Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '09

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

The Daily Show with Jon Stewart

The Daily Show with Jon Stewart
 

İzliyor musunuz bilmiyorum ama modern bir taşlama ustası Jon Stewart. The Daily Show’da haftanın beş günü program yapıyor. Bize ise e2’den haftada bir izlediğimiz Global Edition kalıyor, ama olsun en azından bu kadarını görebiliyoruz. Jonathan Stuart Leibowitz adıyla yahudi bir ailenin çocuğu olarak New York’ta dünyaya gelmiş. Babası New Jersey College’de profesör, annesi ise öğretmen. Anne babası erken yaşlarda boşanan birçok çocuk gibi onun da karakteri yaşıtlarına göre daha erken şekillenme şansını buluyor. Lisede “yahudi “ bir çocuğa kabadayılık etmekten (ingilizcedeki “to bully” fiiline bir adamakıllı bir türkçe karşılık yok sözlükte, hemen bir yetkili ile görüşmek istiyorum!) ceza alıyor. Tabii bu arada bir yahudi olarak, yahudi bir çocuğa yaptığı zorbalığın ironisi de yazarın bu çeviri konusuna mutlaka parantez açma ısrarı ve Türk Dil kurumundaki yetkili kişilerin ihmalkarlığı yüzünden vurgulanamamış oluyor... Lisede arkadaşları tarafından “en iyi espri anlayışı olan kişi” oylamasında, neden böyle bir oylama yapıldığını ise hiç mi hiç bilmiyorum, birinci seçiliyor. Espri yeteneği takdir edilen biri olarak öne çıkıyor çevresinde. Üniversitede psikoloji okuduktan sonra içinde çocuklara kuklalar ile güzel vakit geçirtmek dışında psikoloji ile ilgisi olmayan birçok işte çalışıyor. Profesyonel kariyerine ise komedi ikonu olan Woody Allen’ın başladığı The Bitter End’de başlıyor. David Letterman 1993’te NBC’den ayrıldığında alternatifler arasında finale kalıyor ama NBC Conan O’Brien’ı seçiyor (Büyük şirketlerin büyük hatalarından biri daha...). Bunun üzerine aynı yıl MTV’de kendi talk-show’u olan The Daily Show’u sunmaya başlıyor. Show, Beavis and Butthead’den sonra en çok izlenen olarak program olarak büyük patlama yapıyor ve Jon Stewart’ın yükselişi başlıyor...

Programda ele aldığı politik konuları kimi zaman sarkastik, kimi zaman grafik, kimi zaman da eleştirel bir üslup ile aktarırken aralara zekice mizah öğeleri serpiştiren başarılı bir şovmen Jon Stewart. Karısına evlenme teklifini The New York Times’da özel olarak yayınlattığı kişisel bir puzzle ile yaptığını söylersem sanırım yaratıcılığı hakkında güzel bir örnek vermiş olurum. Ayrıca bu yetenekleri ve sektöründe geldiği nokta bir önceki Oscar töreninin sunuculuğu görevi ile onurlandırılmış bir isim kendisi. Program insan davranışları üzerine olduğu için genellikle vurgulanan öğeler insanların çelişkileri oluyor haliyle. Tabii eleştirilen insanlar sıradan insanlar değil. Parlemento üyeleri, program sunucuları, ve genelde de Amerikan başkanı ve onun önderliğinde uygulanan devlet politikaları. İnsan özenmeden edemiyor tabii ama bizde böyle bir formatta program yapılabilmesi kısa vadede mümkün gözükmüyor. Mizah dergilerini mahkemeye verildiği, internet sitelerindeki haberlere yorum yapanların takip edildiği bir ülkede program yapmaya kalkışsaydı Jon Stewart, herhalde Ergenekon’a dahil olan ilk yabancı olarak dosyada hakettiği yeri bulurdu... The Daily Show sadece Jon Stewart'tan ibaret de değil. Zaten kendisi de programın isminin yanına kendi ismini eklenmiş olarak göstererek, bkz:The Daily Show with Jon Stewart, programın bütünlüğinü sağlayan çalışma arkadaşlarına da kredi verilmesi gerektiği mesajını vermiştir - ya da ben çok abartıyorum, çok sade bir hikayesi de olabilir aslında... Programda John Oliver gibi 30'lu yaşlarında çok başarılı bir stand-up'çının yanında "Ask a Correspondent" bölümünde bir çok diğer başarılı komedyen de kendilerine yer buluyor. İki bölümden oluşan şov'da ikinci bölümde ünlü bir konuk ağırlanıyor ve kendisi ile yaklaşık 5-10 dakikalık bir söyleşi yapılıyor.

Diyeceğim, modern satirizm’in en güzel örneklerinin sergilendiği The Daily Show’u izleyin. Düşünceye tanınan özgürlüğü göreceksiniz - ufkunuz açılacak; eleştirel bakışın hakaret sınırlarına varmadan yapıldığı zeka dolu atıflar göreceksiniz - bakış açınız değişecek; yanına bile yaklaşamadığınız “büyük” insanların çelişkileri üzerine yapılan mizahi saptamaları izleyeceksiniz - duruşunuz değişecek...

 
Toplam blog
: 89
: 618
Kayıt tarihi
: 16.12.06
 
 

İlk kitabımı, 'Pal Sokağı Çocukları'nı okuduğumdan beri yazıyorum. Yazmak beni o çocuklar gibi öz..