Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '21

 
Kategori
Güncel
 

TESADÜFEN BİLGİLENMEK

Doğru teşhis için bilgilerin doğru olması son derece önemlidir, bilim adamının ya da ortaya bir fikir koymaya çalışan kişinin de mevcut ortamdaki güç dengelerini rahatsız etmesi gerekmez, yaşayabilmesi ve fikirlerini ortaya koyabilmesi içim mevcut iktidarlar ne kadar zalim olursa olsun onunla iyi geçinmek hatta onları övmek ve iltifata mazhar olmak zorundadır.

Çeşitli yerlerde “İbni Sina” ile ilgili örnekler verdim. Güçlü olan yapı zayıf olan yapıdan, devletten her şeyi alabileceğini düşünür. Günümüzde bunda diplomasi falan diyorlar. Esasında halkın gerçekleri tam olarak anlayamaması için iç siyasete açıkça ifade edilemeyen ancak alanın da verenin de ne aldığını ne verdiğini bildiği kurtla kuzunun pazarlık yapmasına ya da kümesin içindeki tilkinin tavukları hangi sırayla yiyeceğine dair uydurduğu ve horozla yaptıkları işbirliğinin içeriye yani tavukların tam olarak anlayamayacağı dile çevrilmesi iç tepkilerin bu yolla hafifletilmesi, zorla yenecek tavukların etinin tadının bozulacağından, lezzetini kaybedeceğinden olsa gerek bu paragraftaki işte bu cümlede olduğu gibi söylenmek istenenin, uzatılarak dikkatleri dağıtması ve okuyanların sıkılmak suretiyle “artık ne olacaksa olsun” kıvamına getirilerek derin bir uykuya daldığı anda, acı çekmeden ve av konumunda olanın karşılık vermeden gönüllü bir şekilde kendisini sunması için zemin hazırlamak suretiyle konuyu uzattıkça uzatmaktır.

1950’lerden sonra NATO’ya girme hedefi çerçevesinde durumu protesto edenler olmuş mudur bilinmez ancak sözde CHP’ye nazaran daha demokratik bir yönetim sergilediği düşünülen ve ezanın Arapça okunmasını sağlayan bir partiye karşı “Müslüman’ın kanı, canı ancak cihat sebebiyle tehlikeye atılabilir ya da vatan tehlikedeyken asker kullanmak şarttır aksi halde vatan evlatları feda edilemez” şiarı dahi gündeme gelmemiştir. O zaman bir umut vardı. Batı bloku içerisinde yer alabilmek hayati öneme sahipti. Daha otuz yıl öncesi unutulmuştu. Avrupa’dan tamamen atılmış Türklerin Orta Asya’ya kadar gönderme hedefinde ya da emir altında tutulması arasında tercih yapıldığını ve Anadolu’da kontrollü bir devlet kurulması İngiliz ve Fransız savaş gemilerinin İstanbul’da kaç yıl bulunduğunu bilenler şüpheleri doğrultusunda beyan ettikleri her fikirde nasıl vatan haini ilan ediliyorsa, aynı şekilde 1950’lerde Kore’ye asker gönderilmesine karşı çıkanların da aynı muameleyle karşı karşıya kalacaklarına dair bir beyanat bulunması, hele de ünlü kimselerden (yazarlardan, şairlerden) zordur. Yemen türküleri yakılırken Kore türkülerin yakılmaması ya da yakıldıysa mükemmel bir karartma uygulaması sebebiyle biz göremedik. Siz Kore’de evladı, kocası, babası, amcası şehit olan insanların bu konuya dair türkü şiir yazmadıklarını düşünüyorsanız yanılıyorsanız. Benim gibi birisi dahi Ordu’da bir Ceren öldürülmüştü hatırlar mısınız? Hani şu afla çıkıp, rastgele öldüren sosyopatın arkadan yaklaşarak bıçakladığı kızcağız. Duymuyorsak görmüyorsak duymamız ve görmemiz istenmediği içindir. Hani, şu meşhur 1. Dünya Savaşında İngilizleri teslim aldığımız Kut savaşı birkaç yıl öncesine kadar çoğu kimsenin hafızasında herhangi bir yer kaplamıyordu. Yok kabul etmekle yok olmayacak şeyler vardır ancak geçmişte kalan olayların dilleri yoktur. Anlatıcıları yazıcıları kitapları vardır. Kore’de Türk askerinin ne kadar mükemmel dövüştüğü bir tarafa, birincisi bu olayın cihat olup olmadığına dair bir kitap varsa da ben henüz rastlamadım, Amerika’da halkın bir kısmı Vietnam Savaşı’na karşı çıkarken, Türk halkı Amerikan çıkarları için Kore’de ölmek için neden gönüllü olmuştur diye düşünenler olmuştur ancak yüksek perdeden çıkan seslerin sesi kısılmış, din adamlarının ise hâlihazırda dinsel anlamda kendilerine özgürlük tanıyan Demokrat Parti’ye karşı ses yükseltmeleri beklenemezken vatan savunmasına, Yunanlılarla yapılan savaşlara karşı çıkan din adamlarının seslerinin daha gür çıkması halen bunun dillendirilmesi ilginç ötesi bir durumdur. Burada yani 1950’lerde bireysel anlamda itirazlar olmuşsa dahi onlar ustalıkla susturulmuşlardır ki günümüze gelen şiddetli bir itiraz yoktur.

Bir ülkenin düşünürlerinin aynı şeyi düşünmesi beklenemez. Ancak mevcut güçlerin iradesi ve izniyle açıklanan fikirler de aslında bir nevi meşrulaştırma çalışmasıdır ki burada toplumlar üzerinde etkisi olan fikir adamlarının bizzat önü açılan adamlar olduğu gerçeğidir.-de, -da ekini doğru yazamayan profesörler, gazeteciler, yazarlar öbür tarafta dilini kullanırken inanılmaz ustalıkla kullanan hiç ummadığımız kişiler karşısında insanın şaşırmaması mümkün mü?

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..