlanan deklarasyon da şöyle deniliyor :

"TBMM, Türk Hükümeti’nden, İsrail ile siyasi, askeri ve ekonomik ilişkilerimizi gözden geçirmesini ve gerekli etkin önlemleri almasını beklemektedir” denilerek İsrail ile siyasi, ekonomik, askeri ilişkilerin gözden geçirilmesi, saldırının araştırılması için uluslararası bir soruşturma komisyonu kurulması, İsrail'in resmen özür dilemesi ve saldırı mağdurlarına tazminat ödenmesi istendi.”

Peki, bu ne anlama geliyor. Siyasi irade, hükümete, İsrail’e karşı çok ciddi ve sert bir tutum izlemesi önerisi ve baskısını iletmiş oluyor. Bundan sonra çok ciddi yaptırımlar da gelebilir, çok sert ve yoğun diplomatik bir trafik de..

Ama hükümet kanadı baştan “İsrail sonuçlarına katlanacaktır’ diye söylemişti. Bakalım olacak mı ? AKP hükümeti ne kadar kararlı ve de istikrarlı bir dış politika izleyecek, hep birlikte göreceğiz..

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..