Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '12

 
Kategori
Güncel
 

Terör saldırıları Gazze ile eş zamanlı mı değil mi?

Terör saldırıları Gazze ile eş zamanlı mı değil mi?
 

Öğle öncesi öğrendiğime göre Şemdinli dolaylarındaki çatışmalarda en ez beş (5) şehit var yine... İlgili haberlerden, ‘Hakkari’nin Şemdinli ilçesinin Irak sınırında bulunan Balkaya Dağları çevresinde çıkan çatışmada, ilk belirlemelere göre beş (5) askerin şehit olduğu, yedi (7) askerin yaralandığını ve  on altı (16) terörist öldürüldüğünü’ öğreniyoruz. Anlaşılan o ki resmi söylemlere gör de 'uluslararası' destekli terör örgütü saldırılarında 'ağır silahlar' da kullanarak topraklarımızı işgal etmek için var gücü ile çarpışmaktadır.

Şehit Mehmetçiklerimizin mekanı Cennettir İnşallah!

Bölücü, ayrılıkçı, kan emici teröre de onu açıkça ya da sinsice desteklemekten bir türlü utanıp arlanmayanlar da lanet olsun! Umarım terör odakları en kısa sürede ortadan kaldırılarak, akan kanların durdurulması sağlanacaktır.

Söz konusu haberi okuyanlardan Nuray Hanım, ‘Gene mi şehit, gene mi ocaklara ateş düştü, gene mi anaların ciğeri dağlandı, gene mi analar kuzusuz, yavrular babasız, kadınlar kocasız kaldı. Yazıklar olsun bu terör belasını bitirmeyenlere ve bitiremiyenlere söyleyecek başka bir şey bulamıyorum.(18/11/2012 - 15:40 Hürriyet com.tr) yorumunda bulunmuş. Olan bitenlerin bu hayasızca devamlılığı karşısında bu sözlere katılmamak elde değil.

Başbakan Erdoğan iki yıl önce, ‘Artık bıçak kemiğe dayanmıştır’ diyerek teröre lanet okumuştu

Irak Cumhuriyeti’nin Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile sınırdaş olan Şemdinli yıllardan beri terör odaklarınca ‘kurtarılmış alan’ olması için işgal edilmeye çalışılan bir yöremiz. Ancak Türk Ordusunun direnci karşısında teröristler sinsi saldırıları ile bu emellerine bir türlü ulaşamıyorlar. Dileğim odur ki en kısa sürede ne anne babalar ne de bu gibi sinsi ve can alacı terör saldırılarını öğrenen kişiler ağlayıp sızlamasın. ‘Artık el ensaf! Hülağü Han mı oldun bre kâfir!’ diye başkaldırılacak bir duruma geldi soruna duyarlı yurttaşlarımız. Onlara sessiz çoğunluk da diyebiliriz.

Aşağıdaki okuyucu yorumları da umarım ilgili makamları uyarıcı pek çok içerik taşımaktadır:

Alpay Bey, ‘İlk belirlemelere göre, dediklerine göre şehit sayısı çoğalacak gibi gözüküyor.Halkın tansiyonunu düşürmek için şehit sayısını artık bu şekilde veriyorlar. Başbakan ise Mısır'ı çok sevdi. Önümüzdeki seçimlerde kendisine gereken ders sandıkta verilecek’ diyor. (11/18/2012 13:59 Hürriyet com.tr)

Biray Hamın da, ‘Devlet yetkililerine buradan seslenmek istiyorum; bırakın artık Suriye, İsrail-Filistin kendi sorunlarını kendileri halletsin. Bakın bu gün beş evladımızı şehit verdik yine... Bizler ve sizler el ele vererek bütün milletimiz bu terör sorununu çözelim. Artık içlerimiz şehit acısı ile kavrulmasın(11/18/2012 13:49 Hürriyet com.tr) diyerek Terör Sorununun durdurulması için daha duyarlı olunması çağrısında bulunuyor.

Köroğlu: Mert dayanır namert kaçar!

Görülen o ki Hükümet  bütün dayatmalara rağmen Bölücü Terör Örgütü ile anlaşmaya yanaşmıyor. Çok bel bağlanılan Oslo Süreci de darmadağın olmuşa benziyor. İç ve dış kaynaklı terör odaları ise her fırsatta sinsi saldırılarına devam ediyor. Dört yüz yıl kadar önce Köroğlu'nun, 'Mert dayanır namert kaçar' dediği gibi bir durum içine girildiği çok açık. Bir de Dadaloğlu'nun çalıp söylediği gibi, 'Delikli demir çıktı mertlik bozuldu!'

İsrail’in Mavi Marmara Saldırısı ile eş zamanlı terör saldırıları nasıl çözümlenecek?

Anlaşılıyor ki ya Hükümet terörü bitirecek ya da terör örgütü Hükümetin çoğu iyi niyetli yaklaşımlarını kökünden kazıyarak 'ayrılıkçılık tohumlarını daha da yaygınlaştırmak için' sinsi pusularını atmaya devam edecek... İnsani yardımlar için İsrail’in Refah Giriş Kapısını göstermesine rağmen Mavi Marmara Gemisinin  Gazze’ye doğru yola çıkmasından sonra kaygılı bir bekleyiş içerisinde iken olanlar olmuştu: 31 Mayıs 2010 gece yarısı İsrail güçleri gemiye çıkmışlar; orantısız güç kullanarak dokuz (9) Türk yurttaşımızı şehit etmiş ve gemiye de el koymuştu.

Bu konudaki ‘özür dileyip dilememe’ sorunu bugün bile çözümlenmiş değil. İşte eski Türk Gölü Akdeniz’in uluslararası sularında Kamer Adaları’na kayıtlı Mavi Marmara Gemisine İsrail güçlerince o meş’um saldırı düzenlendiği sırada İskenderun yakınlarındaki bir karakola sinsice saldırarak yedi (7) Mehmetçik edilmişti. Bu iki acı olay üzerinden Hükümet yanlısı bazı gazeteciler ‘eş zamanlılık’ anlamında yorumlarda bulunmuşlardı. Dün öğle sonu ya da bu sabah Şemdinli’de meydana gelen terör saldırısı için bakalım o kişiler ile onların gönüllü destekçileri nasıl bir yorumda bulunacak...

Terör Sorununu bitirememek ikinci bir Balkan Bozgunu gibi bir sonuç doğurmasın?

Anladığım kadarı ile Hükümet uluslararası destekçileri olduğu çok belli olan Kürt Sorunu ile Terör Sorunu arasında sıkışıp kalmıştır. Bu açıdan her iki sorun da üzerinde anlaşılamayan birer muamma olarak günden güne büyümektedir. Belki her iki sorun için de yüze yüze kuyruğuna gelindi, bilemiyoruz.

Bence ufukta ‘dahili ve harici’ Ufukta gizli ellerce tezgahlanan ikinci bir Balkan Bozgunu var olmasın!? Bilindiği gibi Balkanlar’daki Osmanlı egemenliğine Batı’nın Hasta Adam olarak nitelediği Osmanlı Devleti için uygulamaya koyduğu ‘yeni bir ulus yapılandırmak’ (to build a nation) siyaseti gereğince Arnavut, Boşnak, Bulgar, Karadağlı ve Sırp ulusları da kışkırtılarak son verilmiştir. Hasta Adam üzerindeki son değerlendirmeler de yapılarak Çarlık Rusyası ile birlikte bütün Düvel-i Muazzama etnik yapılanmalar, yeni anayasa hareketleri, iç isyanlar, silahlı komitacı tedhiş (terör) örgütleri, ıslahat anlaşmaları ve dört bir yanda açılan cephe savaşları ile Osmanlı toplumunu her yönden vurmaya başlamışlardır. Osmanlı Devletimiz dağıtıldıktan sonra ise Batı dün olduğu gibi bugün de Roma İmparatorluğu’nun yayılmacılık ve sömürü içeren düşüncesi ‘parçala ve yönet’ (divide et impera) siyasetini uygulamıyor mu?

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..