Telefon şakaları

Telefon şakası kurbanı olan var mı aranızda?
Sakın sizde hayatınızın bir döneminde kimileri tarafından işletilmiş olmayasınız?
Öyle ya, yenik düştüğümüz bir takım zaaflarımız olabilir!
Ya da dalgın bir zamanımıza denk gelmiş olabilir ayrıca!
Ama çok da iddialı olmamak gerekiyor bu gayrı ciddi faaliyette!
Durum kurban seçtiğiniz kişi hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğumuza bağlı biraz da!
Gerçekleşme oranı ise planlayıcının başarısına göre değişir!
Özellikle de iş hayatınızda!
Yoğun bir çalışma sonrasında tüm yorgunluğumuzu alır fena mı?
Şöyle bir hafiften bir ses değişikliği kimilerinin yelkenlerini suya indirmesine yeter de artar bile!
Örneğin bir hastane de;
Alooo, ben Psikyatri’den Ayşe hemşireee.
Ali dayı sen misin?
Ta kendisi, buyruuun.
Napıyon gıı, nöbetçi misiin?
Novalgin var mı başım çatlıyo!
Var ama zamanı değil şimdi!
Bir hasta üzerime çullandı elbiselerimi parçaladı!
Her tarafım meydandaaa!
Sutyenimin lastiği ile habire kesme şekerleri fırlatıyor sağa sola!
Çabuk olun lütfeeeen!
Üşüyoruuum!
Dayanın hemşiranım, yettim.
Hadi yetme de görelim!
Görev tamamlanmıştır işte!
Masanın en alt çekmecesinden çıkarttığı lastik cop Kara Murat’ın kılıcı halini alır adeta.
Hava da kavisler çizerek yokuştan aşağı koyverir kendisini!
Ama geri dönerken çıplak bir kadın görememenin kızgınlığıyla iki dakikada nasılda tırmanır o dimdik yokuşu!
Akıl sır ermez bu sürpriz enerjisine.
Dedim ya, aklının değil, her daim şeyinin dikine hareket etmek böyle bir şeydir işte.
Yani başka türlü olmaaaz!
İçi gıcıklanmış bir kere, manzarayı ille de kendisi görecek!
Ama akıllanmak falan da yok öyle!
Bi da yapacan mı?
Yok yok, kesinlikle!
Yemin iç.
Valla billa!
Ama arkadaşlarınız tarafından yeni bir sipariş alınana kadar tabi!
E böyle bol malzeme oldukça bu hikayeler de ilelebet sürer gider tabi!
Oysa kimi konuşmalarında ahizenin diğer ucundaki gerçek kişileri işletme zannedip az mı hakaret etmişlerdir?
Ne cezalar almışlar, ne fırçalar yemişlerdir!
Ama her defasında oltayı yutanlar arasında başı çekerler.
Aksi halde baltayı taşa vurmak görev hayatını sona erdirmek demektir.