Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '15

 
Kategori
Yoga / Meditasyon
 

Tesadüfler

Tesadüfler
 

Hayatta tesadüflere inanır mısınız? Geçen hafta derslerim tesadüflerle doluydu... Bambaşka yerlerde ve değişik gruplara ders verdiğim halde tüm grupların aynı yoga dersini istemesi sizce de tesadüf değil mi? "Uzun zamandır karın güçlendirici bir ders yapmadık öğretmenim? Bu hafta karın güçlendirici bir akış yapmaya ne dersiniz?" Ne diyebilirim ki? En sevdiğim asana grubu...
Tam da bu cümlelerdi geçen haftaki özel ve grup derslerinde duyduğum. Birbirinden farklı, birbirinden ayrı yerlerde verdiğim derslerde aynı istekle karşılaşmak tesadüf değil de nedir? Ve bu talebin aynı hafta içinde gelmesi...
Derslere her zamanki gibi meditasyon ile beden ve zihni rahatlatarak başladık. Meditasyon sonrasında dört ayak üzerine gelip omurgayı "marjaryasana-bitilasana" (kedi-inek esnetmesi) ile hareketlendirirken, o gün karın kaslarına odaklandığımız için "marjaryasana" (kedi duruşu) sırasında karnı iyice içeri çektik. Nefes alırken, "bitilasana"ya (inek duruşu) geçip karın kaslarını rahatlattık. Bu akışı beş kere tekrarladıktan sonra, dört ayak üzerinde omurgayı yuvarlayıp dizleri birkaç santimetre yerden kaldırdık. Yavaş yavaş karın kaslarını güçlendirmeye başlamıştık. O ana kadar zirve duruşuna karar vermemiştim. Aklımda bir iki seçenek vardı. Karın kaslarını güçlendirdiğimiz bu duruşta, zirve duruşuna karar verdim: "Tittibasana" (ateş böceği)... Duruşun Sanskrit ismini hatırlıyordum ama bir türlü Türkçe adını hatırlayamadım. En sonunda: "Bir böcek türü" dedim ve ders sonu "asana"nın Türkçe ismini araştıracağımı söyledim.
"Tittibasana", bir kol denge duruşuydu. Bu duruş için kalçayı esnetmek, karın kaslarını, kolları ve omuz kuşağını güçlendirmek gerekiyordu.
Her şeyden önce bedeni ısıtmamız lazımdı. Bedeni, "surya namaskara" (güneşe selam) serileriyle ısıtmaya başladık. Güneşe selam serileri arasında "phalakasana"da (sopa duruşu) en az beş nefes bekleyerek kolları, omuzları ve karın kaslarını güçlendirmeye çalışıyorduk. "Surya namaskara" serileri arasına kattığımız diğer karın güçlendirici asanalar "vasisthasana" (Bilge Vasistha duruşu/yan sopa), "chaturanga dandasana" (alçak şınav) ve "phalakasana"nın tek ayaklı varyasyonlarıydı. "Vasisthasana"da nefes alıp verirken bedeni yere yaklaştırıp yukarı ittirerek karın kaslarını daha yoğun hissettik. Kimi zaman "uttanasana"da (ayakta öne eğilme) ağırlığı öne vererek parmak uçlarında yükselip karın kaslarını iyice içeri çekerek çalıştırdık. Güneşe selam serilerini yaparken, tüm dikkatimizi karın kaslarına vermiştik. Öğrencilere, karın kaslarını kasıklardan başlayarak yukarı doğru yukarıya ve kaburgalara kadar içeri doğru çekmelerini söylemiştim. Böylece karın kaslarını hiç bir asana bile yapmadan hissedebilirlerdi. "Utkatasana" (sandalye duruşu) da ayaktaki karın güçlendirici duruşlardan biriydi. Bu duruşta bir süre sabit bekledikten sonra, ayak parmak uçlarını yerden kaldırarak hem dengemizi sınadık hem de karın kaslarını biraz daha yoğun çalıştırdık. "Tek bacaklı sandalye"de dengemizi sınadığımız bir başka asanaydı. 
Sıra yerdeki karın güçlendirici asanalara gelmişti. Bir "surya namaskara" sırasında "adho mukha svanasana"dan (aşağı bakan köpek) öne ellerin dışına zıplayarak "malasana"ya (dua tespihi/çelenk duruşu) geçtik. Bir süre bu duruşta bekledik. Amacımız, kalçaları esnetmekti. Yere oturduktan sonra "paripurna navasana" (sandal) varyasyonlarını yaptık. İki kez "navasana" yapıp beşer nefes bekledikten sonra, "navasana"da karın kaslarını kaburgalara kadar içeri çekip bacakları bedene elimizden geldiğince yaklaştırmaya çalıştık. "Navasana"da nefes alırken kürek kemiklerine kadar yere yaklaşıp nefes verirken "navasana"ya kalktık. "Navasana"dan "halasana"ya (saban) tekrar "navasana"ya kalkmayı denedik. Üç kez... Kimi zaman "navasana"da oturma kemiklerinin üzerine yerleşip dengede kalabildik, kimi zaman öne kimi zaman da geriye yuvarlandık... Sonra "upavistha konasana" (bacaklar ayrık yerde öne eğilme) ile kasık kaslarını esnettikten sonra, bu şekilde omurgayı geriye yuvarlayıp "supta konasana"ya (yerde açı duruşu) geçtik. Bu akışı da üç kere tekrarladık. "Halasana"ya geriye doğru yuvarlanıp "malasana"ya kalktık. "Malasana" ile kasık kaslarını biraz daha esnettik. 
Zirve duruşuna çok az kalmıştı. Bu duruştan önce "bakasana" (karga duruşu) ile bedeni kol denge duruşlarına hazırlamak istedim. İsteyenler "bakasana"ya kalkabilir, kendini duruşa hazır hissetmeyenler ayaklarını tek tek yerden kaldırabilir, isteyenler de iki ayak parmak ucunu yerde tutabilirlerdi. Ayak parmak uçlarını yerde tutup bu duruşu denemek bile belli oranda bir kol denge çalışmasıydı. Bedenimiz ve zihnimiz hazır değilse, kendimizi zorlamamızın gereği yoktu. Ve artık sırada "tittibasana" vardı. "Bakasana"dan farklı olarak omuzları ve kolları bacakların içine sokmaya çalıştık. Bu ilk aşamaydı. İsteyen asananın bu aşamasında kalabilirdi. Eğer burada iyi hissediyorsak ve duruşta biraz daha ilerlemek istiyorsak bacakları yana doğru açabilirdik. Ve son aşama ayakları yerden kaldırıp tam duruşu denemekti. Herkes, kendi deneyimini yaşadı. 
Sınıfta her iki duruşu da deneyimlemeyenler vardı. Ne "bakasana" ne de "tittibasana"dan mutlu olan öğrenciler vardı. Bedeni bu kadar hazırladıktan sonra bir başka seçenek daha gösterebilirdim. "Bhujapidasana" (kol denge duruşu) ve "eka hasta bhujasana" (tek el kol denge duruşu) da diğer iki seçenekti. Bu kadar çok seçenek göstermemim tek bir sebebi vardı. Herkesin beden yapısı farklıydı. Kiminin omuzları çok esnek, kiminin kalçası... Kiminin ön bacaklarında "kuadriseps" kasları çok gergin olduğu için özellikle "eka hasta bhujasana" onlar için çok zorlayıcıydı. Kuadriseps kaslarına kramp girebiliyordu. Kimilerinin kolları kısa geliyordu ve o yüzden "bhujapidasana" ve "tittibasana" onlara çok zor geliyordu ama "bakasana" onlar için çok daha kolaydı. Derste herkesi az çok memnun etmek istediğim için birçok seçenek sunmuştum.
Zirve duruşundan sonra "dandasana" (asa duruşu) ve "paschimottanasana" (yerde öne eğilme) ile omurgayı dengeledikten sonra sırt üstü yatarak "jathara parivartanasana" (karından burgu) ile bedeni rahatlatıp gevşettik. Sırada "savasana" (derin gevşeme ve dinlenme pozisyonu) vardı. 
Yoğun bir ders yaptığımız ve ders boyunca çok yorulduğumuz için o gün "savasana"yı uzun tuttum. Beden ve zihin iyice gevşesin ve dinginleşsin diye... "Savasana" sonrası dersi nasıl bitirdik? "Kol denge duruşları oldukça zorlayıcı duruşlardır. Bu duruşları yapabilmek için koordinasyon ve konsantrasyon gerekmekteydi. Beden ve nefesi birbirine uyumlamak, sabit bir noktaya bakmak ve korkuların üzerine gitmek... Kol denge duruşlarından bahsettiğimizde, korkularda devreye giriyordu. Artık ayaklarımızın üzerinde değil, kollarımızın üzerindeydik. Artık zeminimiz ellerimizdi. O yüzden ellerimizi güçlü bir şekilde yere yerleştirmeli, parmaklarımızı yere geniş bir şekilde yaymalı ve zeminimizi mümkün olduğunca güçlü ve geniş tutmalıydık. Eller ve kollar ayaklar kadar güçlü olmadığı için, korkularla yüzleşmek zorunda kalıyorduk. Karga gibi, ateş böceği gibi uçmak... Bedenin ağırlığını biraz öne, biraz arkaya vererek uçmak... Kanatlanmak... Korkularla yüzleşmek ve korkuların üzerine gitmek..." İşte o günkü dersten bizlere kalan da buydu...
 
 
Toplam blog
: 201
: 432
Kayıt tarihi
: 08.05.13
 
 

Uluslararası Yoga Alliance onaylı hatha, vinyasa, yin ve prenatal yoga eğitmeni... Hayata bambaşk..